Yüz yüze konuşup dost olmak isteyeceğiniz bir insandır Patch Adams. En sıkıntılı anınızda bile yüzünüzü güldürmeyi başaracak kadar da sevgi doludur. Bu sevgisi de yıllardır çok sayıda insana dokunmaya devam ediyor. Hayata onun gibi baksak dünya çok daha iyi bir yer olabilirdi.
Böyle bir insanı biraz daha yakından tanıyalım...
Tıp öğrencisi olduğu zamanlarda evinde kurduğu sıra dışı sağlık merkezinde, hastaları 'ücret almadan' tedavi eden bir insandan bahsediyoruz. Evindeki sağlık merkezinden gelip geçen 15 bin hasta, burada hastanede olduklarından çok daha mutlu hissediyorlardı. Çünkü Patch Adams onlara insan gibi davranıyordu, sağlık sektörünün geneli gibi donuk ifadelerle değil.
ABD'deki siyahilerin; beyazlarla aynı tuvaleti kullanamadığı, aynı restoranda yemek yiyemediği dönemdeki ayrımcılık gençlik yıllarında ona çok ağır gelmişti.
Bu tutuma ne zaman karşı çıksa kendisiyle dalga geçildi ve lise yıllarında sık sık dayak yedi. Bu adaletsiz dünyanın yükünü daha fazla kaldıramayacağını düşünerek üç kez intihara teşebbüs etti.
İntihar girişimlerinin ardından 'Kendini öldüreceğine devrim yap!' diyerek bir aydınlanma yaşar.
Diyor ki:
'Bugün, evet sadece bugün 30 bin çocuk açlıktan ölecek.
Yarın diğer bir 30 bin.
Bu ilginç değil;
Ancak futbol ilginç…Bugün 20-50 milyon arası yetişkin insan, çocukları istismar etmeye yeltenecek.
Bu ilginç değil.
Kirli hava, kirli su, berbat edilmiş çevre de ilginç değil.
Ancak saç bakımı ilginç, ayakkabı ilginç, 3 bin dolarlık saat ilginç.'
Zenginlerin tedavi olabildiği hastaneler kısmen mutlu, o da işin kâr odaklı olmasından dolayı. Paran yoksa yetersiz tedavi alabiliyorsun, hastanede rehin kalabiliyorsun, hatta ölüme terk edilebiliyorsun. İnsan her zaman en ön planda değil.
Bu merkezde eğlence, arkadaşlık, şefkat ön planda. Bu gibi faktörlerin de iyileşme sürecinde sanıldığından çok daha etkisi olduğuna inanıyor.
Patch Adams, Universal Studios'un film teklifini aldığında şu anki merkezin maliyetini karşılamaları sözünü aldıktan sonra teklifi kabul etmiş ancak gelin görün ki tek kuruş dahi alamamış. Filmden 400 milyon dolarlık hasılat elde edilmesine rağmen.
Filmde cinayete kurban giden kişinin, kız arkadaşı olması da yapımcıların duygu sömürüsü yapmalarından kaynaklı. Gerçekte bir erkek arkadaşı cinayete kurban gidiyor.
Tabii ki kazancını kendisi için değil, hastaları için harcıyor.
İnsanların ilgisini çektiği için kendi felsefesini anlatması da çok daha kolay oluyormuş.
Sevginin iyileştirici gücünü bir kez daha kanıtlıyorlar.
O hastanın vücudu yanıklar içinde olsa da tedavi edemeyeceğini bilse de hastayla samimi bir iletişim kurabiliyorlar. O hasta, Adams ve ekibinin sadece kendisi için orada olduklarını ve onlar tarafından gerçekten sevildiğini anlıyor.
Orada hayata gözlerinizi yumarken bile size ne kadar değer verildiğini görünce huzur içinde hayata veda edersiniz.
Yılda 1 milyon dolar kazanıyor, sadece 400 dolarını kendine ayırıyor. Gerisini insan sağlığı için harcıyor.
yılda 1 milyon dolar kazanıp kendisine sadece 400 dolar ayırıyor ! başka sözüm yok..
Bunu bırakın ''hepinizin tedavi olmak isteyeceği yakışıklı doktorlar'' diye içerik falan yok mu? onlar çok tutuyor bak günümüzde :D herkes kapitalizm'den şikayet eder herkes paylaşımcı olunması gerektiğini söyler ancak iş kendi elindekilerden vazgeçmeye geldiğinde kimse yanaşmaz bu da insanların gerçeği işte. Çoğu kişi paraya, malına, ünvanına vs vs o kadar bağlıdır ki onsuz var olabileceği düşüncesi yerine var olmamayı tercih eder. Bu adamı hepimiz alkışlarız ama gelip ihtiyacın olmayan her şeyi bana ver dese herkes düşman olur adama :D
Anlatildigi gibi iyi bir adamsa dunyayi guzellestiren insanlardanmis