1. Gözle temas miktarı arttı. Katılımcılar ekranlarından ziyade diğer insanlara baktılar ve sonuç olarak daha iyi ve daha derin kişisel bağlantılar kurup arkadaşlıklar geliştirmeyi kolaylaştırdılar.
2. Duruşlar hemen düzeldi. İnsanlar daha dik durdular, omuzlarını geriye ittiler ve başlarını sırt ve vücut ağrısını azaltan ve sindirimi iyileştiren dik pozisyona getirdiler. Ayrıca bu insanların daha ulaşılabilir görünmesini sağladı.
3. Konuşmalar daha ilgi çekici hale geldi. Katılımcılar Google’a erişemediklerinden daha kişisel deneyimler ve anekdotlar iletmek zorunda kaldılar, başkalarıyla birlikte olma deneyimini daha da derinleştirdiler.
4. Her şeyin daha fazlasını hatırlamaya başladılar. Katılımcılar konuşmalarda 'daha fazla' bulunduğundan, ne söylendiğini hatırlama olasılıkları daha fazlaydı, özellikle başkalarının hayatlarıyla ilgili ayrıntıları başka türlü çevrimiçi bilgi seli sırasında kaybediyorlardı.
5. Uyku düzenleri normale döndü. Çoğu ekran, vücuda beyninize uyumaya hazır olduğunuzu söyleyen doğal olarak meydana gelen kimyasal olan melatonin salınımına devam etmesini engelleyen 'mavi ışık' yayar. Mavi ışık olmadığı için katılımcıların uykuya dalması kolaylaştı.
6. Birçoğu yeni atılım kararları aldı. İnternet sürekli dikkat dağıtmadığında katılımcılar daha derin düşünebildiler ve geride bıraktıkları yaşamları için kararlar verebildiler.
İLK OKUDUĞUMDA HİÇ BİR İŞE YARAMAYACAĞINI DÜŞÜNMÜŞTÜM,AMA GERÇEKTEN DENEYİNCE ÇOK BAŞARILI,ŞAKA LAN ŞAKA SİKTİR GİT.