İnkar Etsek de Ayrılıkları Kolay Atlatmak İçin Kabullenmemiz Gereken 14 Gerçek

Aşk, edebiyattan sinemaya, müziğe kadar her sanat dalının en önemli ilham kaynağı. Biz sıradan insanları da en çok heyecanlandıran durumlardan biri. Belki medyanın dayattığı, Hollywood'un sürekli önümüze koyduğu romantik filmlerin daha küçük yaşta kanımıza girmesindendir... Belki de üreme içgüdümüzün tarih içerisinde yanlış bir yere sapmasındandır, bilemiyoruz... Sebebi tartışılır! Fakat genel olarak kabul gören gerçek şu ki; romantik ilişkiler ve duygularımız, hayatımızı büyük, çok büyük oranda etkiliyor.

Ve aşkların bitişinin verdiği acıyı da atlatmak yeterince kolay olmuyor. Hele bu devirde saygıyla, insanca ayrılmak neredeyse imkansız. Fakat endişelenmeyin, bu konuya da el attık!

1. İlk adım: Kabullenmek! Hiç kimse sizinle sonsuza dek beraber olma zorunluluğunda değil.

Demek sonunda bunu da yaptı ha köpeğin soyu! Sizi terketti! Ne kötü bir insan!

'İyi bir insan' olması için, kendi kişisel isteklerini yok sayıp siz istediğiniz sürece sizin yanınızda kalması mı gerekirdi? Elbette ki hayır. Hepimizin iç geçire geçire dinlediği o meşhur şarkıda da söyledikleri gibi: 'İkimiz de biliyoruz ki kalpler değişebilir. Hiçbir şey sonsuza dek sürmez, soğuk kasım yağmuru da öyle...' 

Sizden ayrılmak isteyen sevgiliyi suçlamayın. Bunun size hiçbir faydası olmayacaktır.

2. İntikam yeminleri mi ediyorsunuz? Etmeyin! Sadece ruhunuzu yorarsınız.

İşin içine hırs, öc gibi duygular girdiği zaman bu işin aşk ve sevgiyle hiçbir alakasının kalmadığını; tamamen sizin kendi kişiliğinizle alakalı bir ego sorunu olduğunu söyleyebiliriz. 

Ne için intikam almak istiyorsunuz? Size karşı olan duygularının kendi kontrolünde olmadan bitmesinden dolayı mı? Bu sizce gerçekten de kötülük sayılır mı?

3. Gururunuzun ayaklar altına alındığını, ezildiğinizi ve yok sayıldığınızı hissediyorsanız; bu sadece bir yanılsamadır!

Düşünün bir; yüzbinlerce yıl ayakta kalmış ve soyunu devam ettirmiş; kıtlıklar, kara kışlar, savaşlar, göçler atlatmış ve bugünlere gelmiş bir türün uzantısısınız. 

Şimdiye kadar evlat oldunuz, öğrenci oldunuz, en iyi arkadaş, komşu, abla, abi, kardeş gibi pek çok sıfata sahip oldunuz. Sevdiniz, sevildiniz, yardım ettiniz, hayatta kaldınız.

Bir insan sizi sevmediğinde kırılacak kadar zayıf bir gururunuz mu var? Kendinize sadece tek bir insanın sevgisi üzerinden mi değer veriyorsunuz? Elbette ki hayır! Değersizlik duygusundan ve getirdiği saldırganlıktan kurtulun.

4. Kendinize hakim olun; durduk yerde kendinizi gaza getirip, şeytana uyup onu aramayın!

Artık sizinle olmak istemeyen birini sık sık aramak, öfkeyle bağırmak ve küfür etmek ya da ağlayıp acındırarak duygusal manipulasyona girişmek taciz değil de nedir?

Emin olun, geriye dönüp baktığınızda utanmanıza sebep olacak şeyler listesinde en başta geliyor!

5. İnternet üzerinden bu tarz paylaşımlar yapmaktan ise özellikle uzak durun!

Düşman güldürmekten başka işe yaramazlar.

Ayrıca aklınız başınıza geldiğinde 'kendinizden utandıran şeyler' hanesine +1 olarak dönerler.

6. Ayrılıktan sonra ne kadar üzüldüğünüz, ne kadar çok sevdiğinizin kanıtı değildir; abartmayın!

Gönül ferman dinlemiyor, biliyoruz. Siz de aslında bunun geçici bir acı olduğunu bildiğiniz halde kendinize engel olamayıp depresyonlardan depresyonlara yuvarlanabilirsiniz.

Bu durumda yapılacak en akıllıca hareket, kendinizi barlara, sokaklara atmak yerine; hayır işlerine vermek olacaktır.

Gidin barınakta köpek besleyin, mültecilere yardım amaçlı organizasyonlara katılın, çocuk yuvalarını ziyaret edin... Çok neşeli taklidi yapmadan hayata karışabileceğiniz ve gerçek büyük dertleri görerek duygusal yaranızı unutabileceğiniz yerlerdir.

7. "Her söylediği yalanmış, beni hiç sevmemiş!" diye düşünmeyin. Sevginin bitmesi, geçmişteki yaşananların ve söylenenlerin gerçek olmadığı anlamına gelmez.

Siz de çok insanı sevdiniz ve sonradan sevginiz bitti, değil mi? Peki eskiden seviyorum derken yalan mı söylüyordunuz? Elbette ki hayır.

8. "Bir daha onun gibisini bulamam. Bir daha böyle kimseyi sevemem!!!" (BULDU, SEVDİ)

Bulursunuz arkadaşlar, bulursunuz. 

Sezen Aksu'nun da dediği gibi 'bugünkü aklınızla da seversiniz' hatta!

Bunu bir oyun gibi düşünün. Tecrübe kazandıkça level atlayacaksınız ve daha da mutlu, sevgi dolu, ayağı yere basan aşklar yaşayacaksınız.

9. Artık kimseye güvenmiyorum triplerine girmek ise ailenize, dostlarınıza ve gelecekteki gerçek aşkınıza karşı hakaret niteliğinde bir beyandır.

Tek bir kişi yüzünden tüm insanları defterinizden silmek tabir-i caize ayıptır!

Yaşadığınız olaydan sonra yitirdiğiniz güven duygunuz sizi alakadar eden bir meseledir. Kimseyi 'güven testine' tabi tutma gibi bir hadsizliğe girişemezsiniz. Kimse size onlara güvenebileceğinizi kanıtlamak zorunda değil.

10. Ayrılığın en zor kısmını atlattıktan sonra ise sırada suçluluk duygusu olur: En büyük tuzak bu, asla düşmeyin!

'Şöyle böyle yapmasaydım gitmezdi, keşke ona şunu bunu söyleseydim' diye düşünerek kendinizi hırpalamanızın bir alemi yok.

Size bunu kanıtlamak için Babam ve Oğlum filmindeki gibi kollarınızı açtırıp, üzerinize koşup, sizi ezip geçmemiz gerekmesin.

Gidecek insanı tutamazdınız, arkadaşlar. Kısmet değilmiş!

11. Gelelim en zor kısmına: Sizden ayrıldı ve hemen başka biriyle mi sevgili oldu? Bu geçeceğiniz en sağlam karakter testlerinden biri!

Sizden ayrılmış bir insan, ne isterse yapar. Ayrıldığınız andan itibaren size karşı hiçbir sorumluluğu yok. Bunu kabullenin. 

Evet belki daha zarif davranabilirdi, belki en azından 'göstere göstere' yapmayabilirdi... Ama yine de ona hakaretler etmeniz, arkasından konuşmanız için geçerli bir sebep değil. 

Asaletinizden ödün vermeyin. Boşverin. Ne hali varsa görsün!

12. İlişki boyunca size sürekli duygusal zarar verdiğini mi düşünüyorsunuz? Olaylara biraz gerçekçi bakmakta yarar var.

Madem sizin mutsuz olduğunuz bir ilişkiydi, neden bitince üzüldünüz?

Mutlaka size destek olduğu, sizi mutlu ettiği, gözünüzün yaşını sildiği ve güldürdüğü vakitler olmuştur. Anılarınıza haksızlık etmeyin. O insan gidecek fakat anılar sizinle kalacak. Onları öfke ile kirletmenin bir anlamı yok. Yaşlanınca, geriye baktığınızda sizi gülümsetecek sahneler olarak kalsınlar.

13. "Ben acılar içinde kıvranırken onun mutlulukla uçuşmasına dayanamıyorum." Sabret annem, sabret gülüm. Gün gelir, devran döner...

Bir insan hayatı boyunca sürekli mutlu, bir diğer insan da sürekli mutsuz o-la-maz. Varoluşumuza aykırı bir durum bu! 

Hayat bu; bir sabah uyanırsın bakarsın devrim olmuş, bir sabah bakarsın imparatorluklar yıkılmış... Bu dünyada neler neler oluyor, bir tek senin mi yüzün gülmeyecek sanıyorsun?

14. Kendini sev; bazen nasıl da çocuk gibi sahip olamayacağımız şeyleri arzuladığımızı, nasıl hırslı, inat, kıskanç olduğumuzu, daha ne kadar acemi olduğumuzu fark edip gülümse!

Biz sana demiyoruz ki üzülme; üzül, üzül ama edebinle üzül! Ayarında üzül!Ayrılığı atlatırken de 'ne kadar zayıfmışım, ne kadar üzüldüm, ne aptalım' gibi de düşünme. İnsan böyle böyle pişer.

Asıl üzülmeyenlere ayıp!

Sonra bir gün bir bakmışsın, karşına yeni biri çıkmış.

Ayrılığını güzelce atlattıysan zaten, yeni ilişkinde de 'Ya beni terk ederse, dayanamam ölürüm, kesin terk edicek, bak gidiyo!!!' gibi paranoyalara kapılmazsın. Gül gibi geçinip gidersiniz.

Allah herkese gönlüne göre versin!

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
21.06.2016

her ne yaşanırsa yaşansın seviyeyi aşmadan saygı çerçevesinde bitirilmeli ilişki. güzel hatırlanmak için. aksi halde nefret evresi berbat. ayrıca kimse kimsenin hayatının merkezi, odak noktası olamaz. saçma

21.06.2016

Onlara vazgeçilmez olmadıklarını hissettirin ki götleri kalkmasın, her zaman herkesin yeri dolar benim bile, sadece makinaya reset atmak kiminde 3-5 ay sürer kiminde 1 sene, ama neyseki benim makine 8 çekirdekli de çabuk unutuyorum -.-

23.06.2016

Hayatımda okudugum en mantıklı ayrılık yazısı. Sanki bir psikolog yazmış gibi. Bunun bilincinde olmak olabilmek,kesinlikle özgüven işte. Gerçekten egolu olmayan insan sayısı çok az... Ego zaten bizden saf ve temiz duyguları götürür.

TÜM YORUMLARI OKU (11)