İngiltere'de 'Şeytanın Çocuğu' Olarak Anılan 11 Yaşındaki Seri Katil Mary Bell'in Dehşet Verici Hikayesi

1968 yılında işlediği cinayetlerle İngiltere'de 'şeytanın çocuğu' olarak nam salan 11 yaşındaki Mary Bell'in hikayesiyle karşınızdayız. Ülkenin en genç seri katili olan Mary Bell korkunç geçen çocukluğu ve işlediği acımasız cinayetlerle halen hatırlanan bir isim. İşte bu dehşet verici hikayenin ayrıntılarını içeriğimizde derledik! Buyurun okumaya... 👇

İşlediği cinayetlerle kan donduran, İngiltere'nin en genç seri katili olarak tanınan Mary Bell'i daha önce duymuş muydunuz?

auralcrave.com

Mary Bell'in hikayesinde yetişkinleri bile dehşete düşürecek kadar korkunç cinayetler söz konusu. Üstelik bu suçları sadece 11 yaşındayken işliyor!

Mary Flora Bell, 26 Mayıs 1957 tarihinde İngiltere'nin orta halli bir mahallesinde dünyaya gelmişti.

Seks işçiliği yapan bir annenin ve sicili pek de iyi olmayan bir üvey babanın çocuğu olarak yetişen Mary Bell, şiddetli davranışları olan yalancı bir çocuk olarak biliniyordu. Sevgisiz ve şiddetle büyüyen Mary'nin böyle biri olması ise insanları şaşırtmamıştı.

Birbirinden korkunç iki cinayet işleyecek olan Mary Bell, 11 yaşındaki küçük bir kız için dayanılamayacak bir hayata sahipti...

İşleyeceği suçları hafifletmese de kötülüğün doğduğu ortamı görmek önemli. Mary Bell daha doğduğu andan itibaren annesi tarafından reddedilen bir çocuktu. Annesi Betty, kızın babasının kim olduğunu bile bilmeyen sorunlu bir insandı.

Betty doğumdan sonra bebeğini fırlatmaya çalışırken yakalanmış ve biraz daha büyüdüğünde camdan atmaya da kalkışmıştı.

Mary'yi evlat edinmek isteyenleri ve akrabalarının tekliflerini geri çeviren Betty, kızını berbat bir yaşama mahkum etmişti. O dönemki komşularının anlattığına göre Mary 3 - 4 yaşlarındayken insanlara uzak, sessiz ve yalnız bir çocuk haline gelmişti.

Üvey babası ve annesinden gördüğü şiddet devam ettikçe Mary agresif ve garip bir insana dönüştü.

Normal olmayan davranışları da işlediği ilk cinayete kadar götürdü onu. Mary Bell'in 11. yaş gününde Martin Brown adında 3 yaşındaki bir çocuğun cesedi terk edilmiş bir evde bulunmuştu...

1960'larda mahallelerin güvenli olduğuna inanıldığı için aileler 3-4 yaşındaki çocuklarının büyükleriyle dışarıda oynamalarına izin veriyorlardı.

Ancak 1968 Mayıs'ında Martin bir akşam eve dönmedi. Telaşlanan ailesi onu aramaya çıksa da ancak diğer sabah çocuğun ölü bedenine ulaşıldı. Çocuğun bulunduğu yere polisler ulaştıktan sonra olay yerine meraklı iki kız çocuğu da gelmişti. Bunlardan biri Mary Bell'in ta kendisiydi.

Minik Martin'in yanında bir şişe ağrı kesici bulunmuştu ve çocuğun yanlışlıkla bunları içip hayatını kaybettiği sonucuna ulaşıldı.

O dönemlerde şimdiki kadar ilerlememiş olan adli tıp çocuğun ölümünü kaza olarak niteleyerek davayı kapattı. Ancak olaydan birkaç gün sonra Martin'in gittiği kreşte meydana gelen bir saldırı şüpheleri tekrar uyandırdı.

Birileri Martin'in eşyalarını ve sırasını dağıtmış etrafa 'Martin'i biz öldürdük.' gibi notların karalandığı kağıtlar bırakılmıştı.

Polisler olay yerine gelip bunları incelese de çocukların yaptığı kötü bir şakadan ibaret olduğunu düşünerek yine bir şey yapmamıştı. Martin'in zavallı ailesi içinse oğullarının öldürüldüğü düşüncesi gitgide kuvvetlenmekteydi. Bırakılan notlar ve karalamalar gerçekten korkutucuydu.

Martin'in annesinin aktardığına göre cenazeden bir iki gün önce Mary kapıya gelmiş ve Martin'i görmek istediğini söylemişti.

Kadıncağız ona Martin'in öldüğünü açıklamaya çalışırken kız onun sözünü keserek 'Öldüğünü biliyorum, tabuttaki halini merak ediyorum.' demiş ve kadın hışımla kapıyı kızın yüzüne kapatmıştı. Bu yaşananlar ve kısa süre sonra bulunan yine 3 yaşındaki bir çocuğa ait bir başka cesetle olaylar gün yüzüne çıktı.

Mary Bell'in ikinci kurbanı Brian Howe adında küçük bir çocuktu. Norma ve Mary çocuğu uzun otların olduğu bir araziye götürmüştü.

Burada Mary, Brian'ı boğarak öldürdükten sonra zavallı çocuğun vücuduna çizikler atmış ve üreme organını kesmişti. Cinayetten sonra mahalleye dönen ikili çocuğu aramaya başlayan ailesine de yardımcı olmayı teklif etmişlerdi... Bu sefer ortada kazaya dair bir iz olmayınca polisler katili aramaya koyulmuştu.

Brian'ın cinayeti karşısında Martin'in de aslında öldürüldüğü düşünüldü ve bulunan notlardaki el yazıları incelenmeye başlandı.

www.youtube.com

Tüm çocuklarla beraber sorguya çekilen iki kızın davranışları oldukça tuhaftı: Mary Bell ve Norma Bell (akraba değiller). Sorgu derinleştikçe kızların hikayelerinin birbiriyle uyuşmadığı ortaya çıkmıştı. Böylece ortaya dökülen gerçeklerle Mary Bell cinayeti işlediğini itiraf etti. Martin'in hakkındaki acımasız doğrularla birlikte tabii...

Mary Bell ve arkadaşı Norma, küçük Martin'i dışarıda oynarken görmüş ve onu şekerle kandırıp terk edilmiş eve götürmüşlerdi.

www.youtube.com

Hiçbir şeyden haberi olmayan çocuğu Mary Bell çıplak elleriyle boğarak öldürmüş ve yanına ağrı kesici kutusu bırakmıştı. Norma cinayete bizzat karışmasa da Mary Bell'i desteklemiş ve yanında bulunmuştu. Mahkeme sırasında savcı, Mary Bell'in cinayetleri 'zevk ve heyecan' için işlediğini öne sürdü. Aynı şekilde gazetelerde de 'şeytanın çocuğu' olarak bahsediliyordu Mary'den.

Mary ile seanslar yapan adli psikiyatrist de kızın davranışlarının normal bir insana ait olmadığını söylemişti.

www.youtube.com

Mary'nin psikopati belirtileri gösterdiğini söyleyen psikiyatristin raporuyla beraber Mary hapis cezasının yanı sıra psikolojik tedavi de görmeye başlamıştı. Arkadaşı Norma'nın ise Mary'nin etkisi altında kaldığı ve cinayetlere doğrudan karışmadığı sonucuna ulaşılmıştı, yine de hapis cezası aldı.

Mary Bell 12 yıl hapis yattıktan sonra ruhsal sağlığının düzeldiği ve iyi davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle serbest bırakıldı.

www.youtube.com

Sıkı gözetim altında bulundurulması şartıyla hapisten çıkan Mary'nin güvenliğini sağlamak için de ismi değiştirildi ve hayatı gizli tutuldu. 25 yaşlarındayken bir kız çocuğu dünyaya getirdi ve halen kızı ve torunu ile gizlilik içinde yaşıyorlar. 

Tekrar bir suç işlememiş olsa da Mary hakkında kamuoyunun fikirleri katı. Yaşadığı hayat nasıl olursa olsun şiddete yatkınlığını yadsımak yanlış olur. Zavallı bebeklerin perişan olan aileleri de yasaların kurbanlardan çok katilleri koruduğunu düşünüyor. Bir kız çocuğunun elinden çıkan acımasız iki ölüm... Ne diyeceğimizi bilemiyoruz.

Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Yorumlara buyurun. 👇

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Halkı Dehşete Düşüren Osmanlı'nın İlk Seri Katili: Hrisantos
Onlarca Kurbanına Rağmen 20 Yıl Boyunca Yakalanmayan Seri Katil 'Grim Sleeper'ın Ürkütücü Hikayesi
Hepsi Akıl Hastası mı? İşledikleri Suçlarla Kelimeleri Kifayetsiz Bırakan Seri Katillerin Karanlık Psikolojisi

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
05.02.2023

Şeytan: her şeyide benden biliyonuz amk 😅😅 Adanada 11 yaşında 70 suç kaydı olan küçük abiler gördüm şeytanla ne alakası var ?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ