Hasta olur olmaz, internet aleminde ufak bir gezinti yapıp, kendi teşhisimizi kendimiz koyarız. Tabi ki her hastalığa uygun tedavi kürlerini de biliriz. Bir yerin mi şişti hemen çiğnenmiş ekmek koy, boğazın mı kaşınıyor, bir kaşık bala azıcık karabiber ekle hiçbir şeyin kalmaz. Zaten evimizde, içinde ne işe yaradığını bilmesek de kullanmaya devam ettiğimiz bir ilaç kutumuz var. Ne gerek var doktora gitmeye?
Bir tanıdığımız, yasal bir sıkıntı yaşadığı an, izlemesi gereken yolları anlatırız. Kulaktan dolma kanun bilgimizle, o sorunu anında çözüme ulaştırırız. Zaten o olay daha önce mutlaka bir başka tanıdığımızın başına gelmiştir. O yüzden bu konu hakkında bu kadar bilgili olmuşuzdur.
İki haftada bir, can sıkıntısından evdeki eşyaların yerini değiştiren biricik annelerimiz... Şüphesiz ki iç mekan tasarımını kimse onlardan iyi bilemez. Sallanan masanın altına kağıt parçası sıkıştırmak mı dersiniz elektronik aletlerin üstüne dantel örtmek mi dersiniz, iç mimarlar bu tasarımları görse diz çöker tövbe ister!
Bıkmadan, usanmadan dostlarımızın dertlerini dinleriz. Bununla da kalmayıp önerilerde bulunuruz. Hızımızı alamayıp, onun durumuna uygun ilaç önerisinde bile bulunuruz. Bak şu ilaç çok güzelmiş, benim bir arkadaşım kullandı kuş gibi oldu, mutlaka al onu. Bilmediğimiz ilaçları kullanıp kuş gibi olalım hepimiz.
Piyasalar da bizden sorulur. Ne zaman dolar alınır, ne zaman yastık, yorgan altlarına altın zulalanır, euro ne zaman değerlenir, kimse bizden iyi bilemez. Ekonomi uzmanlarının ne dediği önemli değil kardeşim, sen bana güvenmiyor musun, varını yoğunu dolara yatır ya!
Ödevini yaparken yardım isteyen çocuğumuza, kardeşimize baş öğretmen edasıyla yardım ederiz. Biz de geçtik bu yollardan, getir tüm soruları çözelim. Çocuk 'ama öğretmenimiz bize böyle öğretmedi' dediği anda da 'o benden iyi mi bilecek' diyerek çocuğu susturalım.
Canım bak şimdi, 1 kilo maydanozu kaynatıp, her sabah aç karnına onun suyunu içiyorsun. Benim yengem yaptı bu diyeti, 1 ayda 8 kilo verdi. Yalanım varsa bak şu göbeğim dağ gibi olsun. Boğazından da kısmadı hiç. Hamburgerini de yedi kızartmasını da yedi, tığ gibi şimdi.
Mevcut moda ve tarz yarışmalarının da etkisiyle, hepimizin birer moda uzmanına dönüşmesi de çok uzun sürmedi. Hangi etekle hangi gömlek giyilir, esmer tene hangi renkler yakışır, 2016 yazının moda elbiseleri hangisidir hepsini öğrendik. Beş insandan en az ikisi mutlaka 'bu pantolon senin boyunu kesmiş canım....' cümlesini kurar oldu.
Çoğumuzun ortak hayalidir, bir sahil kasabasına yerleşip kendi organik sebzelerimizi yetiştirmek. Çoğumuz bunu gerçekleştiremese de, bu tarım konusunda uzman olmamıza engel değil. Hangi ağaç ne zaman budanır, hangi sebze ne zaman ekilir, toprak nasıl beslenir, sor bana bak hepsini biliyorum.
Hangi tene hangi saç rengi gider, saç kırıkları için ne yapmak gerekir, hepsi yine bizden sorulur. Saçın mı dökülüyor? Bak şimdi iki yumurta sarısına bir bardak şeker döküp çırp. Sonra biraz da kabartma tozu ekle. Ay pardon kek tarifiydi o.
Allah aşkına o adamın sağ açıkta ne işi var? Orada oynatılır mı o? Bu hoca hiç işi bilmiyor bak bu takımı bana ver, 1 yıl sonra şampiyonlar ligine çıkarırım.
Usta çağırmayı kendine yediremediği için, bir de para vermemek için, evdeki sorunları kendisi halletmeye çalışan babalarımız : ( Bunun için usta mı çağrılır diyerek, eskisinden daha da kötü hale getirdikleri tesisat sorunları...
Teknoloji artık her alanda hayatımızı kolaylaştırıyor. Gps teknolojisi de bunlardan biri. Fakat biz dururken gps de kimmiş? O bilgisayar bizden iyi mi bilecek yolu? Katiyen kimseye yol sormayız. 10 kilometre yanlış yol gidip sonra geri dönmek zorunda kalsak da sormayız. Zaten sorsak da sorduğumuz kişi asla bilmiyorum demez, bizi yanlış yönlendirir. En iyisi şuradan dümdüz gidelim sonra bir çaresine bakarız.
jack of all trades, master of none.