İnsan Davranışları Hakkında Hayata Bakış Açınızı Değiştirecek 10 İlginç Psikolojik Gerçek

Bir olaya verilen tepki o zamanda bulunduğumuz ruh haline göre değişebilir mi? İnsanların davranışlarını belli bir sisteme oturtmak tam olarak mümkün olmasa da, bu konuda bazı psikolojik gerçekler mevcut. Beynimizin çalışma şekli hayat tarzımız ve yaptıklarımızla doğrudan ilişkilidir. Bu yüzden de insan beyni hakkında yeni bilgiler keşfedildikçe insan davranışları da daha kolay bir şekilde çözümleniyor. Gelin birlikte düşünce tarzımız ve psikolojinin hayatlarımıza kattığı bazı etkilere bir göz atalım... 👇

10. Genç yaşlarda yaşanılan hisler ve anılar neredeyse hiç unutulmaz.

Orta yaşlı insanların yirmili yaşlarının ilk yılları hakkında ne kadar çok konuştukları ve hikayeler anlattıklarını hiç fark ettiniz mi? Ben sizin yaşınızdayken... diye başlayıp uzayıp giden hikayeler... Psikolojide otobiyografik bellek adı verilen bir özelliğimiz sayesinde yetişkin hayatımızın ilk yıllarını diğerlerinden daha net hatırlamaya meyilliyiz. Gençlikten yetişkinliğe geçmek evlilik, mezuniyet gibi yeni deneyimler getirdiğinden ve hayat amacımızı belirlemiş olan yıllar olduğundan anıları zihnimizde daha canlı duruyor. Buna aşklar da dahil.

9. 3. bir kişinin gözünden hayatınıza bakıyormuş gibi düşünerek sorunlarınızı daha kolay çözebilirsiniz.

Başka birinin hayatına dışarıdan bakarken çoğunlukla onların sorunlarına kendimizinkinden daha mantıklı çözümler bulabiliriz. Kendinizden birazcık uzaklaşarak, sanki başka biriymişsiniz ve kendi hayatınıza uzaktan bakıyormuş gibi yaparsanız sorunlarınıza ve kendinize karşı olan ve belki de aslında farkında olmadığınız ön yargınızı kırabilirsiniz.

8. Beceriksiz olan kişiler genelde kendi beceriksizliğinin farkında değildir.

Günlük hayatta karşılaştığımız bazı insanlar sanki doğruyu bilen tek kişi onlarmış ve başka herkes yanlış biliyormuş gibi davranır ya da yorum yapar. Ama odadaki diğer tüm kişiler aslında o kişinin söylediğinin doğru olmadığının farkındadır. Böyle kişiler gerçekten de söylediklerinin yanlış olduğunun farkına varamazlar. Bu psikolojide 'üstünlük yanılsaması' olarak geçen bir sendromdur.

7. Hayal kuran insanlar daha yaratıcıdır.

Hiç derste hoca konuyu anlatırken hayallere dalıp gitmeyen var mıdır? Sanmıyoruz. Hayal kurmak kötü bir özellik gibi algılansa da aslında öyle değildir. Zekayı geliştirir ve kişinin daha yaratıcı, üretken biri olmasına yardımcı olur. Yapılan deneylerde çok hayal kuran insanların iq'ları daha yüksek çıkmıştır.

6. Ana dilimizden farklı bir dil konuşurken aldığımız kararlar da değişir.

İnsanların konuştukları dil değiştiğinde kararlarının etkilenmediğini ya da konuşmakla baş etmeye çalışırken daha mantıksız kararlar vereceklerini bile düşünebilirsiniz. Ama durum aslında tam tersi. İç düşüncelerimiz yabancı bir dilde konuşurken beynimizi daha az meşgul ettiği için radikal kararlar almamıza yardımcı olur.

5. İnsanların davranışlarını kişiliklerine göre yargılarız.

Kaba davrandığımızda acelemiz olduğu ya da çok sinirli olduğumuz gibi bahaneler üreterek vicdanımızı rahatlatmaya çalışırız. Fakat birinin bize kaba davrandığını düşündüğümüzde onun nasıl bir durum çerisinde olduğunu hiç düşünmeden direkt kişiliğine göre yargılarız. 'O böyle biri değildi? Nasıl bunu yapabildi? Neden böyle söyledi?' diye sorgularız.

4. Beynimiz otomatik olarak birini bir şeye ikna etmenin zor olacağını düşünür halbuki o kadar da zor değildir.

Bir reklamın başkaları üzerindeki etkisinin büyük olacağını düşünmeyiz. Biz etkileniyormuşuz ama diğer kimse buna kanmıyormuş gibi gelir. İnsanların zor ikna olacağını düşünürüz. Belki de bu nedendendir ki yakın arkadaşımız bir ilişkisinde manipüle edildiğinde biz bunu açıkça görebilirken kendisi göremez ve bu bizi şaşkınlığa uğratır. Aslında insanlar düşündüğünüzden daha kolay ikna olur.

3. Reddedilmek gerçekten de can yakıcıdır.

Hoşlandığınız birine açılıp reddedildiğinizde yüzünüze yumruk yemiş gibi hissedersiniz. Beynimiz karşımızdaki kişinin verdiği cevaba göre tepki verdiği için reddedildiğiniz zaman belki fiziksel acı bile hissetmeniz muhtemeldir. Duygusal acı da en az fiziksel kadar görmezden gelinmemesi gereken bir durumdur.

2. Mutluluk hormonu olan Dopamin'i salgılamak öğrenmenizi kolaylaştırır.

Dopamin yaptığımız bir şeyden zevk almamıza neden olan hormondur. Bizi mutluluğa aç hissettirdiği gibi öğrenmeye de aç hissettirir. İçimizde bir merak hissi uyandırır. Örneğin, Instagram'da kaydırırken dopamin salgılarsınız, garip bir şekilde zevk verir ve sonraki videoyu merak ederek elinizden bırakamazsınız.

1. Başkalarına sık sık yardım etmek ömrünüzü uzatmaya yardımcı olabilir.

Başkalarına yardım ederek daha uzun mu yaşayacağım yani? Cevap evet. Dünya'nın daha iyi bir yer olabilmesi için katıldığınız gönüllülük projelerinde sadece zamanınızı veya paranızı harcamıyorsunuz. Aslında kendinize de yardım etmiş oluyorsunuz. Yapılan araştırmalara göre, yardımlaşmak mutluluğu ve sağlığı iyi yönde etkiliyor. Gönüllü olarak başkalarına yardım eden insanların stresle daha kolay başa çıkabildiği ve hayattan daha tatmin hissettikleri gözlemlenmiş. Katılımcılar yalnız hissetmediklerini ve sosyal becerilerini geliştirdikleri için daha öz güvenli hissettiklerini söylemiş. Psikologlar da sık sık başkalarına yardım eden insanların daha uzun yaşamaya meyilli olduklarını bulmuşlar.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

İzleyecek Bir Şeyler Arayanlar İçin Gerilimden Fantastiğe Adeta Mükemmel Ötesi Olan Filmler
Güzellik Algısının Zamanla Ne Kadar Değiştiğini Gözler Önüne Seren Modası Geçmiş 8 Güzellik Trendi
Tüylerimiz Neden Diken Diken Olur?

Popüler İçerikler

TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
YORUMLAR
17.03.2023

8 tayyibi anlatıyor

17.03.2023

#10 kahpeliği sırtından hançerlenmeyi öğrendik çok lazımmış gibi…

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ