İnsanoğlu Taşınıyor mu? SpaceX Firması 2018 Yılında Mars'a Uzay Aracı Gönderecek!

Evrenle alakalı insanoğlunun aklında şu an için iki önemli soru var. Birincisi bu evrende yalnız olup olmadığımız, ikincisi ise Dünya’dan başka bir yerde yaşamın oluşmasının mümkün olup olmadığı.

Birkaç ufuk açıcı bilgiyle başlayalım:

Burası yaşadığımız yer

Mars’dan bakıldığında dünya

Ama Güneş gibisi yok.

Bir adım geri atalım. Güneş’e oranla Dünya’nın büyüklüğü bu.. Biraz korkunç sanki..

Evrende Yalnız mıyız?

Bu kadar ufuk açıcı bilgiden sonra, akıllara takılan ilk soru olan Evren'de yalnız olup olmadığımız, insanlık tarihi boyunca merak edilen ve edilecek bir konu. Bu konuya cevap bulabilmek için NASA başta olmak üzere birçok ülkede dünya dışı yaşam ile ilgili devlet destekli kurum ve kuruluşlar mevcut. Sürekli olarak uzaya sinyaller gönderiliyor, araştırmalar yapılıyor. SETI projesi bunun en önemli örneklerinden şu an için. Tüm bu araştırmalar ve çalışmalar bir yanda, aslında dünyanın kendisi başlı başına bir radyo sinyali potansiyeli görüyor. Fakat evrenin büyüklüğünü düşünüldüğünde, bu radyo sinyallerinin etkisi de tartışmaya açık elbette. Dünyadan yayılan radyo sinyallerinin sadece bizim galaksimiz içinde duyulabildiği/görülebildiği alanın resmi de bunu ispatlıyor zaten.

Hangi Gezegenlerde Canlılık Olabilir?

Peki, bu evrende dünyadan başka bir gezegende canlılık olabilir mi ya da canlılığın başlaması için uygun ortam var mı? 

Dünya dışı yaşam arayışı özellikle gelişen teknoloji ile birlikte en azından daha iyi bir seviyede diyebiliriz sanırım. Yakın zamanlarda da Dünya benzeri, üzerinde yaşamın başlayabileceği birçok gezegen keşfedildi. Peki, Mars bunlardan birisi mi? 

Dönem dönem kulaklarımıza gelir, ‘Mars’ta kalça kemiği bulundu’, ‘Mars’ta su olduğu keşfedildi’ gibi haberler. Peki, gerçekten Mars bizler için yaşamımızı sürdürebileceğimiz bir yer mi? 

Gelin, şimdi bunu inceleyelim.

Mars’ı Keşfetme Çalışmaları

Mars’ı keşfetme çalışmalarının altında yatan neden Sovyetler Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki güç yarıştırma hevesinden öte değildir aslında. Öncelikle Sovyetler Birliği bir dizi denemeler yaptı bu gizemli gezegeni keşfetmek amacıyla. 1960’lı yıllarda Korabl 4, Korabl 5 ve Korabl 11 isimli uzay araçlarını yolladı. Fakat bu denemeler başarısızlıkla sonuçlandı. 

Bu çalışmaların altında kalmak istemeyen ve Sovyetler ile Soğuk Savaş içerisinde olan ABD, ilk önce Mariner 3 isimli uzay aracını gönderdi. Fakat sonuç alınamadı. Sonrasında Mariner 4 uzay aracını uzaya yollayan ABD, insanlık tarihinin Mars hakkındaki ilk veri ve fotoğrafları elde etmesini sağladı. 

İşler artık iyice kızışmış ve Soğuk Savaş, uzaya taşınmıştı. Sovyetler ve ABD arasında artık uzayı keşfetme yarışı başlamıştı. 

1970 yılına gelindiğinde ise ABD, Mariner 9 adlı uzay aracını Mars’ın yörüngesine yerleştirdi. Altta kalmak istemeyen ve çalışmalarını hızlandıran Sovyetler Birliği de iki uzay aracını, Mars 2 ve Mars 3’ü uzaya gönderdi ve bunlar da yörüngeye oturdu. Hatta Mars 3, Mars’a inmeyi denedi fakat başarılı olamadı. 

Bu dönemler arasında yaşanan bu çekişmeler sonucunda 2000’li yıllara gelindiğinde ise hem Rusya hem de ABD, Mars’a birçok uzay aracı gönderdi ve başarılı da oldu. 

Bu furyaya daha sonradan Avrupa ülkeleri de katıldı elbette.

Mars’a Koloni Kurma Çalışmalarının Başlangıcı

Gezegenimizin hızla artan nüfusu, yaşayabilecek alan yetersizliği ve kaynak sorunları yüzünden Dünya’yı terk etme aşamasına gelebileceğimizi düşünen Elon Musk, bu çalışmaları 2012 yılında başlattı. Musk, herhangi bir felaket halinde varlığımızı korumak için birçok gezegende yaşam olanağının araştırılması gerektiğine inanıyor. 

NASA’yla gerçekleştirdiği ortak projelerle bilinen SpaceX’in başkanı Musk, Dünya’dan Mars’a insan taşıyacak uzay araçları ve roketler geliştirerek, Kızıl Gezegen’de büyük bir koloni kurmak istediğini açıklamıştı. 

Mars’ta kurulacak kolonide yer alabilmenin elbette bir de bedeli var: 500 Bin Dolar.. Musk’a göre bu para çok yüksek değil, çünkü bu koloninin kurulabilmesi için yapılacak giderleri ve yolculuk masraflarını ancak karşılayabileceklerini açıklamıştı.

Ve İlk Adım SpaceX'ten Geldi: Hedef 2018'de Mars'a Gitmek!

SpaceX, 2018'de Mars'a İlk Aracını Göndermeye Hazırlanıyor

SpaceX Firmasını Merak Edenlere:

Uzay Teknolojilerine Adeta Çağ Atlatan SpaceX Firması ile İlgili Bilmeniz Gereken Her Şey

NASA’nın Bu Konudaki Çalışmaları

Mars’ta olası bir yaşamı taklit etmek üzere, NASA’ya bağlı bir ekip 29 Ağustos 2015 itibariyle Hawaii’de aktif olmayan bir yanardağın yanına kurulu dom’da (kubbe) yaşamaya başladı. Tecrit deneyi (isolation experience) veya izolasyon deneyi olarak anılan araştırma gerçekleştirildiği yer itibariyle Cuma gününden başlayarak tam bir yıl sürecek. Uzmanlar, olası bir Kızıl Gezegen’e yapılacak bir görev yolculuğunun 1-3 yıl arası süreceğini tahmin ediyorlar. Gerçekleştirilen bu taklit deney ile, muhtemel bir Mars görevinde yapılacak hataları da en aza indirmeye ve parametrelerin en iyi şekilde belirlenmesine çok yardımcı olacağını düşünüyorlar. 

Altı kişilik bu güçlü ekip dom’un içinde kapalı şekilde, temiz hava, taze yiyecek ve mahremiyetleri olmadan yaşayacak. Ekip, yerel saate göre Cuma 15:00’da ( 01:00 GMT – Cumartesi) kendilerini içeri kapattı. 11 metre çapında ve 6 metre yüksekliğindeki Dom’un dışına yapacakları bir gezinti için, uzay giysisi giymek zorunda olan ekip, bir astrobiyolog, bir doktor, bir pilot, bir mimar, bir gazeteci ve bir toprak bilimciden oluşuyor.

Popüler İçerikler

Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman