Bu sebeple Esperanto'yu, farklı dilleri ve kültürleri olan insanların bir araya gelip kolayca anlaşabileceği bir dil olarak tasarlamıştır
Dokuz yıl sonra Zamenhof 'Unua Libro' adlı ilk kitabını çıkardı. Kitap beş farklı dilde yayınlandı ve kısa süre sonra Almanya'da ilk Esperanto grubu oluştu.
Örneğin, Stalin döneminde Sovyetler Birliği, Nazi Almanya'sı ve savaş döneminde Japonya dilin yayılmasına engel olmaya çalıştı ancak Esperanto, bu engelleri aşmayı başararak bugüne kadar varlığını sürdürdü.
Dilin 16 ana kuralı vardır ve bu kurallar son derece basittir. Harfler hep aynı şekilde telaffuz edilir ve dilin fiilleri düzenlidir. Kelime hazinesi de kolayca genişletilebilir; kök kelimelerden yeni kelimeler türetmek mümkündür.
Uluslararası alanda yaygın bir şekilde konuşulduğu için pratik yapmak ise oldukça kolay.
İnternet sayesinde bu kişiler, dünya genelinde kolaylıkla bir araya geliyor. Dünya Esperanto Derneği ve Uluslararası Esperanto Birliği gibi organizasyonlar, bu topluluğun birleşmesini sağlıyor ve çeşitli kaynaklar sunuyor.
Türkiye'de de Esperanto konuşan bir topluluk var; bu topluluk zaman zaman Kadıköy gibi yerlerde toplanıp dil hakkında sohbet ediyorlar.