Nezaket, hem alan hem de veren kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde büyük etkiye sahip bir davranıştır. Peki neden bu davranışı genellikle zayıflıkla ilişkilendiriyoruz? Bu konu üzerine uzman yorumlarına gelin yakından bakalım... 👇
Nezaket, hem alan hem de veren kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde büyük etkiye sahip bir davranıştır. Peki neden bu davranışı genellikle zayıflıkla ilişkilendiriyoruz? Bu konu üzerine uzman yorumlarına gelin yakından bakalım... 👇
Kulağa klişe gelse de aslında bu son derece doğru bir yaklaşımdır. Araştırmalar, nezaketin hem veren hem de alan kişiye fayda sağladığını defalarca göstermiştir. Nezaket göstermek sadece ruh halimizi ve özgüvenimizi artırmakla kalmaz, aynı zamanda toplum bilincini geliştirir ve izolasyon ve yalnızlık duygularını azaltabilir.
Nezaketin zayıflıkla ilişkilendirilmesi konusu sandığımızdan çok daha derine iniyor aslında. Bu düşüncenin altında başkalarının zihinsel ve fiziksel refahını önemseyen insanların duygusal olarak zayıf oldukları inancı yatmaktadır. Başkalarının ihtiyaç ve isteklerini dikkate almanın bir şekilde kendi değerinizi düşürdüğü düşünülmektedir.
Psikolog Charlotte Armitage, 'Bir başkasına yardım etmek için kendisini bir kenara koyanlar, başka birinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyuyormuş gibi göründükleri için zayıf olarak görülüyor olabilir.' diye açıklıyor.
'İnsanlar kibar olduklarında karşı taraftan onay almak için nazik davranıyormuş olarak algılanabilir. Bu, bazılarının zayıflık olarak yorumlayabileceği potansiyel bir psikolojik savunmasızlığı gösterir.”
Armitage'ın da dediği gibi: “Nezaket genellikle güçle ilişkilendirilmez ancak aslında bazen en nazik olanlar en güçlü insanlardır. Bu kişiler kendilerini savunma veya kendilerini korumak için bariyer koyma ihtiyacı hissetmezler, kişiliklerinden emin oldukları için de karşısındakine kolayca nezaket gösterebilirler.
Emory Üniversitesi'nden yapılan araştırmaya göre, başka birine karşı nazik olduğunuzda, beyninizin zevk ve ödül merkezleri sanki iyilik yapan değil de iyilik gören sizmişsiniz gibi harekete geçiyor. Bu aslında kaygı duygularını azaltmaya da yardımcı olabiliyor. Yani aslında kibar olmak kaygıyı hayatınızdan uzak tutmanın en kolay ve ucuz yollarından biridir.
Egzersiz gibi nezaket ve fedakarlık da endorfinleri serbest bırakır. Fiziksel olarak, başkalarını iyi hissettirmek, kalbinizin kimyasal dengesini de etkileyebilir. Nezaket aynı zamanda kan damarlarında nitrik oksit adı verilen bir kimyasalın salınmasına, damarların genişlemesine ve kan basıncının düşmesine neden olan oksitosin hormonunu da serbest bırakır.
Exeter ve Oxford üniversitelerindeki akademisyenler tarafından yakın zamanda yürütülen bir araştırma, kendiniz hakkında olumlu düşüncelere sahip olmak ve nazik bir iç ses oluşturmak için zaman ayırmanın kalp atış hızını düşürme ve hatta bağışıklık sisteminizi güçlendirme potansiyeline sahip olduğunu keşfetti.
Birine en ufak bir nezaket hareketi bile göstermek, onlara dünyada iyi insanların olduğunu ve insanların onları önemsediğini hatırlatır. Birinin, ne kadar küçük olursa olsun, bir başkası onlar için bir şeyler yapmak için elinden geleni yapmış gibi hissetmesi, minnettar, mutluluk ve birliktelik duygularını ortaya çıkaracağını aklınızdan çıkarmayın.