Kendisi V For Vendetta'ya ilham olmuş olsa da, aslında arkasında koca bir ekip ve farklı amaçlar vardı...
Kendisi V For Vendetta'ya ilham olmuş olsa da, aslında arkasında koca bir ekip ve farklı amaçlar vardı...
Bu dönemde din Roma Katolikliği'ne müsamaha göstermeyen İngiltere Kilisesi tarafından yönetiliyordu. Bu yüzden Katolik inanca sahip olanların İngiltere'de rahatça ibadet etmesi mümkün olmuyordu. Guy Fawkes dahil Barut Komplosu'nun büyün üyeleri Katolik'ti ve komplo da deneyimledikleri baskıya bir cevaptı. Kral I. James'i öldürmek istemelerinin bir diğer nedeni ise kralın İskoç olmasıydı. 1603 yılına kadar İngiltere ve İskoçya iki farklı kral tarafından yönerilen iki farklı devletti. Kraliçe I. Elizabeth'in öümünün ardından o sırada İskoçya Kralı VI. James olan Kral James, sıradaki ilk varisti. Bu yüzden iki devleti de yöneten ilk kral oldu ve bu durum daha sonra Birleşik Krallık'ın temellerini oluşturdu. Kimi insanlar İskoç bir kralın yönetimi altında baskı hissediyordu ve komplo da buna son verir diye düşünülüyordu.
Kendi ülkesi için olmasa da daha önce Hollanda'da Hollandalılara karşı İspanyol tarafında savaşmıştı. Patlayıcılarla deneyim sahibi olması da bundan kaynaklanıyordu. Ayrıca kendine Guido demeye de burada karar vermişti.
Parlamento Binası'nın altındaki bir mahzen, komplo üyeleri tarafından kiralanmış ve içine 36 varil barut doldurulmuştu. Bu barut miktarı ile bina tamamen yıkılabilir ve hatta bir buçuk kilometre çapındaki her şeye de zarar verebilirdi. Guy Fawkes barutu korumakla görevliydi ve eğer yakalanmasaydı, barutu ateşe verecek kişi olacaktı. Fakat iddia edilene göre ciddi zarar verecek yeterli barut olmasına rağmen barut aslında 'çürümüştü' ve yakılsaydı da patlamayacaktı. İronik olsa da barutların saklandığı mahzen de, Parlamento binaları da 1834'te kazara çıkan bir yangında mahvoldu.
Fawkes sakin bir şekilde Kral'a Papa tarafından aforoz edildiği için onu bir hastalık olarak gördüğünü anlattı. Ayrıca neden o kadar çok baruta ihtiyacı olduğunu şu cümlelerle açıklamıştı: 'Siz İskoç dilencilerini kendi yerli dağlarınıza uçurmak için!'
İşkencenin ardından yazılan itirafının altındaki zayıf ve silik imzası (üstteki fotoğraf) hala Ulusal Arşivler'de tutuluyor. Sekiz gün sonra yazılan itirafın altındaki imzasında ise (alttaki fotoğraf) adı 'Guido' ve daha okunaklı şekilde. Barut Komplosu dahilinde yargılanan Guy Fawkes ve diğer kişiler 31 Ocak 1606'da Westminster'daki Eski Saray Bahçesi'nde asıldılar, çekildiler ve dörde bölündüler. Fawkes çekilip dörde bölünmenin dayanılmazlığından kaçınmak için darağacında can verdi. Yaygın inanışın aksine Fawkes ateşe atılmamıştı.
Samandan yapılma kuklalar Barut Komplosu'nu anmak için ateşte yakılır, bu kuklalara da 'guy' denirdi. 17. yüzyılda bu kuklaların içine canlı kediler koyar ve hayvanların yanarken çıkardığı sesin Guy'ın sesi olduğunu söylerlerdi. Daha sonraları 'guy' İngilizce'de muhtemelen 'yarı adam' anlamına gelen bir hakarete dönüştü, günümüzde ise yaygın şekilde kullanılan bir 'adam' anlamına gelen bir kelime.
Canli mi kedileri yakmislar??? Oha yaa.. Insanoglunun vahsiligi karsisinda diyecek soz bulamiyorum..
demokrasinin kalbi parlamentoyu havaya ucurmaya calisan terroristin zaman icinde baskiya karsi direnen demokrasi sembolune donusmesi. dunya ilginc gercekten. o devirde katoliklere yapilan ciddi bir baski da sozkonusu degil. katolik kralice mary zamaninda protestanlari ateste yakiyordu ote yandan protestan kizkardesi elizabeth tahta ciktiginda dine karsi son derece toleransliydi. kral jamesde ilk zamanlarinda devrin standartlarina gore toleransliydi ama bu olaydan sonra katolikler uzerinde baskiyi dogal olarak artirdi. o devrin katolikleri ayni bizim islamcilar gibi. surekli magduru oynarlar, benim turbanli bacim derler ama gucu ele gecirdiklerinde kendilerinden olmayana yasam hakki dahi vermezler.
Bildiğin faşist, dinci teröristmiş yani. çok da şey etmemek lazım..