Tarikatlar, insanların zaaflarını kullanarak kendilerine çekme konusunda uzun bir geçmişe sahiptir. Dünyanın her yerinde, çeşit çeşit olan bu yapıların içinde aslında beyin yıkama ve sömürü dünyası gizlidir. Bu oluşumların nasıl başladığına, yol gösterici ilkelerine ve bu tarikatların müritleri üzerindeki sarsıcı etkilerine biraz ışık tutacağız. İşte dünyanın en zararlı tarikatlardan 10 tanesi👇
1955'te Jim Jones, Halkın Tapınağı olarak bilinen ruhani hareketi kurdu. Jones, müritlerini kendisinin İsa olduğuna ikna etti. Tarikatın ırksal ve sosyal eşitliğe verdiği önem nedeniyle birçok kişi bu harekete katıldı. Aslında bu hareket göründüğü kadar masum değildi. İnsanların bu tarikata katıldıktan sonra izolasyonist yani yalnızcılık uygulamaları ve Jones'un otokratik yönetim konusundaki katılığı nedeniyle tarikattan ayrılmaları bir hayli zordu. 1978 yılında gerçekleşen, Jonestown Trajedisi olarak anılan olayda yaklaşık dokuz yüz tarikat üyesi kendini öldürdü. Bunun nedeni ise Jones'un müritlerini, ABD hükümetinin bir saldırısına uğramadan önce tek kurtuluşlarının intihar etmek olduğuna ikna etmesiydi.
Marshall Applewhite ve Bonnie Nettles, Cennetin Kapısı olarak bilinen bu tarikatı 1974'te kurdu. Tarikat, daha yüksek bir varoluş boyutuna ve uzaylı yaşamına yükselme kavramlarına bağlıydı. Applewhite, müritlerini bu yükselişin dünyevi bedenlerini bırakıp daha yüksek bir aleme yükselerek elde edilebileceğine ikna etti. 1997'de otuz dokuz tarikat üyesi, bu yüksek aleme ulaşmak için kendini öldürdü.
Charles Manson, 1960'ların sonlarında Manson Ailesi olarak bilinen tarikatı kurdu. Manson, müritlerini manipüle edip zihin kontrol taktikleri kullanarak onları bir dizi korkunç cinayet işlemeye ikna etti. Cinayetlerin 'Helter Skelter' olarak adlandırdığı bir ırk savaşına yol açacağını umuyordu. Tarikatın bilinen en kötü eylemi, 1969'da oyuncu Sharon Tate ve dört arkadaşının öldürülmesiydi. Tate, o zamanlar film endüstrisinin yeni bir yıldızıydı. Cinayete kurban gittiğinde yirmi altı yaşında olan oyuncu ayrıca sekiz buçuk aylık hamileydi. Daha sonra Manson ve bazı müritleri tutuklanarak işledikleri suçlardan hüküm giydi.
Joseph Di Mambro ve Luc Jouret, 1980'lerde Güneş Tapınağı Tarikatı olarak bilinen tarikatı kurdular. Tarikat, dünyanın sonuna çok fazla vurgu yaptı. Yeni Çağ mistisizmi ile hristiyanlığı harmanlayan inançlara sahipti. Di Mambro ve Jouret, müritlerini dünyanın sonuna göğüs gerebilecek seçilmiş bir grup kişiye ait olduklarına ikna ettiler. Birkaç tarikat üyesi 1990'larda daha yüksek bir varoluş alemine yükselme çabasıyla kendilerini öldürürken bazıları ise toplu olarak intihar etti. Tarikatın kurucusu Di Mambro ise, 1994 yılında İsviçre'de bir kulübede ölü bulundu.
Branch Davidians, 1950'lerde kurulmuş dini bir tarikattı. Tarikat, lideri David Koresh'i bir mesih figürü olarak görmekteydi ve birçok tarikat gibi dünyanın sonunun gelmek üzere olduğu görüşündeydi. Koresh de dahil olmak üzere çetenin yaklaşık yetmiş üyesi, 1993 yılında federal müfettişlerle bir çatışma sırasında çıkan bir yangında öldü. Federal yetkililer, ateşli silahlar ve mühimmat depoladıkları için Branch Davidians'ın mülkünü aramaya çalışmıştı. Gerçekte ne olduğuna dair hâlâ cevaplanmamış pek çok soru var.
Shoko Asahara, 1984 yılında Aum Shinrikyo olarak bilinen dünyanın sonu tarikatını kurdu. Asahara, kendisinin hem Buda'nın hem de İsa Mesih'in reenkarnasyonu olduğunu iddia etti. Tarikatın doktrinleri budizm, hinduizm ve hristiyanlığın bir karışımıydı. Tarikat ayrıca dünyanın sona ermek üzere olduğu ve hayatta kalacak seçilmiş birkaç kişi oldukları görüşüne sahipti. Aum Shinrikyo, 1995 yılında Tokyo yeraltı sistemine sarin gazıyla saldırarak on üç kişinin ölümüne ve yaklaşık beş bin kişinin yaralanmasına neden oldu. Asahara ve diğer birçok tarikat üyesi tutuklandı.
David Berg, daha önce 'Children of God' olarak bilinen The Family International adlı dini tarikatı 1960'larda kurdu. Tarikat, cinsel özgürleşmeye önem vermek adında üyelerini hem grup içinde hem de grup dışında seks yapmaya çağırırdı. Tarikat ayrıca dünyanın sona ermek üzere olduğu ve yaşayacak seçilmiş birkaç kişi arasında oldukları görüşündeydi. Bazı yan tarikatlar bugün hala varlığını sürdürse de, bu tarikat hareketi; cinsel faaliyetleri ve reşit olmayan kişilerin istismar edilmesi nedeniyle 1980-1990 yılları arasında sona erdi.
1970'lerde Dwight York, Nuwaubian Nation olarak bilinen dini tarikatı kurdu. Tarikatın inancı; hristiyanlık, islam ve Eski Mısır inançlarının bir karışımıydı. York, müritlerine kendisini mesih benzeri bir figür olarak sundu; onları ilahi öğretilere ve gizli bilgilere erişimi olduğuna ikna etti. Tarikat, siyah üstünlüğünü güçlü bir şekilde desteklemekle beraber müritlerinden kendilerini toplumdan izole etmelerini istedi. Tarikat, 2004 yılında kurucusu York'un tutuklanması ve nihayetinde çocuk istismarı ve şantajdan suçlu bulunmasıyla son buldu.
Robert DeGrimston ve Mary Ann MacLean, 1960'larda Son Yargı Kilisesi veya Son Yargı Süreç Kilisesi olarak anılan tarikat hareketini başlattı. Tarikat; satanizm, hristiyanlık ve jung psikolojisinin unsurlarını birleştirdi. Tarikatın görüşleri oldukça tartışmalıydı ve üyelerini sık sık yasadışı faaliyetlerde bulunmaya teşvik etti.1970'lerde tarikat nihayet dağıldı. Yine de eski üyelerinden bazıları yeni örgütler kurmaya devam etti.
Keith Raniere, 'self-help amaçlı' olarak tanımladığı tarikatı 1998'de kurdu. Tarikatı, müritlere hem kişisel hem de profesyonel olarak gelişme fırsatı sağlayan bir gelişim programı olarak tanıttı. Müritler, katı bir diyete tabii tutulmakla beraber, manipülasyonlara maruz kalıp belirli kontrollerden geçerdi. Müritlerin tarikata bağlılıklarının bir simgesi olarak belirli bir şekilde egzersiz yapmaları istenirdi. Ayrıca Raniere, kadın üyelerle cinsel birliktelik yaşardı. Raniere; 2019'da şantaj, kumpas ve seks ticareti de dahil olmak üzere birçok suçtan hüküm giydi. Örgüt o zamandan beri dağılmış olsa da, eskiden tarikatta olan mağdurlar, hala tarikatın kendilerinde açtığı yaraları iyileştirmeye çalışıyor.
Liste eksik kalmış birileri daha var din üzerinden insanları sömüren,onları kullanan.
En tehlikelileri Evanjelistlerdir bunların. Çok kritik noktalarda bulunurlar. Öyle yok 500 kişi intihar etmiş falan filan hikaye. Evanjelistlerin yanında siyonistlerin,illuminaticilerin,tapınakçıların,masonların falan esamesi okunamaz. Adamlar direk ülkelere dalıyorlar sebep icat edip. Din siyasete karışırsa neler olacağının en büyük kanıtılar.