Londra, Whitechapel’de vahşice öldürülen en az beş hayat kadınının katilinin o olduğu net bir şekilde biliniyordu. Ama bunun dışında; suçlunun gerçek kimliği, öldürdüğü kurbanlarının sayısı, öldürme tarzı ve polise gönderdiği esrarengiz mektuplar dahil olmak üzere geri kalan her şey, tam anlamıyla çözülememiş eski bir dava. Belirsizlikten ötürü, suçu kraliyet ailesinin, yazar Lewis Carroll’un üstüne atan hatta Karındeşen Jack’in aslında Karındeşen Jill yani bir kadın olduğunu iddia eden çeşitli teoriler var. Sonuç olarak o her kim olursa olsun, Karındeşen Jack’in en büyük mirası olan, en yoksul zamanlarda tüm imparatorluğa aşıladığı korkuyu, görmezden gelmek mümkün değil.