Çizgi dışı grup Peyk'in, dünya düzeninin görmekten kaçındığımız gerçeklerini metaforlarla yüzümüze vurduğu şarkısı 'Köleler ve Kilitler'in hikayesine göz attık. Şarkıyı dinleyebilmeniz için içeriğin sonuna bıraktık. 👇
Çizgi dışı grup Peyk'in, dünya düzeninin görmekten kaçındığımız gerçeklerini metaforlarla yüzümüze vurduğu şarkısı 'Köleler ve Kilitler'in hikayesine göz attık. Şarkıyı dinleyebilmeniz için içeriğin sonuna bıraktık. 👇
İzmir açıklarında mülteci teknesinin battığı, 11 erkek, 18 kadın, 28 çocuk, 3 bebek olmak üzere 61 kişi hayatını kaybettiği haberiyle sarsıldık.
Olayı duyduğu günü ve verdiği tepkiyi ise Peyk grubunun solisti İrfan Alış'tan dinliyoruz: 'Bir gün Ahmetbeyli tarafında bir tekne batıyor, küçük bir tekne. İçinde 60 tane kadın - çocuk, kamarasında kapalı olduğu için boğulup ölüyorlar. Ve bu kıyıya çok yakın bir olay, yani normalde görüyorsun tekneyi. Kıyıdan bakıyorsun, suyun içinde, berrak, cam gibi bir suda ölmüş insanların olduğu bir tekne var ve kapı açılamıyor. Çünkü kaptan onların kapısını kilitleyip bırakıp kıyıya kaçıyor. Tekneyi batıran da kaptanın kendisi.'
'Benim bundan haberim yok, evin önünde oturuyorum, bir adam geliyor o bölgede çalışan bir bahçıvan. Adam olayın etkisinde, başladı içini dökmeye: 'Ya böyle şey mi olur Allah'tan korkmaz utanmazlar' falan. 'Bu kadar yakın, şuracıkta' dedi, 'Uzatsan ayağını değer, o kadar yakın insanları boğmuşlar' dedi. Ben orada direkt o sözü aldım. 'Oysa sahiller öyle yakındı / Uzatsan değerdi ayağın.' Sonra bu şarkıyı yazmaya o kelimeden çıkarak karar verdim.'
'Onu hemen gruptan birilerine gönderdim. Onlar da çok beğendiler, beğenmek demeyelim de etkilendiler yani, çünkü burada bir sevinç yok. Bu şarkının yazılmış olması aslında iyi bir şey değil. Eğer ben bu şarkıyı yazdıysam, bu olay olmuşsa, bu bile başlı başına yas tutulması gereken bir şey.'
'Sonra melodisini buldum bir gece. O melodinin üzerine dört ay daha sürdü, oturup böyle kölelikle ilgili, çünkü aslına bakarsan bu kölelik tarihi. Ve bu soruları kendine soran bir şarkı yapmak istedim.' diyor İrfan Alış, ve konuyu müziğin amacına getirmeden önce ekliyor: 'Ama tabii biz bunu yaptığımız zaman, o dönem bir menajerle konuşuyoruz. Adam 'Ya bunu 1970'lerde yapsaydınız gündemi yakalardınız. Ama bu gündem değil. Artık müzikler çok catchy. Başka bir şeyler yapmak lazım.' dedi.'
İnsanları güzelleştirmesi bile bir şeylerin değişmesine yetebilir. Yani ona bir fikir verir. Bizim de bu ufak devinimde küçük bir katkımız olacak buna. Ama şu da bir gerçek, buna inanmak lazım, bir şeyi değiştirmeye. Meslek olarak ne yapıyorsan, müzikte, edebiyatta. Yapabileceğin küçük devrimler hep vardır. Havaya şarkı yapıyorsan o zaten yok olur gider. Ben bir şey anlatmıyorum ki, var olan bir şey kendini anlatıyor.
Sanatını farklılaştırıp ileri götürmeye olan inancını şu sözlerle ifade ediyor İrfan Alış: 'Meslek olarak ne yapıyorsan, müzikte, edebiyatta, yapabileceğin küçük devrimler hep vardır. Havaya şarkı yapıyorsan o zaten yok olur gider. Ben bir şey anlatmıyorum ki, var olan bir şey kendini anlatıyor.'
'Çünkü bu bir gerçek, biliyor musun? Sonra hastalık, sonra fırtına, 'Sorun değil batarız en fazla. Ama köleler isyan edip bizi ele geçirirse onlara yaptığımız kötülükleri bize ödetirler.' diyor.'