LONDRA (AA) - İngiltere Yahudi cemaatinin önde gelen isimleri, 27 Ocak Yahudi Soykırımını Anma Günü'nde Uygur Türklerine yönelik zulme dikkati çekerek bu konuda tepki göstermenin 'ahlaki görevleri' olduğunu belirtiyor.
Guardian gazetesinin haberine göre, Hahamlar, Yahudi cemaati toplum liderleri ve soykırımdan kurtulanlar, Çin'in Uygur Türklerine yönelik muamelesine karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi için İngiliz hükümetine baskı yapma çabalarında ön saflarda yer alıyor.
İngiliz Yahudileri Temsilciler Kurulu Başkanı Marie van der Zyl, Başbakan Boris Johnson'a yazdığı mektupta, Çin'de olanlarla 1930'lar ve 1940'larda Nazi Almanyası'nda yaşananlar arasında benzerlikler bulunduğunu belirtti.
İnsan hakları örgütü Rene Cassin, Yahudi Soykırımını Anma Günü'nde Uygur Türklerinin gördüğü muameleye ayrı bir yer verdi.
Rene Cassin'in Direktörü Mia Hasenson-Gross, bu günün zulüm gören başka bir grup insana odaklanmak için kullanılmasının, Yahudiler için 'önemli' olduğunu söyledi.
Hasenson-Gross, 'Biz de böyle bir dönemi yaşadık, bunu tecrübe ettik. Şimdi aradaki fark, harekete geçmek için hala zamanın olması. Yahudilerin şimdi konuşmaları ahlaki bir görev. Sivil toplum, işletmeler ve karar vericiler bir daha asla 1930'larda olduğu gibi sessiz kalmamalı.' ifadelerini kullandı.
Haftalık yerel gazete Jewish News da özel baskısında, 'dünyadaki sadece birkaç konunun, şu anda Uygur Müslümanlarına karşı dünyanın gözü önünde meydana gelen insan hakları zulmünden daha acil olabileceğini' yazdı.
- Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tartışmalı kamplar
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Pekin'in 'mesleki eğitim merkezleri' olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise 'yeniden eğitim kampları' diye tanımladığı yerlerde, BM verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor. Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin, şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.