Bir adet kapalı kutucuk biçimindeki ofislerde haftada 40 saatten fazlasını geçiren insanlar olarak, 'biraz' daha rahat ve huzurlu hissetmeyi istememizden daha doğal ne olabilir? Gerçekten de işlerimiz ikinci evlerimiz gibidir; hiç bir şeyden değilse, geçirdiğimiz süre anlamında.
Bu galeride, klasik tarzda ofislerden oldukça farklılaşarak yaratıcı ekiplerinin ufkunu açmayı hedeflemiş 15 ajansı listeledik!
Global reklam şirketi Leo Burnett, 2016'nın başları gibi Moskova ofisini konumlandırmak için gerçekten enteresan bir yer buldu: Eski bir Bolşevik şekerleme imalathanesi. Aslen 1885'te açılan imalathaneyi ajans Rus ekibi için müthiş bir biçimde dönüştürmüş.
'Biz ofislerimizi kafalarımızda birer sanat galerisiymişçesine tasarlarız. Eklediğimiz her şeyin orijinal dokuya uyum sağlayacağından emin olana kadar da tekrar tekrar tasarlarız.'
Minneapolis'li reklam ve pazarlama ajansı Mono eski ofisleri için artık fazlasıyla genişlediğinde, 1900 metrekarelik bir kentsel alanı açık ofis konseptinde muazzam bir çalışma alanına dönüştürmüş. Mono'nun bu yeni ofisi çalışanlarına göre inanılmaz işbirlikçi ve paylaşımcı bir ortam sunuyor.
22squared, ofisin Tampa'yı tam manasıyla yansıtabilmesini istemiş. Bu nedenle, tasarım sürecinde imkanların el verdiği ölçüde, Tampa'lı dükkanların, üreticilerin, servis ve hizmet sağlayıcıların ürün ve hizmetlerini kullanmışlar ve her şeyin yerel olmasına fazlasıyla dikkat etmişler.
Sonuçta ortaya böyle de insanın şevkle gideceği bir ofis çıkmış.
Yaratıcılığın en önemli gerekliliklerinden biri kuşkusuz beyin fırtınası. 360i de ofisini bu nedenle ve özellikle, farklı farklı departmanların etkileşim halinde olabilecekleri, böylelikle birçok farklı fikrin ortaya çıkabileceği şekilde düzenlemiş.
Ofiste hiçbir çalışanın yerleşik bir masası bulunmuyor. Bunun yerine çalışanlar buldukları yere oturuyorlar. Ses yalıtımlı odalar dahil düzen bu şekilde. CEO James Townsend'e göre, 'insan bir masaya çakılıp kaldı mı oradan kalkması zor.'
Geleneksel tarzda bir ofisten farklılaşmak her nereye kadar mümkünse, işte bu o ofislerden biri. Birisi gelip 'burası nedir?' diye sorsa, en son vereceğimiz cevap ofis olabilir. Çünkü içinde devasa tuhaf ötesi heykeller barındıran, 3.800 litrelik bir tekerlekli akvaryumu olan, sadece sörf tahtaları kullanılarak inşa edilmiş bir de bara sahip olan bir mekanın 'ofis' olabileceğini kim nerden tahmin etsin?
Yalnızca bakması değil, içeride çalışması da keyiflidir kuşkusuz. Burası da mesela, eski bir ecza fabrikasıymış.
Bubble bir içerik ajansı. Listenin geneline baktığımızda çok daha ufak çaplı kaçabilir tabii. Bu 330 metrekarelik mekan, Bubble onu 2016'da şu anki görünümüne bürümeden önce, artık kullanılmayan bir matbaaymış. Birçok orijinal mobilyayı, kirişleri ve doğramaları ise aynen muhafaza etmişler.
M&C Saatchi Mobile'in New York ofisi, mümkün olan minimum sayıda mobilya kullanılacak şekilde, sadelik ve bol bol geniş alan esasına göre tasarlanmış. 750 metrekarelik bu açık ofiste ayrıca olabildiğince nötr renkler tercih edilmiş.
Oldukça aydınlık, içinde ilerledikçe genleşiyormuş hissi veren 4.300 metrekarelik bu açık ofisin, zaten görüldüğü gibi, ana aydınlatma kaynağı doğal ışık. Ajans, devamlı müşterilere gidip gelmesi gereken çalışanlarına 'yürüme alanı masalarla bölünmeyen uzun ve geniş koridorlar' vermek istemiş; kontrast renkleri yürüme yolunda kullanarak da anlık enerjiyi yukarı çekmeyi amaçlamış.
Kanadalı Hakla İlişkiler ajansı BICOM'un ofisinde ise, ev şeklinde biçimlendirilmiş; nasıl desek, kapsül benzeri yapılar var. Evde hissedebilmenizin amaçlandığı bu tasarımda ayrıca odacıklar çok rastgele olarak konumlandırılmış, ve böylelikle 'ofis biçimi' algısına dair monotonluğun kırılarak çok daha interaktif bir çalışma alanı elde edilmesi amaçlanmış.
Zion & Zion's ofisindeyse ham malzemelere (beton, işlenmemiş ahşap) sadece küçük ama eğlenceli dokunuşlar yapılıp zenginleştirilmiş. Pembe floresan paneller buna bir örnek. Böylelikle dinamik, inovatif ve enerjik bir ortam yaratılması amaçlanmış.
Santa Monica'da bulunan bu ofis yine, 'Yok canım ne ofisi' diyeceğimiz tarzdaki ofislerden bir tanesi. O gördüğünüz bulut gibi şey hakikaten de bir bulut heykeli. Üstelik ne zaman bir RPA müşterisi sosyal medyada çokça konuşulmaya başlasa, ışıkları yanan bir bulut; evet.
'Ofisler ne kadar yaratıcı tasarlanırsa tasarlansın, koridor, toplantı odası gibi yerler her zaman detaydır ve ihmal edilir. Biz her adımda çalışana ilham verecek bir yer oluşturmak istedik.'
Gerçekten çok etkileyici görünmüyor mu? Yine fazlasıyla etkileşim halinde olmayı kendiliğinden sağlayan bir başka yaratıcı ajans ofisi. Aynı zamanda yine ev konforu, rahatı ve sıcaklığı düşünülerek tasarlanmış bölümleriyle birlikte. Ajans bu ofisi 2014 yılında tamamen çalışanların ihtiyaçları anketlerini dikkate alarak böyle bir şekle bürümüş.
Doğal ışığın bol, klasik tarzdaki ofis mobilyalarının alabildiğine az kullanımının dünyanın farklı yerlerindeki yeni trend olduğunu zaten bu noktaya kadar anladık. Bu ofiste bir başka güzel detay var; bulunduğu konumsal kısıtlamayı çalışanların avantajına dönüştürmeye yönelik kullanmış. Örneğin kişisel eşyalarını bırakabildikleri dolaplar, dar ama rahat görünümlü okuma alanları gibi.
Merkle / Periscopix bu çevre dostu atmosferi yaratırken çalışanlara huzurlu bir ortam sunup, aynı zamanda tabii müşterileri ve ziyaretçileri de etkilemek istemiş. Ham ahşabın kullanımı son derece şık ve sıcak bir atmosfer yaratmış.
Dentsu Aegis Network'un şu ofisinin kapısından içeri girmek, insanın gözüne bir kaleydoskop tutması gibi. Her bir metrekare gayet aydınlık ve davetkar biçimde tasarlanmış. Renkler fazla şatafatlı ve parlak kaçmasın diye, tasarımında bolca doğal malzeme ile yemyeşil bitkiler kullanılmış.
tutarlar yanlış bimeks 5 aydır maaş ödeyemiyor