Cahiers du Cinéma, Sight and Sound dergileri ve John Waters'ın ardından IndieWire da 2021'in en iyi filmleri listesini açıkladı. Aralarında hâlâ izlemedikleriniz varsa zaman kaybetmeden izlemenizi tavsiye ediyor ve sizi bu yıl adından sıkça söz ettiren yapımların yer aldığı 25 filmlik listeyle baş başa bırakıyoruz!
Not 1: Film açıklamalarında Beyazperde'den faydalanılmıştır.
Not 2: İçeriğimizde IndieWire'ın sıralaması sondan başa doğru yer almaktadır.
Renesha ve Evan’ın ilişkisi, genç kadının tecavüze uğramasıyla sınanır. Siyahi bir kadın olan Renesha’nın tecavüze uğramasını ardından Evan, sevgilisine tecavüze uğradığına dair rapor alabilmek için hastane hastane dolaşır. Bu süreç onların ilişkilerinin sınanmasına neden olur.
Genç bir kadın olan Emi, bir okulda öğretmenlik yapar. Onun hayatı, kişisel görüntülerinin yer aldığı bir kasetin internete yayılmasıyla bambaşka bir hal alır. Öğrencilerin aileleri, Emi’nin okuldan ayrılmasını ister. Kendisinin görevden alınmasını isteyen ebeveynlerle buluşmaya zorlanan Emi, onların baskılarına teslim olmamaya karar verir.
Spencer, 1981 yılında Prens Charles ile evlenen Diana Frances Spencer’ın hayat hikâyesini konu ediyor. 1991 yılında İngiltere Kraliyet ailesi Noel tatilini Sandringham Köşkü'nde geçirmeye karar verir. Her şey yolunda gözükür ancak Leydi Diana mutsuzluğunu saklamaya çalışır. Dışarıdan gözüken şaşalı yaşamın içine hapsolan Diana, Prens Charles ile olan evliliğinin artık sonuna geldiğini düşünür ve 1991 Noel tatilini Kraliyet içinde geçirmek istediği son günleri olmasına karar verir.
1957 yapımı müzikalin uyarlaması olan West Side Story, iki genç arasındaki yasak aşkı ve farklı etnik kökenlere sahip olan iki sokak çetesi arasındaki rekabeti konu ediyor.
Genç bir sinema öğrencisi olan Julie, çekici ve manipülatif bir adamla zor bir ilişkiden çıkar. Kariyer hayatında kendi sesini bulmaya çalışan Julie, yaratım sürecine girmeye çalışır.
Sheytan vojud nadarad, İran'daki ölüm cezaları ile ilgili dört farklı hikayeyi konu ediyor. Yönetmen Mohammad Rasoulof'un her hikayede kendi deneyimlerine yer verdiği filmde, bireysel özgürlüğün despotik bir rejim ve görünüşte kaçınılmaz tehditler altında ne ölçüde ifade edilebileceği üzerinde duruluyor. Dört ayrı hikayenin ele alındığı filmde, her sabah erkenden kalkıp nereye gittiği bilinmeden örnek eş ve baba olan Heshmat'ın, bir adam öldürmeyi hayal bile edemeyen ancak bunu yapmakla görevlendirilen Pouya'nın, kendisini bekleyen sürprizden habersiz doğum gününde sevgilisine evlilik teklifi etmeyi planlayan Javad'ıb ve ilaç kullanmayan bir doktor olan Bahram'ın hikayesi anlatılıyor.
Zola, bir restoranda garson olarak çalışan genç bir kadındır. Bir gün restorana gelen Stefani ile tanışması Zola'nın hayatının değişmesine neden olur. Seks işçisi olan Stefani ile kurduğu dostluk, Zola’nın macera dolu bir yolculuğa çıkmasına neden olur.
Michael Sarnoski'nin yönetmeni olduğu Pig, bir yer mantarı toplayıcısının hikayesini anlatıyor. Oregon'un vahşi bölgesinde yaşayan Rob'un can dostu olan ve ona yiyecek aramasında yardım eden domuz kaçırılır. Bu nedenle Rob, Portland'da bıraktığı geçmişiyle yeniden karşılaşmak ve yüzleşmek zorundadır.
İngilizce öğretmeni olan Leda, kendisini işine ve çocuklarıyla adayan bekar bir annedir. Kızları babalarıyla birlikte olmak için evden ayrıldığında Leda kendisini fazlasıyla yalnız hisseder. Bu histen uzaklaşmak isteyen Leda, Güney İtalya'da küçük bir sahil kasabasında tatil yapmaya karar verir. Ancak sakin ve sessiz geçen birkaç günün ardından Leda'nın tanıştığı rahatsız edici bir aile, Leda'nın geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalmasına neden olur.
Dünyanın En Kötü İnsanı, Julie adında genç bir kadının hayatına odaklanıyor. Yakında 30 yaşında olacak olan Julie'nin aşk hayatı pek yolunda değildir. 45 yaşındaki çizgi roman yazarı Aksel ile birlikte yaşayan Julie, onun hayatını yaşadığını hisseder. Ailesinin beklentileri ve Aksel'in çocuk arzusunun yükünü taşıyamayan Julie, sürekli değişen hayallerinin peşinden koşmaya devam eder. Onun hayatı, genç ve yakışıklı Eivind ile tanışmasıyla bambaşka bir hal alır.
Netflix'te yayında olan Procession adlı belgesel, rahiplerin istismarına uğramış 6 erkeği takip ediyor.
Los Angelas'da yaşayan Mikey Saber, eski bir porno yıldızıdır. Artık kendisine yeni bir hayat kurmak isteyen Mikey, memleketi Teksas'a dönmeye karar verir. Ancak Teksas'ta yaşadığı kasabaya geri dönmesi, bölge sakinlerinin tepkisine neden olur çünkü kimse onun geri dönmesini istememektedir.
17 yaşındaki Ruby, işitme engelli bir ailenin işiten tek üyesidir. Genç kız, ebeveynlerinin ve ağabeyinin balıkçılık işinin ayakta kalması için, okula gitmeden sabahları onlara yardımcı olur. Ruby’nin hayatı, okulda koroya katılmasıyla bambaşka bir hal alır. Şarkı söylemeye karşı büyük tutkusu olan Ruby’nin bu durumu koro şefinin de dikkatini çeker. Şef, Ruby’yi balık tutmanın ötesinde bir geleceği düşünmeye teşvik eder. Bunun üzerine Ruby, ailesine olan yükümlülüğü ile hayallerinin peşinden gitme arasında kalır.
Clare, 1920’ler hayatını beyaz gibi davranarak yaşamaya karar veren açık tenli siyah bir kadındır. Kendisi gibi olan okul arkadaşı Irene ise Afro-Amerikan toplumunun içinde yaşar. Yıllar sonra yeniden bir araya gelen Clare ve Irene, seçimleri nedeniyle çatışma yaşar. Renk çizgisinin zıt taraflarında yaşamayı seçen Clare ve Irene, zamanla birbirlerini kendi dünyalarına çeker.
Bergman Island'a bir çift, gelecek filmleri için senaryo yazmak üzere bir adada inzivaya çekilir. Gittikleri yer, Ingmar Bergman'a ilham veren bir adadır. Yaz boyunca orada kalan çift için zamanla hayal ile gerçek birbirine karışmaya başlar. Gerçekler bulanıklaşmaya başlar ve adanın vahşi doğasına teslim olurlar.
Madres Paralelas, aynı gün aynı hastanede doğum yapan iki kadının hayatına odaklanıyor. Kadınlar o zamandan itibaren oldukça paralel bir yaşam sürer.
Yeşil Şövalye, krala sadakatini ispat etmek için düşmanı Yeşil Şövalye ile yüzleşmek için zorlu bir savaşa girişen Sir Gawain’in hikayesini konu ediyor. Sir Gawain, Kral Arthur’un yuvarlak masa şövalyelerindendir. Kral Arthur'a olan sadakatini kanıtlamak isteyen Sir Gawain, bu yüzden kendisine meydan okuyan Yeşil Şövalye ile zorlu bir mücadeleye girişir. Büyük bir yenilgiye uğramasının ardından Yeşil Şövalye, Sir Gawain'e tuhaf bir teklifte bulunur. Bu teklif Sir Gawain'in destansı bir maceraya atılmasına neden olur.
The Card Counter, bir kumarbaz ve eski asker olan William Tell'in hikayesini anlatıyor. Tell, geçmişlerinden gelen ortak bir düşman için genç bir adamla birlikte intikam arayışına girer. Tell, yalnızca kartlarla oynamak istiyordur. Ancak kumarhanedeki hükümdarlığı Cirk geldiği zaman alt üst olur. Genç ve hırslı bir adam olan Cirk, William Tell'den yardım isteyecektir. Tell, Cirk ile ortak çıkarları olabileceğini düşünür. İkili birlikte kumar finansmanı La Linda'dan destek almaya başlarlar ve birlikte bir kumarhaneden diğerine gitmek üzere yollara düşerler. Tell, bir anda kendini karanlık geçmişine dönmüş olarak bulacaktır.
Memoria, hastalanan kardeşini ziyaret etmek için Kolombiya'ya giden genç bir kadına odaklanıyor. Orkide çiftliğinde çalışan genç bir kadın, kardeşi rahatsızlanınca Kolombiya’ya gitmek zorunda kalır. Genç kadın, burada başına geleceklerden bihaber Kolombiya’ya doğru yola koyulur. Burada inşaat firmasında çalışan Fransız bir arkeologla ve genç bir müzisyenle yolları kesişir. Şehre alışmakta zorluk çeken kadın, her gece duyduğu güçlü patlama seslerinden oldukça mustariptir. Uyumasını engelleyen seslere artık tahammül edemeyen kadın, bu sırada tanıştığı bir balıkçıdan kafasının karışmasına neden olacak şeyler öğrenir. Kendisini asırlardır yaşayan bir uzaylı olarak tanıtan balıkçı, sesleri sadece kadının duyduğunu ve uykusuzluğunu yalnızca kendisinin çözebileceğini söyler.
Belgeselde, 1969 yılında düzenlenen 300 bin kişiden fazla katılımcısı bulunan Harlem Kültür Festivali’nin görüntülerine yer veriliyor. 50 yıl önce çekilen görüntülerin gün yüzüne çıktığı belgeselde, Afrikalı Amerikalı müzik kültürü izleyicilere tanıtılıyor.
Titane, yıllar önce kaybolduğu iddia edilen bir adamın ortaya çıkmasıyla yaşananları konu ediyor. Özel müfettişler bir gün havaalanında yüzü morarmış bir adam bulur. Adam, kendisini on yıl önce kaybolan Adrien Legrand olduğunu iddia eder. Oğlunun bulunduğu haberini alan Adrien'in babası Vincent, on yıl boyunca yaşadığı kabusun artık sona erdiğini düşünerek genç adamı evine götürür. Bu süreçte bir dizi korkunç cinayet bölgeyi etkisi altına alır.
Yönetmen koltuğunda Jonas Poher Rasmussen'in oturduğu Flee, Avrupa'ya kaçan mültecilerin hayatına odaklanıyor.
Oyuncu ve yönetmen olan Yusuke Kafuku'nın, karısı Fukaku ile mutlu bir hayatı vardır. Ancak karısının ortadan kaybolmasıyla Yusuke'nin mutluluğu yarım kalır. Aradan geçen iki yılın ardından Yusuke, bir tiyatro festivalinde yönetmenlik görevini üstlenir ve bu yüzden Hiroşima'ya gider. Genç adam burada kendisine liderlik etmesi için görevlendirilen, fazla konuşmayan ve belki de onun görmezden geldiği şeyleri bilen genç bir kadın olan Misaki ile tanışır.
1970'lerin San Fernando Vadisi'nde geçen Soggy Bottom, aynı zamanda başarılı bir çocuk oyuncu olan bir lise öğrencisinin hayatına odaklanıyor.
Thomas Savage’ın aynı adlı romanından uyarlanan The Power of the Dog, Montana’da geniş bir çiftliğe sahip olan iki kardeşin hikayesini konu ediyor. Birbirlerinden farklı karakterde olan Phil ve George adındaki iki kardeş, Montana vadisindeki en büyük çiftliğin sahibidir. Zeki ve başarılı bir adam olan Phil, zayıflığı hor görmektedir. Kendisini işine adayan, sessiz bir adam olan George ise sevgi dolu bir ruha sahiptir. İki kardeş yıllarca aynı çatı altında yaşamlarını sürdürmektedir. Ancak onların hayatı, George’un genç dul bir kadınla olan beklenmedik evliliği ile alt üst olur. Phil ise çiftliklerine yerleşen bu kadının varlığından oldukça rahatsızdır. Bu duruma bir son vermek isteyen Phil, kardeşinin eşini ortadan kaldırmak için amansız bir savaşa soyunur.
Bu Liste bizim ergenlerin flört listesi gibi, yok, yok şdlfdşldfş her filmi koymuşlar. Sadece 5 tanesi övgüyü hak ediyor