Bilim adamları, büyük bir adım atarak yetişkin hücrelerden insan embriyosu klonlamayı başardılar!
Onsekiz yıl önce Dolly'nin başarı ile klonlandığından beri bilim adamları aynı yöntem ile yetişkin insan hücrelerinden bir klon yaratmaya çalışıyor ve başarısız oluyorlardı. Ancak, yapılan çalışmalar sonunda başarıya ulaşmış gözüküyor ve kişisel organ nakli ve kök hücreye dayanan diğer iyileştirme yöntemleri adına büyük bir adım atılmış oluyor.
Geçtiğimiz yıl, farklı bir bilim adamı grubu, insan embriyosu klonlama konusunda büyük bir başarıya ulaşmışlardı. Bahsi geçen bu takım, sekiz aylık bir fetüsten alınan hücreleri kullanmıştı. Cell Stem Cell dergisinde yayınlanan yeni sonuca göre ise, 35 ve 75 yaşlarındaki iki kişiden alınan deri hücrelerinin de aynı amaç ile kullanılabileceğini kanıtlamış durumda.
Yetişkin hücrelerden klon insan embriyolarının yaratılabilmesi ise, artık derinizden ufak bir parça ile bir klon embriyo yaratılabileceği ve bu şekilde DNA'nıza sahip kök hücreye ulaşılabileceği anlamına geliyor. Teoride ise bu hücreler herhangi bir dokuya veya organa gelişmek üzerine komutlandırılabiliyorlar.
İşlemin temelinde ise Dolly'nin klonlanması ile aynı prensip yatıyor. DNA'yı bulunduran çekirdek, yetişkin hücreden çekiliyor ve bağışlanmış, çekirdeği çıkartılmış bir yumurtanın içine yerleştiriliyor. Bu yöntem yirmi farklı tür üzerinde denenmişti ancak insanlar bu konuda biraz daha sorunlu çıkmışlardı.
Ancak bu sonuç, yakın bir zamanda klonlanmış bebeklerle karşılaşacağımız anlamına gelmiyor. Ulaşılan embriyo, bazı hücrelere sahip değil ve bu yüzden bir rahme yerleştirilememekte . Gerçeğe bakılırsa, embriyoların rahim içerisinde büyümesini sağlamanın zorluğu, maymunların hâlâ klonlanamamış olmalarının temel sebepleri arasında yatıyor.
Bu insan klonlama sisteminin en fazla gelecek vadeden kullanımı ise, kişisel kök hücrelerin yaratılması. Şu anda, embriyolardan kök hücre çekme yöntemlerimiz, ana rahmi dışında döllenme (IVF) ile oluşan embriyolardan veya yeniden programlanmış yetişkin hücrelerden oluşuyor. Ancak iki yöntemin de dezavantajları yok değil. IVF ile alınan kök hücreler, hastanın DNA yapısına tam olarak sahip olmuyor ve yeniden programlanma tam olarak gerçekleşemeyebiliyor.
Bu noktada belirtmek lazım ki, klonlama ile elde edilen hücrelerin herhangi bir tedavi yönteminde kullanılması ile çok yakın bir zamanda karşılaşmayı beklemek yanlış olur. Yapılan bu 'temel' laboratuvar çalışması bile insan klonlama hakkındaki pek çok ahlaki ve etik soruyu tekrar canlandırdı ve yenilerini doğurdu. Tabii bu soruların on sekiz yıl önce Dolly'nin klonlanması ile ilk kez doğduğunu ve o günden beri de asla çözülemeyerek günümüze ve muhtemelen önümüzdeki pek çok yıla doğru uzandığını da unutmamak lazım...