İnsana Görür Görmez Telefonunu Fırlattıracak Kadar Çekilmez 7 Rahatsız Edici Mesajlaşma Alışkanlığı

20.02.2019 - 09:54

Sosyal medya ve mesajlaşma üzerinden iletişimin standartları oturmuş sayılsa da bunlara alışamayıp bizleri rahatsız eden insanlar da mutlaka vardır. Bu yüzden en rahatsız edici 7 yazışma alışkanlığını sizler için bir araya getirdik.

1. Tek kelimelik mesajlar:

Bazen yazışmalar sırasında düşünce ve hislerimizi kısa cümleler şeklinde ifade etmek daha kolay gelebilir. Özellikle duygusal bir konudan söz ediyorsak kısa cümleler kullanmak çok da kötü sayılmaz. Tek kelimelik mesajlar için bunu söylemek pek de mümkün değil. Bölük bölük bir sürü kısa mesaj almak herkesi rahatsız eder ve karşıdaki insana devamlı ekranı izlemesi gerekiyormuş hissini verir. Yanınızdaki birine her saniye, her kelime için bildirim geldiğini düşünün, bu sizi de çıldırtır. Bu nedenle her kelimeden sonra 'Gönder' tuşuna basmak yerine düşüncelerinizi toparlamayı deneyin.

2. Bi' "Selam" verip çıkmak:

Rahatsız edici başka bir huy da sadece selam vermek olabilir. Konuşmaya başlamak için nazik ve kabul edilebilir bir seçenek gibi görünse de alabileceğiniz en iyi yanıt ne olabilir ki, 'Selam' mı? Bu şekilde bir konuşma başlatma çabası karşınızdakinin kafasını karıştırır ve doğrudan sonuç vermez. 'Orada mısın?' ya da 'Bir dakikan var mı?' demek de aynı sınıfa girebilir. Bunun yerine selam verdikten hemen sonra söylemek istediğiniz her ne ise onu mesajınıza eklemek en yerinde seçim olacaktır. Bu kuralı unutmayın ve uygulamaya çalışın, etkileşimleriniz daha rahat olacaktır.

3. Samimiyetsiz kutlama mesajları:

Bugüne kadar üstünde kuru kuru 'İyi ki Doğdun!' ya da 'Bayramınız Kutlu Olsun.' yazan mesajlar almadıysanız kendinizi şanslı sayabilirsiniz. Ne zaman bir bayrama ya da özel güne yaklaşsak bu mesajları gruplara ve tanıdıklarına toplu mesaj olarak atan 'kutlarımcı'lar da kurbanlarını seçmeye başlar. Bu mesajlar kimse için özel sayılmaz, üstüne görsel halindeyse telefonda yer kaplar. O yüzden eğer bir tanıdığınızı kutlamak isterseniz samimi bir iki cümle yazmak ya da onları aramak daha iyi olacaktır. Bunlardan biri alıcının kesinlikle daha çok hoşuna gidecektir.

4. Her şeyi haber vermek:

Belki de en ufak adımını ya da aldığı her nefesi gerek sosyal medyada gerek mesajlarla paylaşma meraklısı birkaç arkadaşınız vardır. Her ne kadar sosyal medya git gide akıllansa ve algoritmalar çok fazla paylaşım yapan kaynakları sizin karşınıza çıkarmamaya çalışsa da bu paylaşımlar mesaj olarak yapıldığında bunların önüne geçmek çok da mümkün olmuyor.

5. Haddinden fazla ve gereksiz emoji ya da hashtag kullanmak:

Mesajlarınıza ruh katmak için emoji veya hashtag kullanmaya eğilimliyseniz bilmelisiniz ki yarattığınız karmaşa mesajınızın anlaşılması için çok da iyi sayılmaz. Üstüne her mesajdan sonra emoji kullanmak, 'aptal' birine mesajı resimlerle anlatmaya çalışıyormuşsunuz gibi olur. Bu durum hashtagler için de geçerli tabii. Bazı blog yazarları yorumlarında ve mesajlarında bunları gizlemeyi öğrenmiş olsa da çoğunluk hala hashtaglerini anlamlı olup olmadığına bakmadan her yere yığmaya çalışıyor.

6. Kısa ses kayıtlarıyla verilen cevaplar:

İlk olarak, mesajı alan kişi sesli mesajınızı dinleyebileceği bir yerde olmayabilir. İkinci olarak, bir iki kelime için ses kaydı atmak tuhaf değil mi? Uzunluğu ne olursa olsun sesli mesajların yazılı mesajlardan daha büyük dosyalar olarak aktarıldığı kesin. Dolayısıyla, bir kelimelik bir ses kaydı bile atmış olsanız alıcı için yüklenmesi uzun sürecektir ve kapladığı yer de orantılı olarak artacaktır. Son olarak, sesli mesajları konuşma içinde aramanın ya da içinden bir kısmı seçip kopyalamanın da mümkün olmaması alıcı için gereğinden fazla zorluk yaratacaktır.

7. İzinsiz paylaşılan fotoğraflar:

Bu kulağa çılgınca gelebilir, ama arkadaşınız cuma günü birlikte deli gibi partilediğinizi başkalarının bilmesini istemiyor ya da o fotoğrafta kötü çıktığını da düşünüyor olabilir. Bu nedenlerle, bu fotoğrafları paylaşmadan ya da etiketlemeden önce söz konusu arkadaşa sormakta fayda var. Bunun rahatsız edici başka bir yan etkisi de istemsiz olarak dahil olma zorunluluğu oluşturması da olabilir. Birisi bir fotoğrafta ya da yorumda etiketlendiği zaman o paylaşıma dahil olma zorunluğu doğar ve bu üçüncü kişiler için çok keyifli bir durum olmayabilir.

Mesajlaşırken sizi çileden neler çıkarıyor? Yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!