Hiç kuşkusuz pek çoğumuzun çocukluk, gençlik, hatta yetişkinlik hayalidir: Günün birinde bir tekne sahibi olup denizlere açılmak, ve hatta o tekneyle dünya turu yapmak.
Tekne tutkusu tabii ki, iş dünyasının ünlü CEO’larının da en çok keyif aldığı hobiler arasında yer alıyor çünkü paranız yetiyorsa niçin almasın? Şaka bir yana, Capital Dergi'nin denize gerçekten tutkun iş insanlarıyla yaptığı röportajları bu galeride imrene imrene sizler için derledik. ⚓
Deniz müthiş bir tutkudur. İnsana sonsuz bi huzur verir. Ben de bu içeriktekiler gibi deniz tutkusu ile doluyum ancak aramızda çok ama çok önemli bir fark var: para.
Ülkemizi denizimizi pek çok seviyoruz o yüzden yunan bayrağı çekip uç kuruş az vermek için vergiyi Yunanistana oduyoruz:)
“İhtiyaçtan fazla mal haramdır, hırsızlıktır. Altın ve gümüş, yoksullar üzerinde hegemonya kurmak için kullanılıyor. İnfak edilmiyor, mülkte şirk koşuluyor. Kırkta bir diye bir şey tutturulmuş gidiyor. ‘Komşusu açken tok yatmamak için zengin mahallelerine taşınanlar var.’ Peki sokaktaki açtan, yoksuldan haberiniz var mı? Bu dinin klasik fıkıh anlayışı, yeryüzünün sokaklarında aç gezen 1 milyar insan için ne diyor?