Hepsi birbirinden ilginç ve etkileyici.
Hepsi birbirinden ilginç ve etkileyici.
2006 - 2007 yılları arasında Venedik'te Lazzaretto Nuovo'da oldukça sıradışı bir arkeolojik buluş yaşandı.
Mezar kazıları sırasında ağzında tuğla bulunan bir kafatası bulundu. Yazılı kaynaklara göre, o dönemde vampirleri bu şekilde toprağa veriyorlardı. Ağızdaki tuğla inanışa göre onları zararsız hale getiriyordu. Yapılan araştırmaya göre kafatası 60 - 70 yaşları arasında, Avrupa kökenli bir kadına ait. Kadının neden vampir gibi gömüldüğü ise sır perdesinin ardında.
Girit'te bulunan Knossos antik kentinde, Minos medeniyetine ait merkezi ısıtma sistemi bulunan silindir şeklinde, yarım daire çatısı olan yapılar keşfedildi. Zeminin altında yerleştirilen ısıtma sistemi sayesinde bütün bina ısınabiliyordu.
Günümüzde sık sık kullandığımız para atınca yiyecek içecek veren otomatlardan antik tapınaklarda da oluyordu. Kutsal su vermesi için kullanılan otomat bir demir parayla çalışıyordu. Aradan geçen süre içinde bu enteresan buluş maalesef unutuldu ve otomatlar tekrar 19. yy'da kullanılmaya başlandı.
İskenderiyeli Heron'un bir başka buluşu da otomatik kapılar oldu. O dönem için tapınaklarda böyle bir şeyi görmek oldukça şaşırtıcı olmuştur. Mekanizma sıcak havayla çalışıyordu.
L’Anse aux Meadows, Columbus'un Kuzey Amerika'yı keşfinden 500 yıl önce inşa edilmiş bir Viking köyü. 1961 - 1968 yılları arasında Helge Ingstad ve Anne Stine Ingstad bölgeye arkeolojik araştırmalar yapmak için gitti ve bu yerin Norveçli bir kökeninin olduğunu buldu.
Vikinglerin Kuzey Amerika'ya nasıl gittiği ya da orada ne amaçla bulunduğu halen bilinmiyor.
Bergama'da bulunan Pergamon antik kentinde, 7 katlı oldukça kompleks bir yapı bulunuyor. Bu yapıda tarihin ilk dikey duşlarına rastlanmıştı.
Umberto Romano'ya ait Bay Pynchon ve Springfield'a Yerleşmek isimli tabloda, akıllı telefona benzer bir alet açıkça görülüyor. Konu hakkında çeşitli teoriler var.
Peru'daki Nasca platosunda bulunan bu inanılmaz çizgilerde 30 farklı resim görünüyor. Bir goril, kuş, örümcek, 700 üçgen ve spiral gösteren bu görsellerin oraya nasıl yapıldığı konusunda bilimsel bir açıklama bulunmuyor.
Leonardo da Vinci oldukça dahi bir kaşifti bu yüzden aslında askeriye için tasarladığı bu robota pek şaşırmamak gerekiyor. 1950'da bulunan bu robotu Leonardo da Vinci'nin yapmış olduğu net değil fakat robot oldukça gerçekçi ve temel insan hareketlerini taklit edebiliyor.
20. yüzyılın başlarında, Suriye'de yer alan antik Dura Europos kentindeki bir kazıda, 19 Romalı komutan ve bir Persli savaşçı bulundu. Bilim insanları önce bu askerlerin, içinde bulundukları tünelin çökmesi sonucu öldüğü kanısındaydı. Fakat sonraki testlerin sonuçlarına göre askerlere tünelin içinde sülfür dioksit verildiği ortaya çıktı.
Boynuzlar harici anatomik olarak normal görünen bu kafatası araştırmalar sürerken ortadan kayboldu. Bu yüzden konuya herhangi bir ışık tutulamadı.
İtalyanlar tarafından Santa Sindone ya da kutsal kefen olarak anılan Torino kefeni, İsa peygamber çarmıha gerildikten sonra ona sarılan ve üzerine oluşan İsa resmiyle biliniyor.
Bilim insanları konu hakkında henüz ortak bir sonuca varabilmiş değil.
Üzerinde bulunan heykellerle meşhur olan Paskalya Adası'nda daha birçok esrarengiz buluş var. 24 tane ahşap yazıttan oluşan bu buluşta Rongorongo adı verilen semboller bulunuyor. Henüz herhangi bir deşifre yapılmadı.
Peru'da çalışmalarını sürdüren arkeologlar bu pençeleri bir mezarda buldu. Moçe uygarlığı tarafından 1.500 yıl önce yapılmış olduğu tahmin edilen bu pençeler, dövüş gösterilerinde kullanılıyor olabilirdi.
#7 he .mk hatta gördükleri baskı ve zulümü CİMER'e bildiriyorlar.Elindekinin İncil olduğu büyük ihtimal..