Cevaplar genellikle anlamlı bir iş, amaç birliği, iş arkadaşlığı, adil ücret, öğrenme ve büyüme fırsatları ve iyi bir çalışma ortamı gibi cevapları içerir. Bütün cevapları kabul etmekle beraber, İK'nın bir çalışana kazandırdığı en yüksek değerin çalıştığı şirketin pazarda kazanan bir şirket haline gelmesi olduğunu düşünüyorum. Yani İK’nın başarısını yaptığı çalışmalar veya öngörüleri ile değil iş sonuçları üzerindeki etkisi üzerinden ölçmek daha gerçekçi olacaktır diye düşünüyorum. Şirketin ölçülebilir iş sonuçları üzerindeki İK katkısı iyi bir örnek olacaktır.
İK'nın benzersiz katkıları vardır. İç ve dış paydaşlara iyi hizmet vermek için İK yetenekleri ortaya çıkarır, mesela doğru insanları, doğru yerde, doğru zamanda, doğru deneyim de bularak kuruma adapte eder. Bununla birlikte, yapılan araştırmalarda “organizasyon” un (kültür, yetenek, iş yeri) iş sonuçları üzerinde “birey” den (yetenek, yetkinlik, iş gücü) dört kat fazla etkisi olduğunu gözlemlendiğini paylaşmak isterim. Bunun için İK organizasyona odaklanmak zorundadır. İK profesyonelleri sürekli olarak “Değer katmak, strateji sunmak, müşterilere hizmet vermek, yatırımcıların güvenini kazanmak ve kuruma itibar kazandırmak için doğru yeteneğe, organizasyona ve liderliğe sahip miyiz?” sorularını sormaya devam etmelidir.
İK departmanı işin mantığını ve yönetişimini yansıtmalıdır. Kurumlar bilgi, müşteri, yenilikçilik ve çeviklik yeteneklerini geliştirirken, İK departmanları da kendilerini geliştirmelidir. Bilgi analitiğin bel kemiğidir; müşteriler İK çalışmalarının alıcılarıdır. Yenilikçilik, İK değeri sağlamak için sürekli olarak yeni yollar keşfetmekten geçer. Çeviklik, İK'nın çalışma şeklini değiştirmek (örneğin İK uygulamaları sağlamak için teknolojiyi kullanmak) anlamına gelir.