Yabancı dil öğrenmenin kişisel sermayenin geliştirilmesindeki önemi kuşkusuz çok yüksek. Bu yönüyle de, doğudan batıya dünyanın pek çok ülkesinde yabancı dil öğretimi eğitim müfredatlarında hatırı sayılır bir ağırlığa sahip.
Özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrasında küresel bir önem kazanmaya başlayan İngilizce ise, halen dünyada ve Türkiye’de en çok öğretilen yabancı dillerin başında geliyor.
Veriler ışığında Türkiye'nin yabancı dil karnesine baktığımızda ise gördüğümüz tablo içler acısı vaziyette 😔
Asıl sorun eğitimi bilmiyoruz ve başka ülkelerden de öğrenmenin yolunu öğrenmiyoruz.... şimdi ne demek istedi bu diyeceksiniz : Mesela biz ingilizce eğitimi daha iyi nasıl öğretiriz diye milli eğitim bakanlıgı avrupa ülkelerinde heyet gönderiyor. Orda nasıl eğitim var biz nasıl yapmalıyız gibisinden. Bizim bu heyete hiç bir eğitimci katılmıyor komitenin başkanı ne kadar eşi dostu var onları götürüyor güzelinden ülkeyi turluyor. Bütün masrafıda devlete ödediyorlar. Sadece dolaşıp geliyorlar bunun yüzlerce örnegini araştırarak bulabilirsiniz . Malesef uzun sürede zor öğrenecegiz
İngilizce dersini Türkçe işliyoruz.
ELT firmasında çalışırken kokusunu beğnediği için kitap seçen öğretmenden, daha kendi dilini konuşamıyorken yabancı dil öğretmeye çalışanına kadar binbir türlü öğretmen gördüm. Şu anda ders kitabı diye çocuklaın önüne koyulan zımbırtıdan(kitap demeye dilim varmıyor belki dergi falan denebilir) çocukların birşey anlamasına imkan yok. Bildiğin ünite dergisi gibi bir zımbırtı. Yabancı dilden vazgeçtim, daha ana dersleri öğrenemiyorlarken ingilizceyi mi öğrenecekler?