Araştırmacılara göre en büyük değişimler 45–55 yaş arasında yaşanıyor; bu dönemden sonra organ ve dokuların yaşlanma hızı daha keskin bir ivmeyle ilerliyor.
Çalışmanın en dikkat çekici bulgularından biri ise aortun, yani en büyük atardamarımızın, yaşlanmaya karşı en hassas doku olması. Aortun ardından dalak ve pankreas da hızlı değişim gösteren organlar arasında yer aldı. Üstelik ekip, yaşlanmayla ilişkili bir proteini genç farelere enjekte ederek bu süreci test etti. Proteini alan farelerde fiziksel performansın düştüğü, denge ve koordinasyonun zayıfladığı ve damar yaşlanmasının belirginleştiği görüldü.
Araştırma ayrıca yaş ilerledikçe artan 48 hastalıkla ilişkili proteini de ortaya çıkardı. Bu proteinler kalp-damar rahatsızlıklarından fibrozise, yağlı karaciğer hastalığından karaciğer tümörlerine kadar pek çok kronik hastalıkla bağlantılı.
Cell dergisinde yayımlanan bu çalışma, yaşlanmanın düşünüldüğünden çok daha karmaşık ve çok katmanlı bir süreç olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, elde edilen verilerin gelecekte yaşa bağlı hastalıkların önlenmesi ve daha etkili tedavilerin geliştirilmesi için önemli bir temel oluşturacağını vurguluyor.
iyi uyku, aktif bir spor, temiz hava, temiz gıda derdim ama türkiyede olduğumuzdan çok da şaapmıyorum
45'i birkaç yıl geçince cildinize ne kadar iyi de baksanız birden bir yaşlanma oluyor gerçekten. Hem de neredeyse birkaç hafta içinde :(