Kitabın kapağındaki okul görselinden okulun adının 15 Temmuz Şehitleri İlkokulu olduğu göze çarpıyor. 50. sayfasında, Derya Öney tarafından yazılan “Bayrağıma Sesleniş” adlı metinde de 15 Temmuz’dan söz ediliyor.
Metinde, “Öyle ya! haklıydı bayrağım. Biz birlikte var olmuşuz şimdiye kadar. Vatan, bayraksız; bayrak, vatansız olamaz asla! Tıpkı 15 Temmuz’daki gibi biz bir bütün olarak var oldukça ve halkımız el ele verip canla başla çalışmaya devam ettikçe daha güzel günler göreceğiz” ifadeleri yer alıyor.
Kitabın bir sonraki sayfasında çocuklardan metinle ilgili bir etkinlik yapmaları isteniyor ve “Türk halkı 15 Temmuz’da ne yapmış?” sorusu yöneltiliyor.
Ancak kitaptaki 15 Temmuz etkinliği konusu metinle sınırlı bırakılmıyor ve çocuklardan ailelerinin 15 Temmuz’la ilgili görüşlerini sorması isteniyor.
Kitabın ilgili bölümünde, “Aile büyüklerimizden birini belirleyelim. Ona aşağıdaki soruları sorarak röportaj yapalım. Edindiğimiz bilgileri defterimize yazalım” şeklinde bir yönlendirme yapılıktan sonra çocuklardan şu soruları ailelerine sormaları isteniyor:
“15 Temmuz gecesi neredeydiniz? O gece ülkemize ne yapılmak istendi? Bu olaylardan nasıl haberdar oldunuz? Yaşanan olayı öğrenince ne hissettiniz? Halkımız o gece nasıl bir kahramanlık gösterdi?”
Halkı ayrıştırdılar, fişlediler vs yetmedi sıra ilkokul çocuklarına geldi. Yahu bu çocukların renkleri, hayat bilgisini, büyüklerine yer vermesi gerektiğini, çöp atmaması gerektiğini, abaküsü, hecelemeleri, CİN ALİ'yi vs o yaşlarda konuşması öğrenmesi lazım ne yapıyorsunuz siz ?
Halâ kitaplarda irticanın, tarikatçılığın kötü birşey olduğunu yazmamakta ısrar edip üstüne üstlük bir de bu arap göçmenlerin ufacık çocuklara soydaşımızmış gibi aktarılması etik değil.İş burda öğretmenler ve velilerde bitiyor.Kitaplarda yazmayanı anlatmak sizin elinizde.
15 Temmuz gibi bir olayı müfredata sokacak kadar niteliksiz şeylere ülke emanet ediliyor. Bunun benzerini anca Kuzey Kore'de görürsünüz.