''Bu Kanal işi nereden çıktı? Sebebi sensin başkan. Kazanmasaydın, olmayacaktı. Bu bir yönetim anlayışıdır. Yani ne demek istiyorum? Üzgünüm ama, Sayın Erdoğan bu ülkenin babası sayıyor kendini. Bir böyle bir ruh hali olamaz. Seçilmiş, seçimli monarşinin hüküm sürdüğü, sarayların hüküm sürdüğü, ben istiyorum kavramının ortaya çıktığı, Erdoğan babamız bizler de onların sinirini bozan insanlarız. Bu, İstanbulluyu cezalandırmaktır. Bu, ‘Ben bu ülkenin her şeyiyim’ diyen bir bakış açısının tezahürüdür. Bu, ‘Güç benim elimde. Canım isterse, herkesin kafasına o çekici vururum’ demenin tezahürüdür. İstanbullu, bu ‘Ben istedim, yapacaksınız’ tavrına hayır diyecek, kaya gibi duracak. Ben, imza vermeye gittim. O sırada duran insanların olgunluğu… İstanbullu, bu ne olduğu belirsiz projeye hayır diyecek ve geçit vermeyecek. Ben buna inanıyorum. İstanbullu, bu cezalandırmanın karşılığını oyuyla karşılık verecek.''
Her konuda sırf kendi partileri yapıyor diye sorgusuz sualsiz biat edenler, kanalı savunanlar o kanalın yaratacağı tahribat için de belediyeyi suçlayacaklardır. Yahu hadi herşeyi geçin, bu kadar ekonomik dar boğaz varken herşeye zam gelirken bu ülke bu yükün altına nasıl girecek?
millet işsiz yoksul açlıktan kırılıyor, toplumsal ahlak desen yerlerde çocuğa yaşlıya kadına her türlü şiddet kol geziyor eee kanal açalım bir de ülkeyi satalım toprakları sevrde veremedik şimdi verelim... bu erdoğan gerçekten sevr anlaşmasının canlı hali gibi
Kanal pardon katar istanbul'a ne kadar karşı çıksanızda nafile. Arsalar parsel parsel satılmış bu saatten sonra ayıp olur arap kardeşlerine. Genci işsiz, halkı ekmeğe muhtaç kimin umrunda. Onların derdi daha çok para.