Tarih derslerinde bu kadar ilgi çekici yanlarını neden öğretmiyorlar acaba?🤔
Tarih derslerinde bu kadar ilgi çekici yanlarını neden öğretmiyorlar acaba?🤔
Altı bin yıl önce ortaya çıkan ve Sümer adı verilen bu toplum Mezopotamya'da konumlandı. Günümüzde bu bölge Irak ve Suriye'de Dicle ve Fırat nehirleri arasında yer alıyor.
İki büyük nehir arasına konumlanan toplum ekinlerini sulamak için bu iki nehrin yatağından, suyundan ve toprağından fazlasıyla yararlandı. Bu durum da onların kanallar ve sabanları kullanmasına yani teknolojik anlamda da yenilikler yapmalarına olanak tanıdı. Zamanla meyve/ sebze yetiştirmekte başarılı hale gelen toplum bir süre sonra yeterli kaynakları olduklarını da bildiklerinden şehirler ve tapınaklar inşa etmeye başladı.
Yaklaşık 10 bin yıl önce Mezopotamya'da köyler ortaya çıkmaya başladı. Bölgede yaşayan insanlar aslında avlanmaya ve toplanmaya devam ederlerken bile hayvan ve tahıl yetiştirmeye devam ettiler. Zamanla bu köyler genişledi ve halk çiftçiliğe giderek daha fazla bağlanmaya başladı ve yerleşmeye adapte oldu.
Çeşitli kaplara yerleştirilen çanak - çömlek biçemleri ve damga mühürleri arasındaki benzerlikler 6- 7 bin yıl önce bu toplumların idari kontrolünün ortaya çıktığını gösteriyor.
Şehir aslında M.Ö. 5400 civarında kuruldu ve de M.Ö. 600 civarında tamamen terk edilinceye kadar binlerce yıl zapt edildi diyebiliriz.
Babilliler, Eridu'nun dünyadaki en eski şehri olduğuna ve de tanrıların bizzat kendileri tarafından yarattıklarına inanıyorlardı. Bu tür bir yaklaşım aslında modern araştırmacıları da cezbetti diyebiliriz. Arkeologlar, Eridu'yu keşfetmeden önce bile eski metinlerden bu şehrin varlığı hakkında bilgi edinmişlerdi.
Eridu çevresindeki alan 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın ortalarına kadar birçok kez kazılmış ve ortaya daha önceden inşa edilen tapınaklar ve diğer yapıların üzerine inşa edilen ardışık binalar ortaya çıkmıştır. Bu da aslında Eridu'nun bir zamanlar genişleyen bir metropol olduğu anlamına gelir.
Yaklaşık 7.400 yaşındaki Eridu, insanlığın en eski şehirlerinden biridir fakat tabii ilki değildir. Dünyanın en eski yerleşim yeri şu anda ülkemizin kuzey bölgesinde bulundan Çatalhöyük olarak kabul edilmektedir. Çatalhöyük 9.600 yıl önce kurulmuş ve bin yıl boyunca ayakta kalmıştır. Ayrıca Eridu şehri kurulmadan yüzyıllar önce yok olmuştur. Tabii yüzyıllar diyince de çok uzun bir zaman dilimi gibi düşünmeyin. Tarihi anlamda aslında bu çok kısa bir süre. 😊
Sümerler hızla Ur, Kish ve Uruk gibi düzinelerce şehri kurarak büyüdü. Haliyle Sümer şehirleri büyüdükçe de Sümer dünyanın ilk büyük tarım toplumlarından biri olmaya başladı. Zamanla Eridu'nun etkisi azaldı ve Uruk şehri gelişmeye başladı. Uruk dünyanın en büyük şehriydi. Bazı kaynaklar şehirde 80 bin kişinin yaşadığını belirtiyorlar. Tabii o dönemde dünya nüfusunun da tahminen 15 milyon olduğunu hatırlatmamızda fayda var.
Teknoloji aslında Sümerler'in bir çölü bir vahaya dönüştürme çabalarındaki temel faktörlerden biriydi. Yani aslında en faydalı ve en önemli yeniliklerinden ve icatlarından biri sabandı.
Hatta toplum o kadar gelişmişti ki bu makineler çiftçilere ekim ve sulama sayesinde mahsul verimlerini nasıl artıracaklarını anlatan ve Almanaklar'ın (Sümer çiftçilerinin) izniyle verilen talimatlarla verildi.
Şehirler büyüdükçe yazı, matematik ve din de gelişti ve büyüdü. Bundan 5 bin yıl öncesine gidildiğinde Sümerler'in yazının en eski formlarından biri olan çivi yazısını geliştirdiklerini rahatça gözlemleyebiliriz.
Şu anda dünyanın birçok yerinde yer alan müzelerde Sümer yazıtlarına ulaşabilirsiniz. Sümerliler aynı zamanda saatte 60 km gidebilen tekerlekli taş arabaları icat ettiler ve hatta ilk yazılı eser niteliği taşıyan Gılgamış Destanı'nı yazdılar.
Bu tabletlere göre insanlara Sümer'deki şehirlerde yaşamaya başlamalarını ilk söyleyenler tanrılardı. Ama sonrasında tanrılar insan ırkını bir tufanla ortadan kaldırmaya karar verdi. Hatta bir efsaneye göre tanrı Enki, Ziusudra adında bir Sümer kralına halkını kurtarması için bir tekne yapması gerektiğini bile bildirdi.
Bu büyük medeniyet komplo teorisyenlerinden arkeologlara kadar herkesi büyülüyor. Sümerler yok olduktan sonra bile Orta Doğu'da yer alan hem Babil hem de Asur imparatorlukları binlerce yıl dini ritüellerinde Sümer dilini kullanmaya devam etti. Babil evlerinde yapılan kazılarda Sümer medeniyetinin yok olmasından çok sonra bile Sümer diliyle yazılmış tabletlerin olduğunu ortaya çıktı.
Babil halkının iki takım takımyıldızı vardı. Biri çiftçilik tarihlerini takip etmek, diğeri de tanrıları tanımak içindi. İkincisi bugün Yunanlılar sayesinde bize geçti ve 12 burç takımyıldızının temelini oluşturdu. Ayrıca bu yıldızlar için kullandıkları isimler de Sümerler'e ait.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Tamam her şeyden bahsedemezsiniz de yazıyı buldukları bari yazdaydınız. Batı Sümerlileri hiç ön plana çıkarmıyor. Benim tahminim medeniyeti biz başlattık iddialarını çürüttüğünden dolayı hiç sempati duymuyorlar. Antik Yunandaki kültürün temelinin Sümerler oluşu işlerine pek gelmiyor.
Konu ilginizi çekti ise Samuel Noah Kramer'in kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.