Hedefleriniz varsa, uzun ömürlü olursunuz!
Hedefleriniz varsa, uzun ömürlü olursunuz!
Ölmeden önceki son aylarında bile 105 yaşında olmasına rağmen görevinin başından ayrılmayan Dr. Hinohara uzun ömürlü olabilmek için önerilerde bulunuyor.
Hadi hep beraber inceleyelim...
Hinohara, bir hekim olarak hiçbir zaman hastalarını ağrı ve acılarıyla baş başa bırakmıyor. Ağrıyla nasıl başa çıkılacağını çocukların zihninden yola çıkarak uygulamayı tercih ediyor. Mesela çocukların eğer bir yerleri ağrıyor ya da acıyorsa, oyun ile dikkatlerinin kolaylıkla dağıtılabileceğine inanıyor. Tabii ki önce biraz bağırıp ağlayabilirler ama sonra mutlaka sakinleşiyorlar.
Örneğin; kahkaha, stres hormonlarının azalmasını sağlar ve bağışıklık hücreleri ile enfeksiyonla savaşan antikorları arttırır. Her zaman gülmenin en iyi ilaç olduğunu söylerler ya, gerçekten çok doğru!
Genelde en iyi hatıralarımız, hayatımızda deneyimlediğimiz ve yaşadığımız şeylerdir öyle değil mi? Maddi olarak varlıklı olmaktansa, hayatımızda deneyimlediğimiz ve yaşadığımız her an çok daha kıymetlidir. Bir de bu anları sevdiklerinizle yaşıyorsanız, ne mutlu size!
Emin olun sahip olduğunuz hiçbir şey hayat boyu kalıcı değildir, kalıcı olan biriktirdiğimiz ‘’an’’lardır.
Düzenli olarak yaptığınız herhangi bir fiziksel aktivite, ister sekiz yaşında olun ister seksen, sağlıklı kalmanız için en önemli etkenlerden biridir. Düzenli olarak hareket etmediğiniz takdirde, tıpkı beyin hücreleriniz gibi vücudunuzda kullanmadığınız kaslarınız da bir süre sonra körelecektir.
Günde 8 saat masa başında hareketsiz durmak doğamıza aykırı bir kere. Yeni emekli olan birini düşünün, sakin bir hayat ona ne kadar cazip geliyordur öyle değil mi? Bu tabii ki güzel bir şey ama emekli olmak demek hareket etmeden sadece sürekli yatmak dinlenmek anlamına gelmiyor. Çok uzun süre hareketsiz kaldığınızda vücudunuzda yağ oluşumu başlar ve kaslarınız ile beyin hücreleriniz çok sık kullanılmadığından dolayı işlevini yitirmeye başlar.
BDNF , yeni beyin hücrelerinin yaratılmasından ve geliştirilmesinden sorumlu ana protein demektir.
Günlük hayatınızda yürümeniz, merdivenleri kullanmanız ve kendi alışverişinizi yapmanız gibi küçük aktiviteler bile kaslarınızı aktif tutar ve kaslarınızın çalışmasını sağlar. Yeni beyin hücreleri oluşturmanıza yani aynı zamanda zihninizin ve zekanızın gelişmesine yardımcı olur. Bu da bir bakıma, hızla yaşlanmanızın da önüne geçersiniz demek oluyor.
Gereğinden fazla yemek yemek, sizin de bildiğiniz gibi vücudunuzu daima kötü yönde etkiler. Dr. Hinohara, gereğinden fazla bir vücut ağırlığına sahip olmamaya özen gösterilmesinin gerektiğinin altını çiziyor.
Ayrıca aşırı kilo, sindirim sisteminizi zorlamakla beraber sirkadiyen ritminizde bozulmaya neden olabilir. Bu arada elbette açık büfeye gitmeyin ya da sakın kendinize bir ziyafet hazırlamayın demiyoruz. Yapın ama haftanın her günü değil tabii ki..
Hinohara, kendisi de doktor olmasına rağmen, ilk olarak gidip her şeyi doktorunuza danışmaktansa öncelikle kendinize iyi gelecek şeyleri keşfederek onları uygulamanız gerektiğini öneriyor. Kahkaha veya müzik terapisi gibi mesela.. Doğu felsefesinde, ameliyatın ilk ve tek çare olmadığı, ameliyat aşamasına gelmeden önce insanların başka yöntemlerle iyi olabileceğine inanılıyor.
Dr. Hinohara, birçok insanın emekli olduğunda kendilerine bir ‘’paydos’’ verdiklerini düşünüyor. Aynı zamanda her gün yeni bir anı biriktirmektense bir anda boşluğa düştüklerini ve hiçbir şey yapamaz hale geldikleri kanısında.
İş saatleri, iş görüşmeleri ve sosyal hayatı gibi pek çok alanda planlı programlı yaşıyordu.
Bu, tabii ki her şeyi planlamanız gerektiği anlamına gelmiyor. Bir şeylerin kendiliğinden gelişmesi ve esneklik payı da oldukça önemli. Mesela tüm öğünlerinizi veya uyku saatlerinizi elbette planlamayın Ama iş ve sosyal hayatınızla ilgili planlama yapmak ve aktif kalmak uzun bir ömre sahip olmanın anahtarıdır.
Eskiden emekli olmak, sadece birkaç yıl dinlenmek ve hayatın gürültüsünden uzaklaşmak anlamına geliyordu. Şimdi ise, 65 yaşında emekli olmak, iş hayatından ayrıldıktan sonra yaşanacak ikinci bir hayata sahip olmak demek.
Hayatı boyunca yaşadıklarından tatmin ve mutlu olmuş kişiler gerçekten daha uzun ömürlü oluyor, yaptıkları her şeyden zevk alıyorlar. Ama tabii ki istemediğiniz veya sevmediğiniz bir işte uzun yıllar çalışmak hatta yaşlılığınızda dahi çalışmak ömrünüzü uzatmaz, tam tersine kısaltır emin olun.
Çalışmak, beyninizi ve vücudunuzu aktif tutar, size sosyal iletişim sağlar ve hayatınızda bir plan program olmasına olanak sağlar. Yapmanız gereken bir şeylerin olduğunu bilmek ve en önemlisi bir amaca sahip olmak sizi daima ileri taşır. Bir amaca sahip olmak, hayatta her şeyi birbirine bağlar. Sahip olduğunuz amaç ile, özellikle de sorumluluklarınız varsa sabah uyanıp güne merhaba demek bile bambaşka olur.
Maaşlı bir çalışanın sahip olduğu psikolojik ve fiziksel streslere sahip olmadan size yalnızca zihinsel uyarım, fiziksel aktivite ve sosyal olarak toplumda var olma olanağı sağlar. Yani kısacası, uzun ömürlü olmak istiyorsanız eğer, hayatınızda mutlaka hedefleriniz olsun!
Dayı senin o dediklerin Japonya'da mümkün. Burada çocuğunun önünde kırk yıllık karısını kesenler, minicik yavruları taciz edenler, hayvanlara tecavüz edenler, %500 vergiler varken o yaşama sevinci pek uzun sürmüyor.
Yav niye uzun yaşamak isteylim amk. Kafan kalkmıyor birader, sıçsan elin götüne gitmez, kalksan belin kırılır, birine muhtaç olursun kendi işini doğru dürüst yapamazsın. Az ölmeyi de bilin. Eğer uzun yaşarsam bilirm ki allah belamı vermiş zaten cehenneme ne gerek var.
Hepsinden önemlisi stressiz hayat. Gerisi kader & kaza.