İnsan Hakları Kurumu'nun Diyarbakır Gözlemleri Felakete İşaret Ediyor

Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHK) 24-25 Aralık tarihlerinde Diyarbakır’a yapılan ziyaret ve gerçekleştirilen incelemeler sonucunda gözlemlerini açıkladı.

TİHK’in internet sitesinden yapılan açıklamada temel hak ve özgürlük ihlallerine dikkat çekildi. Çözüm için silahlı çatışma dışında yöntemler bulunması gerektiği vurgulandı.

TİHK Başkanı Hikmet Tülen, ikinci Başkan Aydın Bingöl, İnsan Hakları Kurulu üyesi Levent Korkut ve kurumda uzman olarak görev yapan hakim Muzaffer Şakar’dan oluşan TİHK heyeti, Diyarbakır Valisi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı ile Diyarbakır Baro Başkanlığı, Kırklar Meclisi, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA), Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) temsilcileriyle görüştü.

TİHK heyetinin gözlemlerinden notlar şöyle:

  • Şehir merkezlerinde yaşanan çatışmaların devam ediyor olması ve bu çatışmalarda ağır saldırı silahlarının ve araçlarının kullanılıyor olması süregelen ihlalleri artırabilecek niteliktedir.

  • Kamu kurumları tarafından, vatandaşların uğradığı zararların giderildiği, mağduriyetlerin önlenmesi için gayret sarf edildiği, insan hakkı ihlaline yol açmamak için titizlikle hareket edildiği belirtilmiş ise de devam eden çatışmalı süreç nedeniyle yaşanan mağduriyetler sürekli olarak artmaktadır.

  • Artan mağduriyetler, çatışmaların şiddetlenmesine yol açabilecek ve barış ortamının inşasını, kamu düzeninin kurulmasını güçleştirecektir.

  • Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bölgelerde sağlık hizmetleri, eğitim faaliyetleri, sosyal hizmetler, belediye hizmetleri, sivil toplum çalışmaları vb. faaliyetler durmakta, kentin geri kalan bölgelerinde de bu hizmetlerin yürütülmesinde aksamalar meydana gelmektedir.

-Sokağa çıkma yasağının olduğu yerlerde sağlık hizmeti acil hallerde dahi sınırlı olarak sunulabilmektedir.

  • Sokağa çıkma yasağının geçerli olduğu mahallelerde eğitim-öğretim faaliyeti tamamen durmuştur. Şehrin geri kalan kısmında da eğitim-öğretim faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında sorunlar yaşanmaktadır.

  • Yaşanan çatışmaların, uygulanan güvenlik politikalarının belediye hizmetlerini engellediği belirtilmektedir.

  • Çatışmalar, sokağa çıkma yasakları, hendek ve barikatlar nedeniyle ticari hayat büyük yara almıştır.

  • Özellikle çevre illere mal satışı yapan ticaret erbabının üretim ve satış yapamaması nedeniyle müşterilerini kaybettiği, esnaf ve tacirlerin bir kısmının yatırımlarını başka şehirlere taşıdığı bilgisi verilmiştir.

-Diyarbakır’ın ticari hayatının en önemli merkezi olan Sur ilçesinde, sokağa çıkma yasağı ilanı ve yaşanan çatışmalar nedeniyle turizm ve ticari hayat durmuştur.

  • İşyerini kapatan veya aynı şehirde başka bir yere taşıyan birçok esnaf bulunmaktadır. Bu sürecin uzaması ve alternatif çözümler üretilememesi halinde esnafın tamamı büyük sorunlar yaşayacaktır.

  • Dönem zararı olarak ortaya çıkan ticari kayıplar, ilerleyen süreçte iflaslara yol açacaktır. Özel sektörde ücretle veya gündelik işlerde çalışanlar tüm gelir kaynaklarını yitirmişlerdir.

  • Esnaf için kapsamlı tedbirler alınmalı, ücretli kesimin mağduriyetleri giderilmeli, bu kişiler işsizlik sigortasından yararlandırılmalıdır.

-Çatışmaların, insan hakkı ihlallerinin Türkiye’nin geri kalan kısmında hak ettiği karşılığı bulmadığı, basın-yayın organlarında yeterince yer almadığı, mevcut yayın ve haberlerin gerçeği yansıtmadığı; bu durumun ülkenin bir tarafında ilgisizlik, diğer tarafında hayal kırıklığı yarattığı ve ortak bağların kopması ile sonuçlandığı yönünde açıklamalar yapılmıştır.

  • Bu nedenle, basın-yayın organlarının Diyarbakır’da ve yakın illerde meydana gelen olaylara ilişkin daha dikkatli, objektif bir dil kullanmaları ve gelişmeleri yakından takip etmeleri, yaşanan mağduriyetleri kamuoyunun bilgisine sunmaları ısrarla talep edilmiştir.

  • Sur ilçesine giriş çıkışlarda kimlik kontrolü ve üst araması yapıldığı, hatta ilçede görevli kamu görevlilerinin dahi kontrole tabi tutularak ilçeye girebildikleri, ilçeden çıkışlar sırasında pek çok gözaltı işlemi gerçekleştirildiği dile getirilmiştir.

  • Gözaltına alma sırasında ve sonrasında kolluk görevlileri tarafından çeşitli kötü muamele uygulamalarının yapıldığı, örneğin, gözaltına alınanların çıplak aramaya maruz bırakıldığı, kemik kırıklarıyla sonuçlanan orantısız güç kullanımlarının vb. hukuksuz müdahalelerin yaşandığı dile getirilmiştir.

Yapılması gerekenler:

  • Hendeklerin ve barikatların kaldırılması, silahlı çatışmaların ve sokağa çıkma yasaklarının sonlandırılması;

  • İnsan hakkı ihlali iddialarının ivedi ve etkin bir şekilde soruşturulması;

  • Şu ana kadar yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için etkin ve kapsamlı tedbirler alınması;

  • Yaşanan sorunların çözümü için silahlı çatışma dışında yol ve yöntemlerin kullanılması, bu bağlamda “çözüm süreci”nin, sonlandırıldığı düzeyden yeniden başlatılması gerekiyor.

Bianet

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!