İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü Kenneth Roth, Türkiye’yi otoriter eğilimlerin yükselişte olmasının somut bir örneği olarak nitelendirerek, toplumun bir an önce bu gidişatı farketmesi gerektiğini söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü Kenneth Roth, Türkiye’yi otoriter eğilimlerin yükselişte olmasının somut bir örneği olarak nitelendirerek, toplumun bir an önce bu gidişatı farketmesi gerektiğini söyledi.
Cumhuriyet’ten Berivan Aydın’a konuşan Roth, 2016 Dünya Raporu’nu bu hafta İstanbul’da açıklamalarının özel bir sebebi olduğunu kaydederek, “Bu küresel raporda, geçen yılın iki tedirgin edici eğilimini vurguluyoruz. Birincisi sığınmacı krizine verilen tepki ve mültecilerin haklarına getirilen ciddi kısıtlamalar. İkincisi ise dünya genelinde sivil topluma yönelik artan baskılar. Despot hükümetlerin, halkın örgütlenip hesap sormasından duydukları rahatsızlık giderek artıyor. Türkiye tam da bu iki eğilimin kesiştiği yerde. Mültecilerin büyük kısmı Türkiye üzerinden Avrupa’ya akın ediyor ve Türkiye’de bağımsız seslere yönelik baskılar çoğalıyor” diye konuştu.
AKP’nin ilk dönemlerindeki insan hakları karnesini olumlu bulan Roth, “Ordu üzerindeki sivil kontrol artmış, Kürtlerin hakları daha çok tanınmış, işkence azalmış ve ifade özgürlüğü çoğalmıştı. Bu gidişatta Avrupa Birliği’nin (AB) tam üyelik kapısını açık bırakması da rol oynadı. Ancak son yıllarda tüm bu kazanımlar geriye dönüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğindeki AKP, hükümeti denetleyen bir dizi kurumun altını oydu” dedi.
Roth’a göre, AKP kendisini denetleyecek tüm kurumları kasten yıpratıyor. HRW İcra Direktörü, bunu şöyle gerekçelendiriyor: “Medyadaki bağımsız seslere saldırılar oldu, bağımsız yargıçlar safdışı bırakıldı. Güneydoğu’daki askeri operasyonları eleştiren akademisyenler terörü desteklemekle suçlandı.”
Türkiye’deki durumun küresel raporda da işaret ettikleri otoriter eğilimin somut bir örneği olduğunu kaydeden Roth, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hükümet eleştiriye karşı giderek buluttan nem kapar bir hal alıyor. Medyada, yargıda ve sivil toplumdaki kritik sesleri tolere etmede isteksizleşiyor. Bir hükümet etrafını siper gibi tahammülsüzlükle çevirdiğinde, otoriter rejim için gerekli zemini yaratır. Bu çok tehlikeli bir gidişattır. Türk toplumunun çok geç olmadan bu duruma uyanmasını umuyoruz.”
Tüm dünya fark etti, bir tek bizim sığırlar hala fark edemedi gözlerinin önünde olup bitenleri.
Türk Milleti "koyun mu? koyduk işte xdxddxxdd" demekle meşguller kimsenin uyanması beklenemez her TV kanalının iktidar yanlısı olduğu bu ülkede.
Bilgisizliğin prim yaptığı,deneyim,bilgi,birikim ve bilimin artık tu kaka sayılıp,hurafeler,kabadayılık ve cehalet ile yoluna devam eden bir ülkede, bu geriye gidişatı, kendine yer edinebildiği bir fırsat olarak gören ve bu akımın zirve yaptığı dönemde tıpkı koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi denmesi gibi, kendisine boş zikirler ve beyin ifrazatları ile kandırmacı bir değer biçilen cahil insanların olduğu bir yerde hangi uyanmadan bahsediyoruz???Adamın yıllardır hayalini kurduğu "beyin bedava" rüyası gerçek olmuş, hiç uyanır mı bu rüyadan!!Batı hayranlığı diye laf söyleyen de, arap hayranlığını ise görmeden geliyor tabii ironi babında.Hem de yahudilerin,emperyalizmin kuklası arapların hayranlığı...