IMF Eski Başekonomisti: 'Türkiye 20 Yıl Öncesinden Daha Kötü Bir Ekonomik Krize Doğru Yol Alabilir'

Enflasyon son olarak 3 Mart'ta açıklandığında TÜİK verilerine göre yüzde 54,4, ENAG verilerine göre yüzde 123, Steve Hanke'ye göre yüzde 101 olurken, sokaktaki insana göre ise değişiyor. 

Enflasyondaki yükselişin zaten uzun zamandır sürmesi bir yana faiz indirimlerinin başlaması ile kurların tetiklenmesi etkisi ile tırmanışa dönüştüğünü biliyoruz. Dünyada bir enflasyonist ortam var onu da biliyoruz. Hatta 2022 yılında bile dünyanın gözü önünde süren bir savaş olduğunu ve bunun da küresel ekonomilerde oluşturduğu maliyet artışlarını da biliyoruz. Bildiğimiz bir şey de pandemi sonrası ve iklim krizi ile yükselişte olan gıda fiyatları.

Bildiklerimizin bir kısmı da yurt içindeki gelişmeler.

Tek bilmediğimiz bütün bunların öncesinde enflasyon sinyalleri alınırken faiz indirimlerine neden başladığımız. Oysaki faizlerin inmesi gerektiğini de biliyoruz. Ancak şu dönemde faiz artırımlarının da tek başına hiç bir alanda çare olmayacağını da biliyoruz. Peki o halde bakalım IMF'nin eski başekonomistlerinden Prof. Dr. Kenneth Rogoff, enflasyonu düşürmek için Dünya'dan Elif Karaca'ya Türkiye ekonomisi için bilmediğimiz ne anlatmış?

Türkiye'nin hala zamanı var

Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenneth Rogoff, Türkiye’nin 2001 yılında yaşadığı büyük krizden daha kötü bir ekonomik krize doğru yol alabilmesinin olası olduğunu ancak savaşa rağmen küresel konjonktürün halen uygunken ekonomide sert bir inişi önlemek için hala zaman olduğunu belirtti. 

Küresel ekonomik konjonktür ve Fed'in adımlarına dair konuşan Rogoff, Türkiye'nin başta AB olmak üzere ticaret ortaklarında yaşanacak bir resesyon ile ihracat, cari denge ve ekonomide yavaşlamadan kaçabilme imkanının olmadığı konusunda uyardı.

Fed beklendiği gibi Mart ayında faiz artırımlarına başladı. Fed'in adımı enflasyonla mücadele için yeterli olacak mı? Savaşın etkileri ve Rusya'ya uygulanan yaptırımlar küresel enflasyon görünümü hakkında neler gösteriyor?

Fed, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden önce de enflasyon konusunda çok gecikmişti ve şimdi işler daha da kötü. Savaş, bu yıl ve gelecek yıl ABD’de büyümeyi en az %0,5 düşürüp, enflasyonda en az %1 artışa neden olacak. Daha kötüsü de mümkün. Büyük bir durgunluğa neden olmadan enflasyonu önümüzdeki iki yıl içinde %2'ye geri getirmenin çok zor olduğu bir noktadayız. Fed hedeflerinin epey gerisinde kalabilir ve enflasyon 2023 sonunda bile %3,5-4 aralığında kalabilir. İki yıl içinde enflasyonun %2'lere çekilebilmesi için, faiz oranlarının %4-5'e yükseltilmesi gerekecek. Bu, ABD ekonomisi üzerindeki ağır etkilerinin yanı sıra, borç ödeme maliyetini de önemli miktarda artıracak. Enflasyon %8'e yakın seyrederken Fed’in faizi %2,5'ten fazla artırma eğiliminde olacağından şüpheliyim.

Türkiye, Ukrayna'daki savaştan en çok etkilenen ekonomilerden biri olurken, daha ne gibi etkiler oluşabilir?

Pandemi sonrası düzensiz toparlanma, ABD’de faiz oranlarında artış beklentisiyle birleştiğinde önümüzdeki iki yıl içinde gelişmekte olan ülkelerde finansal krizlerinde artış görülme ihtimali çok yüksek. Borç temerrüdü, bankacılık krizi yada her ikisi birden mümkün. En çok baskı altında olanlar gelişmekte olan ekonomiler ve düşük gelirli ülkeler. Merkez bankası bağımsızlığına zarar veren yoğun siyasi etki nedeniyle Türkiye de Ukrayna öncesinde de zaten izleme listesindeydi. Avrupa'da artan resesyon riski, savaşın yarattığı belirsizlik ve Türkiye'nin önemli ticaret ortaklarının risk altında olması nedeniyle şimdi tehdit daha da büyük.

ABD ve AB alışık olmadıkları enflasyonla mücadele ederken, bunun Türkiye'ye yansıması nasıl olacak?

ABD, resesyon yaşanmadan enflasyonun 12-18 ayda düşürülebileceği noktayı geride bıraktı. Avrupa özellikle de Almanya ve İtalya, yaptırımların Rusya'dan enerji arzının kesilmesine yol açması durumunda büyük bir resesyon riski altında. Yaptırımlar daha fazla artmasa bile, Avrupa’da çok daha yavaş bir büyüme (%1,5 ila %2 daha düşük) söz konusu olacak. Türkiye'nin büyük ticaret ortaklarında resesyon, ihracat gelirleri ve cari denge için olumsuz olacaktır. Böyle bir ortamda Türkiye'nin de keskin bir yavaşlamadan kaçınması pek mümkün görünmüyor.

Türkiye enflasyonla mücadelede nasıl bir strateji izlemeli?

Bu noktada Türkiye’nin ciddi bir faiz artırımına gitmeden enflasyonu aşağı çekebilmesi çok zor. Faiz oranlarının daha erken yükseltilmemesi ve merkez bankası yöneticileri tekrar tekrar görevden alınarak kredibiliteye zarar verilmesi nedeniyle enflasyonun kontrol altına alınması gerçekten sancılı olacak. Türkiye yirmi yıl öncesinde yaşanandan daha kötü bir ekonomik krize doğru yol alabilir, ancak savaşa rağmen küresel büyüme ve faiz ortamı hala yeterince uygunken, ekonominin sert bir iniş yapmasını önlemek için yine de zaman var.

Popüler İçerikler

İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
YORUMLAR
29.03.2022

Bu dunkof, ehonomiden de anlami. Köprü yabtık ya lan. Ne grizi amuğa goyim.

Pasif Kullanıcı
29.03.2022

Bu adam da bizi kıskanıyor anlaşılan

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ