“Devasa sorunun bir detayı bu sadece. Ben ona odaklanmış değilim. Elbette o hattaki tüm mülkiyetleri araştırıyoruz. Sadece o değil ki tüm mülkiyetleri araştırıyoruz. Nasıl bir mülk hareketi oluşmuş? Samimi ve milli bir süreçten mi bahsediyoruz yoksa başka bilmediğimiz şeyler de var mı? 135 milyon metrekare tarım alanından bahsediyoruz. ‘20 bin metrekaresi birininmiş…' Onunla ilgilenmiyorum. Ben, 135 milyon metrekare ile ilgileniyorum. O bakımdan mülkiyet konusuyla da ilgileneceğiz ve oradaki o bütüncül yapının yaratacağı başka sorunları da esas niyeti de sorgulayacağız. Elini vicdanına koyup, başını yastığa koyduğunda, gündüz konuşup bunu savunup, akşam rahat uyumadığına inandığım birçok bürokrat ve kabine üyesi var. Bu benim inancım” açıklaması yaptı.
Kanal İstanbul değil "Katar İstanbul" başlığı düzeltelim lütfen.
"Bugüne kadar anlamamaya çalışıp direkt kabul eden boyun büken, boyun eğen insanlara sesleniyorum: Bu süreci anlamaya çalışın." Sayın Ekrem İmamoğlu'nda telkinle hareket eden ve iradeleri olmayan biatçıların hâlâ bir şeyleri anlayacağına dair ümidi var. Ölünün dirilmesini beklemekle aynı hesaba denk geliyor yalnız.
*Erdoğan her zamanki gibi tehdit dilinde. *İmamoğlu'nun konuyu gündeme getirip sıcak tutması güzel ama başta bunlar varken nereye kadar? *Halkın eskisine kıyasla daha bilinçli olması da güzel. *İmamoğlu'nun anlamadan kabul edenler derken halkı kastettiğini düşünmüyorum. *Katarlı konusu umarım havada kalmaz. *Öte yandan bırak seni biz övelim.