1997'de 122 yaşındayken vefat eden Jeanne Calment farkında olmadan insanların hayatta kalması için bir ölçüt oluşturmuştu. Tüm bilim insanları bu rekorun gerçekliğine ikna olmasa da, Clements'in ölüm yaşının artık potansiyel bir insan ömrü için bir gösterge olacak çalışmaların temel taşı oldu. Gelin yapılan araştırmaya bir bakalım. 👇
Georgia Üniversitesi'nden ve ABD'deki Güney Florida Üniversitesi'nden uzmanlar bu teoriye sonuna kadar güveniyor ve bir rekorun daha çok yakında kırılabileceğine inanıyorlar.
Uzun ömürlülüğün her bir damlasının aslında bize ailemizden miras kalan genlerimizden geldiğini söylemek mümkün. Artık geçmişe göre insan ömrü daha uzun sayılıyor. 122 teorisi ise bu araştırmaya ilk başlanan kadın ve sonraki birçok kişide bu sayının görülmesinden geliyor.
Ama çok uzun süre rekor sahibi olmayabilir. Bu son araştırmaya göre, şimdiye kadarki en yaşlı insanı henüz görmedik. Bilindiği üzere Japonlar uzun yaşam sırlarıyla ünlüler.
Araştırma kapsamında, Doktor McCarthy ve Wang, 19 ayrı ülkede aynı yıl doğanların yaşam sürelerini analiz etmek için Bayes yaklaşımını kullandı.
100 yaşını geçip hala yaşayan insan sayısı sınırlı olduğundan, ikili, herhangi bir bireyin ilk önce ne zaman varsayılan ölüm yaşına geldiğini daha iyi tahmin etmek için Gompertz yasası olarak bilinen bir işlevi uyguladı.
Bu 'Gompertz Maksimum Yaşı' veya GMA olarak geçen bir teori. İnsan ömrünün bir üst sınırını bulmayı hedefliyor. Tıp bilimindeki gelişmeler, daha fazla insanın kurtulmasına yardımcı olabilir, ancak öldüğümüz yaşların dağılımı daha küçük bir aralıkta kalmaya devam ediyor.
Öte yandan, eğer GMA'nın kohortlar arasında yükseldiği tespit edilirse, bunun yerine ölüm oranının 'ertelendiğinden' şüphelenmek için bir neden olabilir Yani biyolojimizde yaşam süresinde bir kesinti varsa, henüz bunun etkili olduğunu göremedik.
Sağlık hizmetlerindeki gelişmeler daha fazla insanın yaşlılığa ulaşmasına izin vererek, ölüm dağılımını genişletmek yerine belirli bir noktayı aşmasına sebep oldu. Yine de durumun böyle olmadığı farklı dönemler oldu.
Nedeni net olmasa da, artış kadınlar arasında daha belirgin. Ayrıca, 1980'den önce yüzüncü yaşını dolduran bireylere bakıldığında, tıbbi teknolojik gelişmelerin ve halk sağlığı önlemlerinin önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor.
GMA'daki önemli bir artış da, 1910 ile 1950 yılları arasında doğan insanlar arasında görünüyor. Şu anda 70 ila 110 yaşları arasında, ölüm oranının yaklaşık 10 yıl ertelendiğini öngörebiliriz. Bu da şu an hayatta olan bazı kişilerin doğum günlerini kutlamak için 2060 yılında haberlere çıkabileceğini gösteriyor.
Ölüm oranının ertelenmesine yol açan sosyal değişiklikler her kohortu eşit şekilde etkilemiyor. Bu da uzun ömür rekoru kıracak kadar yaşlı olanların Jeanne Calment çalışmalarına dayanarak 122 ve yakınındaki sayılar etrafında olduğunu kanıtladı.
Diğer çalışmalarla bağlantılı olarak ele alındığında, tıptaki sıçramalar ve sosyal refaha erişim, bazı torunlarımızın hayatımıza on yıllar katmasına istikrarlı bir şekilde izin verebilir.
Araştırmacılar, '1950'den önce doğanların, yalnızca politika seçimlerinin yaşlıların sağlığını ve refahını desteklemeye devam etmesi ve siyasi, çevresel ve ekonomik çevrenin istikrarlı kalması durumunda mevcut uzun ömür rekorlarını kırma potansiyeline sahip olacağını daha da vurguluyoruz.' uyarısında bulundu.
Pandeminin yaşlılar üzerindeki yıkıcı etkisinde görüldüğü gibi, toplum rekor kıran yaşam sürelerine henüz hazır değil gibi görünüyor. İnsan ömründe gerçek maksimum bir sınır varsa, şu anda buna ulaşmaya yakın değiliz.