İnsan İlişkilerine Yeni Bir Bakış Açısı Sunan Psikolojik Kavram: Kirpi İkilemi

Hepimizin hayatında en az bir kerede olsa ne senle ne de sensiz oluyor dediğimiz birileri girmiş ve çoktan çıkıp gitmiştir. İşte siz de bu cümleyi bir kez bile olsun kurduysanız bu kavramı mutlaka öğrenmelisiniz. Hadi gelin kirpi ikileminin ne olduğunu birlikte öğrenelim!

''Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı.''

''Az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar. Üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. Oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar. Soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü.''

''İnsanları bir araya getiren, iç dünyalarının boşluğu ve tekdüzeliğidir.''

''Ters gelen özellikler ve tahammül edemedikleri hatalar onları birbirinden uzaklaştırır. Sonunda, bir arada var olabilecekleri, nezaket ve görgünün belirlediği ortak noktada buluşurlar. Bu noktada, çevrenin sıcaklığını hissetme arzusu kısmen karşılanır ama, buna karşılık okların acısı hissedilmez. Kendi iç sıcaklığı çok yüksek olanlar ise, ne sıkıntı vermek, ne de sıkıntı çekmek için, topluluklardan uzak durmayı tercih ederler.”

Yukarıda kısaca bahsettiğimiz bölüm, Arthur Schopenhauer’in 1851’de yayınladığı ''Parerga ve Paralipomena: Kısa Felsefi Denemeler'' adlı eserinin ünlü 396. bölümünün bir kısmıdır.

Schopenhauer anlattığı bu bölümde kirpilerin soğukta kaldığı zaman yaşadıkları ikilemden bahsetmiştir. Schopenhauer'in anlattığı bu bölüm daha sonra Freud'un yayınladığı eserlerde de yerini almıştır.

Peki nedir bu kirpi ikilemi?

Kirpi ikilemi; insan ilişkilerinde oluşan yakınlığın ve bu yakınlık sonucunda meydana gelen özel alan problemlerinin ortaya çıkardığı sorunları kirpi davranışları ile modelleyen bir metafordur. Bu metafora göre kurduğumuz insan ilişkilerinde gereğinden fazla yakınlık gösterir ve bu yakınlık sonucunda da rahatsızlık duymaya başlarız.

Freud’un Kirpi İkilemi:

Kirpi ikilemi 1900'lü yıllarda Freud'un eserlerinde kullandığı bir teori haline gelmişti. Hatta Freud, Amerika'ya duyduğu nefrete rağmen kirpi bulmak ve bu teori üzerine konferans vermek istediğini söyleyerek Amerika'yı ziyaret bile etmiştir. 

Freud bir cümlesinde şöyle der: 'Hiç kimse komşusu ile fazla yaklaşmaya dayanamaz.' Bu cümlesi ile Freud'da toplumları birbirlerine ısınmak için yaklaşan kirpilere benzetir. Hatta bunun ardından insanların birbirlerinden kopamadıklarını ve aynı zamanda zıt fikirleri birbirlerine diretmekten de vazgeçemediklerini söyler.

Hem Schopenhauer'in, hem de Freud'un ilgilendiği bu teori, insan ilişkilerini yakından ilgilendiren bir ikilem haline gelmiş ve insan ilişkilerine yeni bir bakış açısı kazandırmıştır.

Bu ikilemin söylediğine göre siz her ne kadar iyi niyetli olur ve biriyle gereğinden fazla yakınlaşırsanız, siz istemeseniz dahi o kişi ile bir noktada çatışmaya başlar ve birbirinize zarar verirsiniz. İnsan ilişkilerinde aşılmaması gereken bir çizgi vardır ve bu çizgi aşıldığı zaman o ilişki çıkmaza girerek darbe alır.

Bu duruma örnek vermek gerekirse bir ilişkinin cicim aylarında her şey yolundayken bu aylar bittikten sonra kavgaların ve çiftlerin birbirine olan tahammülsüzlüğün başlamasından bahsedebiliriz.

Yalnız kirpi ikileminin sadece aşk hayatı için değil tüm insan ilişkileri için geçerli bir kavram olduğu da unutulmamalıdır. Tüm ilişki türlerinde kişisel alana saygı gösterilmeli ve gereğinden fazla yakınlaşma yaşanmamalıdır. 

Fazla yakınlaşma zarar getirir dedik ancak tabii ki her şeyin de bir sınırı olduğu ve insan ilişkilerinde koyulacak fazla mesafenin yalnızlık getireceği de unutulmamalıdır.

Kısaca özetlemek gerekirse karşımızdaki insanı ne kadar seversek sevelim o kişinin kişisel alanına saygı göstermeyi ve aynı saygıyı kendimiz için de beklememiz gerektiğini unutmamalı ve bu mesafeyi her zaman korumalıyız.

İnsan ilişkilerinde içli dışlı olmanın ya da fazla samimiyetin zararları ile hepimiz en az bir kere karşılaşmışızdır. İnsanlar bu yakınlık ve samimiyetten güç alarak sizlere normalde söyleyemeyeceği birçok cümleyi kolayca söylemiştir bile belki de. Ancak bundan kaçınmak amacı ile insanlara koyacağınız mesafenin çok olması da yalnızlaşmanıza ve toplumdan soyutlanmanıza neden oluyor olabilir.

İşte mesele tam da bu dengeyi kurabilmekte değil mi? Kulaklarınızda fazla yakınlık tez ayrılık getirir sözü çınladı mı? Bizim çınladı ve bu ikileme cuk diye de oturdu.

Uzun lafın kısası işin tüm sırrı insan ilişkilerinde mesafeyi doğru ayarlamakta ve kişisel sınırlarımızı net şekilde çizmekte.

Peki siz bu sınırları çizebiliyor musunuz? Ya da siz hiç kirpi ikilemini yaşadınız mı? Yorumlara bekliyoruz...

Bu içerikleri de okumak isteyebilirsiniz 👇

Vücudunda Aniden Yaralar Ortaya Çıkınca 40 Yılda Bir Görülen Hastalığı Olduğunu Öğrenen Kadın

👇

Şiddetli Karın Ağrısı Şikayetiyle Hastaneye Giden Kadın, Apandisitinin Kaybolduğunu Öğrenince Şok Oldu

👇

Nadir Görülen Bir Vaka: Ortak Tek Bir Göğüs ile Doğan İkiz Bebekler Görenleri Hayrete Düşürdü

Popüler İçerikler

Zeynep Sönmez'den İlk WTA Şampiyonluğu Geldi
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
Milyonlarca Emekliyi Bekleyen Tehlike! Emekli Maaş Zammında Sıfır Zam Endişesi
YORUMLAR
23.10.2022

Kesinlikle yaşadım 1 saat önce tanıştığım adamla ölüme bile gidebilirim mesafe kuramıyorum ve sonradan oklar hep bana giriyor 1 saat önce tanıştığım insan ve 15 yıllık tanıdığım insanla sonuçlar hep aynı hiç şaşmaz…

23.10.2022

Düzeltiriz umarım

24.10.2022

Atalarımız bunu "Çok muhabbet tez ayrılık getirir" diyerek özetlemişler zaten.Bu nedenle insanlarla iliskilerimde laubaliliğe ve her hangi bir sekilde borçlu kalmaya yer yok. Ayrıca hiç kimse vazgeçilmez değildir. Gösterdiğim sevgi, saygı ve iyi niyet suistimal edildiği anda kırıp dökmeden o insanla diyaloğumu keserim.Sanırım Kirpi İkilemi yaşamaya müsait biri değilim.

Peki ya sıcak yer bulduysam ?

İçinde yüksek ısı olanlar uzak duruyormuş işte, siz de uzak duranlardan olurdunuz

TÜM YORUMLARI OKU (11)