İnsanın Başına Artık Bu Kadarı Gelmez Dedirten, 21 Kişinin Ölümüyle Sonuçlanmış Boston Pekmez Seli Felaketi

Malum, felaketlerin ardı arkası kesilmeyen bir dönemdeyiz. İnsan yaşanan tüm bu garip olayları gördükçe sanki bundan daha vahim olanına şahit olamayacakmış gibi düşünüp belki de içten içe kendini avutuyor. Ama durumun öyle olmadığına sizi temin ederiz. 

Gelin, sizi bundan yıllar öncesine götürelim ve felaket olur ama bu kadarı da olmaz diye veryansın ettirecek bir olayın nasıl 21 kişinin ölümüne yol açtığını hep birlikte görelim...

Takvim yaprakları 15 Ocak 1919'u gösterirken, Amerika Birleşik Devletleri'nin Massachusetts eyaletinin başkenti olan Boston'da belki kırk yıl düşünsek aklımıza gelmeyecek bir olay yaşandı.

Bu olay tarihe 'Büyük Şeker Pekmezi Felaketi' olarak geçti ve o ana tanık olan herkes, muhtemelen bundan daha kötüsünü göremeyeceğini düşünüyordu. Eh, pek de haksız sayılmazlardı doğrusu...

Peki, nasıl olmuştu da koskoca şehrin sokakları bir anda pekmeze bulanmış ve tam 21 kişinin hayatını kaybetmesine ve 150 kişinin de yaralanmasına neden olmuştu?

(Not: Bu gazete haberinde bahsi geçen sayılar, ilk etapta tespit edilen ölü ve yaralı sayılarıdır. Sonrasında bu faciada hayatını kaybedenlerin sayısı 21'e yükselmiştir.)

Felaket gününün sabahı, her zamanki gibi normal seyrinde ilerlemişti. Commercial Sokağı'ndan geçen insanlar, şehrin kalabalığına karışıp işlerine gidiyorlardı...

Öğle saatlerine doğru ise Frank McManus adlı bir polis memuru, günlük raporunu hazırladığı esnada inanılmaz bir gürültüyle irkildi. Karşısına çıkan manzara mantık sınırlarını zorlayan türdendi, hemen semt istasyonunu arayarak şu anonsu geçti:

'Tüm kurtarma ekipleri, acilen araç ve personelini buraya sevk etsin! Commercial Sokağı'ndan aşağı bir pekmez dalgası iniyor...' 

Sokağın başında gök gürültüsünü andıran bir sesle çatlayan otuz metre çapındaki bir tankın içindeki 7,5 milyon litre pekmez taşıp sokağa dökülmeye başlamıştı.

Pekmez dalgasının boyu beş metreden fazlaydı, üstelik saatte 55 km hızla ilerliyordu. İnsanların bu dalgadan kaçabilmesi mümkün değildi, zaten her şey bir anda olup bitti. Dalga önüne kattığı her şeyi sürükledi, koca sokak bir anda şeker pekmezi selinin içine gömüldü. 

İlk duyduğunuz an kulağınıza belki de komik gelecek bu faciada, insanlar her gün yedikleri pekmezin içinde boğularak ya da Massachusetts Körfezi'ne sürüklenirken hayatlarını korkunç bir şekilde kaybetmişlerdi...

Pekmez seli felaketinin bilançosu oldukça ağırdı; yaşanan can kayıplarının yanı sıra çevredeki evler ve iş yerleri büyük ölçüde zarar görmüş, tank parçasının isabet ettiği bir köprü de kısmen yıkılmıştı.

At arabalarını bu yoğun pekmez batağının içinden çıkarmak mümkün olmayınca kurtarma ekipleri atları vurmak zorunda kaldı. Ortaya çıkan tablo gerçekten içler acısıydı...

Yangın musluklarından akıtılan tazyikli su, şehri temizlemeye yetmeyince körfezden taşınan deniz suyuyla müdahale edilmeye çalışıldı. Ama bu bile Boston'un üzerindeki pekmez yığınını ortadan kaldırmak için yeterli gelmedi.

Şehri pekmezden tam anlamıyla arındırabilmek, 6 aydan fazla sürdü. Gerçi şehir halkı bundan çok daha uzun bir süre pekmez kokusu almaya devam ettiklerini iddia etmişti.

Hatta faciadan sonraki 30 yıl boyunca, kaldırım taşlarının arasından pekmez çıktığı haberleri gazetelerde yer aldı. Havalar ısınır ısınmaz insanlar otomatikman etrafta pekmez kokusu alır olmuştu.

Peki yaşananlardan sağ kurtulmak mümkün müydü? Uzmanlara göre bu sorunun cevabı maalesef ki hayır. Çünkü pekmez seline kapılan birinin su moleküllerinden 5-10 bin kat daha yapışkan bir sıvının içinde mahsur kalması, yüzme bilse bile kurtulmasına olanak tanımıyordu.

Neden böyle bir olay yaşandığı kısmına gelirsek...

Söylenenlere göre facianın meydana gelmesinde iki farklı sebep yatıyordu. Bunlardan ilki, tankın 13 Temmuz tarihinde tam kapasiteli olarak doldurulması ve fermantasyon sırasında açığa çıkan karbondioksitle birlikte tankın iç basıncında oluşan artıştı. Basıncın artmasıyla tank patlamış ve bu acı olaya sebebiyet vermişti.

İkinci neden, hava sıcaklığındaki ani değişimdi. Bir önceki gün hava sıcaklığı düşükken ertesi gün mevsim normallerinin üzerine çıkmasıyla bu ani değişimin şeker pekmezinin genleşmesine sebep olduğu ve bu yüzden artan basıncın tankın patlamasına yol açtığı düşünülüyordu.

Tankın sahibi olan United States Industrial Alcohol Company'nin iddiası, bu ikisinden de başkaydı. Onlar, pekmez tankına sabotaj düzenlendiğini söylüyorlardı.

Muhtemelen yaşanan felaketin sorumluluğunu üstlenmemek için sabotaj bahanesini öne süren şirketin elinde bu iddialarını destekleyecek herhangi bir delil yoktu. Bütün bunları göz önünde bulunduran mahkeme, 1925 yılında olayın yapısal dayanıksızlık kaynaklı olduğu hükmünü verdi ve tankın sahiplerine yaklaşık bir milyon dolar para cezası kesti. 

Ama yaşananlardan en zararlı çıkanlar tankın sahipleri değil, felaket günü başına geleceklerden habersiz, her zamanki gibi işine gücüne gitmek için evinden çıkmış ve sevdikleriyle vedalaşamamış o zavallı insanlardı...

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
YORUMLAR

Her taraf yapış yapış olmuştur ıyy

16.05.2020

pekmeze bulandıgi için kurtarilmak verime vurulan atlar...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ