İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSPARK ile ilgili açıklamalarda bulundu. İSPARK'a finansal düzenleme yapıldığını söyleyen İmamoğlu, İSPARK'ın teslim aldıklarından beri 18 milyon TL zarar ettiğini ve 60 bin aracın ücretsiz veya indirimli İSPARK'tan yararlandığını tespit ettiklerini aktardı.
İmamoğlu İSPARK'la ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
'Burada yanlış bir sistem hatası var. Seçimde bangır bangır kar ediyor zarar etmiyor denen kurumun teslim aldığımız gün itibarıyla 6 aylık bilançoda 18 milyon zararı var. İSPARK niye zarar etsin? Biz bununla uğraşıyoruz. İSPARK’a benim katıldığım 4 saatlik bir toplantı yaptık. 60 binin üzerinde ücretsiz ve indirimli yararlanan araç var. Bu nedir? Derhal talimat verdim. Altını çiziyorum ücretsiz ve indirimli. Biliyorum ki büyük bir azalma olacak.'
Şu an itibari ile zam olmadığını söyleyen İmamoğlu, “Hangi çağda yaşıyoruz, elden ücret. Burada bir kaçak var, sorun var. Ekim itibariyle tahsilat sistemi başlatacağız. Geçici bir dönem teşvik edilmesi için, kredi kartıyla 9 lira ödeyeceksiniz. Sistemin işlemediği bazı otoparklar var. Verimsiz kullanılıyor. Bunlarla ilgili düzenlemeler başlatacağız. Benim İSPARK'ım neden zarar etsin. Ayda 2-3 milyon zarar ediyor. Bir zam çalışması elbette olacaktır. Şu an itibarıyla yoktur. Bütün bu söylediğim düzenlemelerden sonra fotoğrafı çekeceğiz ve ona göre hareket edeceğiz. Sistem hatasıyla ilgili bazı yerlerde uygulama eksikliği olmuştur. Bununla ilgili varsa vatandaşların fazla tahsilatları iade edilecektir.' dedi.
Gazetecilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Teröre bulaşanlarla el ele Diyarbakır'da neyi konuşuyor?' sözlerini hatırlatması üzerine İmamoğlu şöyle konuştu:
'Tabii ki üzülüyorum. Kiminle görüştüm? Yasanın seçim öncesi bütün incelemelerini yapmış olduğu, 'hiçbir sorunu yoktur, seçime girebilir, dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarıyla kameraların önünde görüştüm. Nerede görüştüm, Türkiye Cumhuriyeti'nin belediyesinde görüştüm. Orada yine seçilmiş bir belediye başkanı vardı. Kim o? Yine yasalara uygun şekilde seçime girmiş, kazanmış, bizim ilçemizi yöneten Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyla görüştüm. Kim terörist? Bu ispat ister. Bu aynı zamanda bir iftira içerir. Şaşkın şekilde izliyorum. Türkiye adına üzülüyorum. Bunların yapılmaması gerekir. Bizim kapalı kapılar ardında konuşmak gibi bir adetimiz yok. Gayet şeffaf Diyarbakır'a gittik il başkanlığımızı ziyaret ettik, belediyeye girdik kameraların önünde. Hediyelerimizi kameraların önünde verdik. Gittik esnaf lokantasında şişimizi yedik kameraların önünde. Bu tanımlar çok tehlikeli ve incitici. Biz demokrasiyi güçlendirmek istiyoruz. Demokrasi güçlenirse, demokrasi karşıtı güçler, kişiler, örgütler zayıflar. Yaptığımız şey bu.'
İmamoğlu geçtiğimiz gün Diyarbakır'ın görevden alınan Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ile bir araya gelmiş ve 'Aynı yerdeyiz' demişti. İmamoğlu bu sözlerine ilişkin şu açıklamayı yaptı:
'Ben de yasal olarak aday olmuş seçimi kazanmış biriyim. Mazbatamız hukuksuz şekilde elimizden alındı. Ardından bir seçim daha yapıldı, yine kazandık yine aldık mazbatamızı. Aynı yerdeyiz, bu. O vatandaşlarımız da başvurularını yaptılar. Hiçbir engeli yoktur diyen YSK. Suçu varsa niye sokakta? Geziyor, beraber yan yana Diyarbakır sokaklarını yürüdük. Diyarbakır benim, İstanbul benim. Sizin olduğu gibi. Hepsi bizim. Benim anlattığım, aynı yerdeyiz, aynı gemideyiz. Demokrasiyi birlikte güçlendireceğiz. Yapılan iş yanlıştır, istirham ediyorum bir an evvel bu yanlıştan dönün ki birilerinin eline fırsat geçmesin, demokrasi kuvvetlensin.'
İmamoğlu, Diyarbakır ziyaretinde Atatürk portresi hediye etmesine gelen eleştirilere de şu şekilde yanıt verdi:
'Bu yurdumun değerleri var. Herkesin hissetmesinin isterim. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladık bir gün önce. Mustafa Kemal Atatürk bu yurdun bize kazandırılmasının öncüsü. Sadece belediye başkanlığımda değil öncesinde de bunu hissettim. Daha önce birileri hediye etmediyse onun sorunu ama ben gittiğim yere bu ve bunun gibi simgesel hediyeler götüren biriyim. 82 milyon insanın bir değeri önderi olarak bütün Türkiye'nin topyekûn mücadele vermiş bir milletin öncüsü olarak o fotoğrafı Diyarbakır'da paylaştım. Makam odamdaki tablonun benzerini paylaşmak istedim. Gayette memnun oldular. Gittiğim her yere de götürmeye gayret edeceğim.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB'deki işten çıkarmalarla ilgili 'Bizim de yapacaklarımız var' sözlerine de şu şekilde karşılık verdi:
'Cumhurbaşkanı'nın hangi imada bulunduğunu anlayamam. Çıkarılmak ile ilgili nasıl bir adım atabilir bilemiyorum. Çıkarılanları eğer işe alacaksa Allah razı olsun istihdam yarattı derim, mutlu olurum. İmayı yorumluyorum sadece. Keşke 200 bin kişiyi değil 2 milyon kişiyi işe alsa. İsrafa karşıyız. İnsan kaynaklarıyla ilgili çok hızlı tedbirler alacağız. Benim şahsıma 18 makam tespit edilmiş. Her esnafın, her vatandaşımızın evi, sokaklar benim makamım. Burada bir tasarruf yapacağım. Türkiye ekonomik sıkıntılardan dolayı birçok konuyu önceleyemiyor. Moraliniz yüksek olsun her şey çok güzel olacak.'
Tayyip'in işi gücü bırakıp İmamoğlu'na çatmasından belli zaten İstanbul'daki musluğun tazyiki.
halka zam yaparak neyin tasarrufu yapılacak acaba.. ispark dediğiniz altıüstü bi otopark yani ne zararı olabilir ki. ayrıca bunun faturası neden yine halka kesiliyor. birileri yiyor içiyor olan yine halka oluyor. halk işsiz diyorsunuz 2 aydır cevap bekliyoruz. biz yıllardır çalıştığımız ekmek kapımızdan neden oluyoruz peki. gercekten komik.. kayda değer hiçbir açıklama yapmadı sayın istanbul belediye başkanı. her şey ne yazıkki cok kötü. masum insanlara halka fatura kesmeyi bırakın artık. tek derdimiz evimize ekmek götürebilmek. gecine bilmek. sizler gibi bu dünya malımın üstüne daha ne kadar mal ekleyebilirim değil. biraz vicdan.. lafta değil uygulamada vicdan..
Yol kenarını otopark yapan, hatta çift sıra parkettiren bir kurum nasıl zarar eder biri bana açıklasın? Mesela aşağıda 60 bin araçtan 18 milyon lira açığı çıkaran arkadaş açıklayabilir.