Yılın 8 ayını tarladan tarlaya yollarda geçirip, kamyon kasalarını iş servisi, derme çatma çadırları ev kabul ettiğinde, toprak ve çamura bulanmış, ter topuğundan akmışken, muşambayla sarılı bir duşta azıcık suyla temizlenmeye çalıştığında, oyun oynamaya ne vakit ne de enerji bulabildiğin ve her gece toprak üstüne serili bir şiltede uyumaya çalıştığında; hayatından koşarak kaçmak isterdin.
Mevsimlik tarım işçisi çocuklar, içinde bulundukları şartlardan kaçamıyor. İstersen sen, onların koşullarını değiştirmek için İstanbul Maratonu’nda onlar için koşabilir ya da koşanlara bağışlarınla destek olabilirsin!