Hapishaneden kaçış hikayeleri pek çok film ve kitaba konu olsa da bunların en unutulmazlarını biliyor musunuz? İşte duyduğunuz an 'hadi canım' diyeceğiniz akılalmaz hapishaneden kaçış hikayeleri...
Hapishaneden kaçış hikayeleri pek çok film ve kitaba konu olsa da bunların en unutulmazlarını biliyor musunuz? İşte duyduğunuz an 'hadi canım' diyeceğiniz akılalmaz hapishaneden kaçış hikayeleri...
12 Haziran 1962 sabahı, Alcatraz Federal Hapishanesindeki gardiyanlar şok edici bir keşifte bulundular. Mahkumlar Frank Morris ile John ve Clarence Anglin kardeşler kaçmıştı. Alcatraz, San Francisco kıyılarından 2,25 mil açıkta olduğundan çok sıkı bir şekilde korunuyordu.
Her karakolda silahlı bir muhafız, her hücrede yeni demir parmaklıklar ve açık denizdeki dalgalı sular nedeniyle kaçış neredeyse imkansız görünüyordu. 1934 ile 1962 arasında zaten 13 başarısız kaçış girişimi olmuştu. Ancak bu, Morris ve Anglin kardeşleri caydırmadı.
Bir silahlı soyguncu olan Morris, Alcatraz'daki en zeki mahkumlardan biriydi. Anglin'leri ve araba hırsızı Allen West'i çeteye katarak kaşık ve testere çaldılar ve her bir hücresindeki havalandırma kanallarını genişletmek için yarım yıldan fazla zaman harcadılar.
Gündüzleri hücre duvarı rengini andıran mukavva ile kanalları kapladılar. Biriktirdikleri yağmurluklardan yapılmış şişirilebilir bir sal yaptılar ve kağıt hamurundan kukla kafalar yaparak yataklarına bıraktılar.
FBI 1979'da üç adamın da öldüğü sonucuna varan bir soruşturma başlatırken, bu iddiaya hiç kimse ikna olmadı.
Leonard Rayne Moses, Mary Amplo'nun evine molotof kokteylleri attı ve birinci derece cinayetten suçlandı.
Sekiz kadın ve dört erkekten oluşan jüri, 15 yaşındaki Moses'i suçlu bulmadan önce sadece bir saat tartıştı. Bir yargıç, onu şartlı tahliye şansı olmadan müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Avukatlarından ümidi kestikten sonra Moses meseleyi kendi halletmeye karar verdi. Yüksek Mahkeme'nin yeni bir davayı hak ettiğine karar vermesine rağmen, Moses hiçbir şansı denememeyi seçti. Fakat, büyükannesinin cenazesine katılmasına izin verildiğinde ortadan kayboldu.
1 Temmuz 1971'de Moses, Pittsburgh'un Homewood semtindeki Nazarene Baptist Kilisesi'ndeki ayine iki polis memuru eşliğinde katıldı. Ama Moses onlardan kurtulmayı ve kaçmayı başardı. 12 Temmuz'da federal bir tutuklama emri çıkarıldı, ancak Moses sonraki elli yıl boyunca bir kaçak olarak kaldı.
12 Kasım 2020'de FBI tarafından tutuklanan Leonard Rayne Moses, ABD tarihinin en uzun süreli kaçaklarından biri olmuştu.
Lester Eubanks, Leonard Ray Moses'ın ayak izlerini takip etti ve ortadan kaybolmak için iznini kullandı. Ama suçları çok farklıydı. Çünkü 1965'te Mary Ellen Deener adlı 14 yaşındaki bir kıza tecavüz edip öldürdü.
Suç, Eubanks'i birinci derece cinayetten suçlu buldu ve 25 Mayıs 1966'da ölüme mahkum etti. Hapisteki ilk yedi yılında örnek bir mahkum olan Eubanks, 7 Aralık'ta Ohio'daki Great Southern Alışveriş Merkezi'nde alışveriş yapması için izin aldı. Sonra o gece kayboldu.
Eubanks hakkında umut verici ipuçları yıllar içinde ortaya çıktı. “Victor Young” lakabıyla 1975 ile 1996 yılları arasında Los Angeles'ta yaşamış ve hastane hademeliği ve su yatağı fabrikası işçisi de dahil olmak üzere birçok işte çalışmıştı.
Sonuçta, Lester Eubanks asla yakalanmadı. Eğer yaşıyorsa, şimdi 70'lerinde.
Richard Lee McNair, geleneksel bir hapishane kaçağı değil. Aksine, özgürlüğünü yeniden kazanmak için olağanüstü ve alışılmışın dışında bir yöntem kullandı ve kendini hapishaneden postayla göndermeyi başardı. Hüküm giymiş katil eninde sonunda tekrar yakalanıp maksimum güvenlikli bir tesiste güvence altına alınacak olsa da, yaratıcılığı kitaplarda anlatılacak türden.
McNair bir polis memuru tarafından büyütüldü. Ancak, 17 Kasım 1987'de Minot, Kuzey Dakota'daki bir tahıl depolama tesisini soymak için harekete geçti ve iki adamı vurarak öldürdü. McNair birinci derece cinayet ve cinayete teşebbüsten suçlu bulundu.
Saldırılar McNair'e iki müebbet hapis cezası verirken, hırsızlık suçlaması cezasına 30 yıl daha ekledi.
Kuzey Dakota Eyalet Hapishanesinde baygın haldeyken, 1992'de bir havalandırma borusundan kaçmayı başardı, ancak 1993'te tekrar yakalanacaktı.
Bununla birlikte, 5 Nisan 2006'da Louisiana, Pollock'taki bir federal hapishaneden kaçmak için solunum tüpüyle tamamlanmış derme çatma bir kompartıman yaptıktan ve içine kendini yerleştirdikten sonra, kendini bir posta yığının yanına yerleştirdi.
Depo personeli öğle yemeği için ayrıldığında, McNair kaçtı. Çalıntı bir araç kullanmaktan tutuklandığı 2007'nin sonlarına kadar serbest kaldı. Derhal yeniden hapsedilen McNair, bugün Colorado'daki yüksek güvenlikli bir hapishanede.
1903'te Indianapolis'te doğan John Dillinger, 1934'te ölmeden önce, 24 bankayı soydu ve birkaç kez hapsedildi.
Liseyi terk eden Dillinger, suç hayatına mağaza hırsızlığı ve araba çalarak başladı. Terhis olmadan önce donanmada görev yaptı ve 1924'te 16 yaşında bir kızla evlendi. Onun geçimini sağlayamayacağını anlayınca bir mağaza sahibini soydu ve dokuz yıl hapis yattı. 10 Mayıs 1933'te serbest bırakıldıktan sonra boşanmış olan Dillinger, geçimini sağlamak için bankaları soymaya başladı.
29 yaşındaki adam, Paul Parker, William Shaw ve Noble Claycomb ile bir ekip kurdu ve Ohio'da tutuklanmadan önce çeşitli bankalardan 30.000 dolardan fazla para çaldı. Dillinger adamlarına kaçmaları ve onu kaçırmaları için bir plan sağlarken, en kötü şöhretli hapisten kaçışı 1934'te geldi.
Adamlar, bir gardiyanı vurarak ve Dillinger'ı hapisten çıkararak, Indiana sınırını geçer geçmez eyaletler arası bir suç işlemişlerdi. Daha sonra yakalansa da Dillinger, bir polis memurunu öldürmekten yargılanmayı beklemek yerine, 3 Mart 1934'te gardiyanları hücresini açmaları için kandırmayı tercih etti ve tahta bir silah yaptı.
İki makineli tüfek aldıktan sonra, gardiyanları hapsetti ve Şerif Holley'nin arabasıyla Crown Point'ten kaçtı. Dillinger aylar sonra bulundu ve vurularak öldürüldü.
Steven Spielberg'in 2002 yapımı filmi Catch Me If You Can'da anlatıldığı gibi, Frank Abagnale gençliğini ve erken yetişkinliğini sahte çek dolandırıcılığıyla geçirdi. Pan American Airlines'ı kendisini bir pilot sanması için kandırdı, yıllarını Brigham Young Üniversitesi profesörü kılığında geçirdi ve 2 milyon dolardan fazla karşılıksız çek bozdurdu.
Sonunda 1969'da Fransa'nın Montpellier kentinde yakalanan Abagnale , ABD'ye sınır dışı edilmeden önce altı ayını bölgesel bir hapishanede ve altı ayını da İsveç'te geçirdi .
Daha sonra Georgia, Atlanta'daki Federal Gözaltı Merkezinde 12 yıl hapse mahkûm edildi. Ancak doğuştan dolandırıcı 1971'de kaçacaktı.
Abagnale'yi tesise taşıyan ABD Mareşali , gözaltı taahhüt belgelerini unutmuştu. Abagnale, resmi mahkûm belgelerinin eksikliğini kendi avantajına kullandı.
Gardiyanları, kendisinin FBI sözleşmeli hapishane müfettişi olduğuna inandırdı ve işe koyuldu. Telefonu kullanmasına izin verildikten sonra, Abagnale'ye ihtiyaç duyduğu kimlik bilgilerini verecek sahte bir kartvizit oluşturmak için dış dünyadaki arkadaşı Jean Sebring ile iletişime geçti. Sebring, iddiaya göre FBI Ajanı Jean Shea tarafından kendisine verilen bir kartı şablon olarak kullandı ve Shea'nın iletişim bilgilerini Abagnale'ninkiyle değiştirdi.
Elinde kart ve gardiyanlarda yeterince güven sağlanmışken Abagnale, hapishane dışına çıktı ve bir de gardiyanlardan ödünç araba aldı. Sonunda iki ay sonra Washington DC'de tutuklandı ve dört yıl boyunca yeniden hapsedildi.
1906'da Fransa'nın Saint-Étienne-de-Lugdarès kentinde doğan Henri Charrière, suç dünyasına girmeden önce kısa bir süre donanmada görev yaptı. Göğsündeki kelebek dövmesinden dolayı 'Papillon' lakaplı, iyi bir kasa hırsızı ve gangsterdi.
1931'de Roland Legrand'ı öldürmekten suçlu bulundu ve sonunda 10 yıl ağır hapse mahkum edildi. “Şeytan Adası” olarak bilinen Cayenne ceza kolonisi, anakara kıyılarından yaklaşık yedi mil uzaktaydı ve 1852 ile 1953 yılları arasında her türden mahkumu barındırıyordu.
3 arkadaşı ile kaçmaya karar verdi ve beş gün boyunca yaklaşık 2.000 mil boyunca koştu. Kısa süreliğine yakalandıktan sonra, Charrière yeniden nükseden fırtınanın ardından yetkililerden kaçmayı başardı ve kuzeye Guajira Yarımadası'na doğru yol aldı.
Charrière kitabında aylarca kuzey Kolombiya bölgesinde kaldığını ve ormanda bir yerli kabilesi tarafından ağırlandığını iddia etti. Ancak çok geçmeden bir kez daha yakalandı. İki yıl hücre hapsi ile cezalandırılan Charrière, en az yedi kez daha kaçmaya çalışacaktı.
Charriére, 1944'te hindistancevizinden bir sal yaptığı ve tekrar denize açıldı ve kaçmayı başardı.
Alexander Solonik, ölümcül olduğu kadar gizemliydi. Eski bir polis memuru, uzman bir nişancıydı ve dövüş sanatlarında uzmandı. Soğuk Savaş sırasında SSCB için üst düzey NATO yetkililerine suikast düzenlerken bu işte ustalaştı.
Ayrıca polis teşkilatına katıldı, ancak mahkumlara karşı zalimlik gösterdiği için altı ay içinde kovuldu. Solonik, kısa bir süre sonra tecavüzden tutuklandı. Ancak hapishaneden kaçan biri olarak kariyeri, daha mahkum bile olmadan, ikinci kattaki mahkeme salonunun penceresinden atlayıp Sibirya'ya kaçarken başladı.
Estetik ameliyat olmaya çalışırken bir salonda tutuklanan Solonik, Nisan 1990'da tesisin havalandırma sisteminden kaçmadan önce iki yıl hapsedildi. Daha sonra Rus mafyası tarafından kiralık katil olarak işe alındı, tutuklandı ve Matrosskaya Tishina gözaltı merkezine hapsedildi.
Polisle işbirliği yapmayı reddettiği için mafya tarafından ödüllendirildi ve Solonik için 500.000 dolarlık bir kaçış fonu kuruldu. Gardiyanlardan birine rüşvet vererek, Solonik'in hapishane duvarlarını aşması ve dışarıda bekleyen bir BMW ile kaçması için bir ip, tırmanma teçhizatı ve silahlar aldılar.
Yunanistan'a kaçan Solonik, burada öldürüldü.
Sonuç olarak, Alexander Solonik, Matrosskaya Tishina'dan başarıyla kaçan tek mahkumdu.
4 Nisan 1957'de Meksika'nın La Tuna kentinde doğan Joaquín Guzmán, “El Chapo” olarak dünyaca ünlü oldu. 1980'lerin ortalarında kötü şöhretli Sinaloa Karteli'ni kurduktan ve ticarete hakim olduktan sonra dünyanın tanıdığı en korkunç uyuşturucu lordlarından biri haline gelecekti.
İlk olarak Haziran 1993'te yakalandı, ancak Puente Grande maksimum güvenlikli hapishaneden dışarıdaki operasyonları kolaylıkla yönetmeye devam etti. Ancak 19 Ocak 2001'de aniden ortadan kayboldu. Gardiyanlardan birine rüşvet vererek çamaşır arabasıyla hapishaneden kaçmayı başardı.
Adına 14 yıl boyunca işlenen cinayetler ve suikastlerle El Chapo, “dünyanın en güçlü uyuşturucu kaçakçısı” olarak kabul edilmişti. 22 Şubat 2014'te Mazatlan'da tutuklanan ve Altiplano Federal Hapishanesinde hapsedilen Guzmán, duşlardan birinin altındaki iki metre karelik bir delikten kaçtı.
Bir başka yüksek güvenlikli hapishaneden kaçışı, sorumlular için en utanç verici olay olsa da, Guzmán'ın özgürlüğü uzun sürmedi. Los Mochis, Sinaloa'da tutuklandı, altı ay sonra ABD'ye iade edildi ve Temmuz 2019'da ömür boyu hapse mahkum edildi.
5 Haziran 2015'te Clinton Islah Tesisi mahkumları Richard Matt ve David Sweat, kazdıkları tünellerle hapishaneden kaçmayı başardılar.
Matt ve Sweat'in hapisten kaçması, ıslah memurları Joyce Mitchell ve Gene Palmer'ın içeriden yardımı olmadan mümkün olmazdı. Mahkûmlar, Palmer'a öğle yemeği sırasında aletleri teslim etmesi için rüşvet vermekle kalmamış, aynı zamanda Mitchell'la o kadar başarılı flört etmişler ki, o da aynısını yapacak kadar aşık olmuştu.
Aletlerle aylarca hücrelerinde delik açan ikili, kısa süre sonra Dannemora köyündeki bir rögara açılan boruya ulaştılar.
Ancak kaçışları kısa sürdü. Matt, 26 Haziran'da bir gümrük görevlisi tarafından vurularak öldürülecekti. Sweat ise 28 Eylül'de vurularak yeniden hapsedildi.