Sözcü'den Evren Demirdaş'ın haberine göre, Elazığ’da 16 yaşındaki Y.S’ye 6 yıl boyunca cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan cami imamı H.K. geçtiğimiz kasım ayında Elazığ valiliği tarafından açığa alınmış ve hakkında soruşturma başlatılmış ardından ise emekli edilmişti.
Emekli cami imamının taciz iddiasıyla ilgili ilk duruşma Elazığ 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Eski cami imamı tarafından taciz edildikleri iddiasıyla 2 kişi daha mahkemede ifade verdi.
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına tanık sıfatıyla ifade veren 25 yaşındaki M.A. ve mahkemede müşteki sıfatıyla ifade veren 23 yaşındaki S.K. da, kendilerinin eski cami hocası H.K. tarafından tacize maruz bırakıldıklarını iddia etti.
S.K.'nın ifadesinde “2009-2010 yıllarında kardeşimle birlikte Kur'an kursuna gitmeye başladım. Bir hafta sonra H.K. isimli şahıs sürekli benim derslerimi sona bırakıp çocukları kurstan gönderdikten sonra camide bulunan odaya ders çalıştıracağım diyerek götürüyordu. Odadayken vücuduma elbiselerimin üzerinden dokunuyor, tacizleri oluyordu… Çoğu kişi ifade vermeye çekinmektedir. Ben bu olayları anneme anlattım, annem hiçbir şey yapmadı. Olayları yaklaşık 5 sene sonra idrak edebildim. Haberlerde soruşturma açıldığını duyduğum zaman aynı psikolojiye tekrar girdim ve gizli tanık olmak istedim. Gizli tanık olamayacağım söylendi. Annemin duymasından korktuğum için soruşturma dosyasına mağdur olarak dâhil olamadım. Daha sonra aracına not bırakmam üzerine olaylar ortaya çıktı. Beni taciz eden H.K. isimli şahıstan şikâyetçiyim” dedi.
M.A. ise, “6-7 yaşlarından beri mahallemizin camisinde Kur'an kursuna 1-2 sene kadar gittim. 2003-2004 yıllarıydı. Cami hocası H.K. bize ders verirken elleriyle mahrem yerlerimizi taciz ediyordu. Çocuk olduğum için pek bir şeyin farkında olmuyordum. Sonradan bir yakınıma bu şekilde cinsel istismarda bulundu. Bu olay üzerine biz Kur'an kursuna gitmeyi bıraktık. Mahallenin erkek çocukları bile gitmeyi bıraktı. H.K.'nın, çocukluk yıllarımda bana karşı işlediği cinsel tacizleri ve akrabama yapılanları asla unutamıyorum” ifadelerini kullandı.
Tanık sıfatıyla ifade veren N.K.'nın ifadesinde ise; “H.K., bütün çocukları Kur'an okuturken ya kucağına oturtur, ya da elini omzuna atardı. Çocuklara uslu durdukları zaman camiyi gezdireceğini söyler, genelde birkaç çocukla ilgilenirdi. Bana Kur'an'ı hızlı hızlı okutturup eve gönderirdi. Ablamı beklediğim esnada, ‘Sen eve git, ablanı birazdan göndereceğim' derdi. H.K.'nın eşi, babaannemin yanına gelerek ‘Size karşı çok mahcubum. Yüzüne bakacak durumda değilim' şeklinde söylemleri olmuştu. Ancak ne için söylediğini bilmiyorum” ifadeleri yer aldı.
Bir sonraki duruşmanın tarihi ise 5 Ekim olarak belirlendi. Oybirliğiyle alınan mahkeme kararında, “Tutuklama talebinin sanığın duruşmaları takip etmesi ve kaçma şüphesini doğuran herhangi bir husus olmaması nedeniyle reddine” ifadeleri yer aldı.
Eski cami hocasının adli kontrolle serbest bırakılma kararına tepki gösteren Y.S.'nin avukatı Ali Aslan Emre, “Kuvvetli suç şüphesinin dosyada mevcut olması nedeniyle tutuklanma talep ettik ancak reddedildi. Bu suçtan sadece mağdurlar ve aileleri değil, tüm toplum etkilenmiştir. Toplumsal dokuyu bozan bu fiilin cezasız kalması hukuken kabul edilemez. Yarın başka kadınların daha mağdur olmaması için sanığın tutuklanması elzemdir. Yaptıklarının yanına kar kalması, ailenin adalete olan inancını sarsmıştır” dedi.
Cinsel istismar sanığı H.K.'nın yakınları, duruşma sonrası mağdur ailesine yönelik adliyede saldırı girişiminde bulundu. Sanık H.K.'nın bekçi olan oğlunun belinde silahla adliyeye girdiği, mağdur ailesini tehdit ettiği iddia edildi. Saldırı girişimi, emniyet güçleri tarafından engellendi.
Bizlerin de katıldığı duruşmada tanıklar dinlendi. Sanık imam H.K.'nın, mağdur Y.S.'nin annesine de cinsel istismarda bulunup tehdit ettiği ortaya çıkmıştı.
H.K.'nın, duruşmaya katılan diğer tanıklara da 7-8 yaşlarından itibaren yıllarca tacizde bulunduğu, tanıkların beyanıyla ortaya çıktı. Sanığın, Kur'an kursuna gelen onlarca çocuğa da tacizde bulunduğu belirlendi. Dava, sanığın adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasıyla ertelendi.
Davanın takipçisi olmaya ve mağdur kadınlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bizler; Şiddete maruz kalan kadınlarımızı yalnız bırakmayacağız.
Çünkü biz kadınlar; Yan yana geldikçe, dayanışma içerisinde oldukça, bu şiddet sarmalı içinde kördüğüm olan bağları birer birer çözeceğiz.
Kimse, biz kadınların örgütlü mücadelesini hafife almasın. Mücadelemiz, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedileceği 1 Temmuz'a kadarki sıkışık zaman dilimi ile sınırlı değildir. Sözümüz açık, kararımız net. İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyecek, 81 ilde kadın dayanışmamıza devam edeceğiz.
genelleme yapmak doğru birşey değil ama imam hatip okuyan kişiler bu tür ahlaksızlıklara daha meyilli oluyor
Emekli edildi öyle mi? Emekliliği verdiniz yani bu adinin. En ufak bir suç işleyen memuru görevden al emekliliğini verme söz konusu imam olunca emekli et! Devletten aldığı her kuruş emekli maaşı boğazında kalsın.
Annesine söylüyor ama anne inanmıyor. Yıllar sonra şikayetçi olacak ama hala annesinin korkusundan bir şey yapamıyor. Böyle anneler sapıkların ekmeğine yağ sürüyor. Tabii toplum tarafından genellikle tacizci değil de taciz edilen suçlu görüldüğü için anne de böyle yapmış olabilir. Bakalım ne zaman kurtulacağız bu zihniyetten...