Çin işkenceleri arasında en korkunç yöntemlerden biri olan su işkencesi, hem fiziksel hem de psikolojik olarak yaşattığı eziyet ile biliniyor. Peki su işkencesi nedir? Nasıl ortaya çıktı? Anlattık... 👇Çeşitli aletler geliştirildi ya da yöntemler keşfedildi; ancak Çin su işkencesi hepsinin arasında hem fiziksel hem psikolojik eziyeti ile farklı bir boyut kazanıyor.Görünüşte basit duran işkence yöntemi, insanı hem delirtiyor hem de acı çektiriyor.Bir süre sonra devam eden su damlaması kişide sarsıcı bir etkiye sebep oluyor ve sıçrayan su kurbanı streslendirmeye başlıyor.İtalyan bir avukat olan Hippolytus de Marsilis, taşın üzerine sürekli damlayan suyun bir süre sonra yüzeyi aşındırdığını fark ediyor. Bu keşfinin ardından bu yöntemi insanların üzerinde uygulamaya karar veriyor...Bu sözde tedavi yöntemi uykusuzluktan baş ağrısına, çeşitli hastalıklar için kullanılsa da elbette hiçbir işe yaramadı.Houdini, 1911 yılında, İngiltere’de Çin su işkencesi hücresi adını verdiği bir su tankı inşa etti ve seyirciler onu ön camdan izlerken kendisi suyun içerisinde zincirlerden kurtulmaya çalıştı.20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren sorgularda insanları konuşturmak için bile kullanıldı. Özellikle kurbanın yüzünün bir kumaş parçasıyla kapatıldığı, ardından su dökülerek nefessiz bırakıldığı 'waterboarding' yöntemi Amerika tarafından çok kullanıldı.Bu damlaların düzensiz bir şekilde yavaş yavaş damlatılması kişiyi strese sokabiliyor; çünkü öngöremediğimiz durumlara uzun süre maruz kalmak zihinsel sağlımızı ciddi şekilde etkiler.
Ragnar Floki'ye yapmıştı bunu. Hiç de dehşet verici değil. Çok masum hatta. Ne işkence metodları var, bundan mı tehşet gördünüz, iyi misiniz siz.
pıt pıt pıt....