İlklere İmza Atmış Olan 9 Türk Kadını

1. Keriman Halis Ece - İlk dünya güzeli

Keriman Halis Ece, 1913 yılında İstanbul'da doğmuştur. 31 Temmuz 1932 yılında Belçika'nın Spa kentinde yapılan Dünya Güzellik Yarışmasında 'Dünya Güzeli' seçilmiştir. Kendisine, yarışmadan sonra Atatürk tarafından 'Ece' (ece : kraliçe) soyadı verilmiştir.

Keriman Halis Ece, zamanın tüccarlarından Halis Bey'in altı çocuğundan biridir. Keriman Halis'in amcası, ünlü operet bestecilerinden Muhlis Sabahattin Ezgi'dir. Halası ise gene ünlü kadın bestekârımız Neveser Kökdeş'tir. Galatasaray Spor Kulübü'nün idarecilerinden Turgan Ece ise kardeşidir. Keriman Halis, yarışma sonrasında bir Türk Bayrağı'nın bulunmaması nedeniyle halkın tezahüratına cevap vermemiş ve bunun üzerine metrelerce atlas bulunarak bayrak orada yapılmış ve balkondan dalgalandırılarak izleyicilere gösterildikten sonra, kendisini görmeye gelen halkı selamlamıştır. Atatürk bu yarışma sonrasında yaptığı açıklamada, 'Övündüğümüz doğal güzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmenizi biliniz ve bu yolda uyanık bir tekamülün mütemadi tahakkukunu ihmal etmeyiniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır demiştir.

2. Afife Jale - İlk Türk Müslüman kadın oyuncu

13 Nisan 1919 tarihinde, Hüseyin Suat'ın 'Yamalar' adlı oyununda, Emel rolü ile ilk kez sahneye çıktı. Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda 'Jale' takma ismini kullanmış ve daha sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlanmıştır. Babası Hidayet Bey, annesi Methiye Hanım, kardeşleri Behiye Hanım ve Salâh Bey'dir. Babası Hidayet Bey, onun tiyatrocu olmasına karşıydı ve oyunculuğu hafiflik olarak görmekteydi. Afife evden ayrılmak zorunda kaldı. Tek destekçisi annesi Methiye Hanım'dı. İki kardeşinden Behiye evliliğinden dolayı, ağabeyi Salâh da işinden dolayı İstanbul dışındaydı. Yazar Selim İleri onun evden ayrılması hakkında şöyle demiştir: 'Aileden koptuğu düşünülemez Afife Jale’nin. Sonuna kadar aileyle bağı devam ediyor. Sonuçta aile hem tiyatrocu olması dolayısıyla ona karşı yadırgayıcı da yaklaşım göstermiş ama sonuna kadar onu bırakmamış. Çünkü en düşkün zamanlarında da yine erkek kardeşinin evinde kalıyor. Tabi aile her hâlde, mecburi olarak biraz uzak durmak zorunda kalmış. Fakat sonuna kadar koruduklarını zannediyorum.Darülbedayi'deki oyunları polis tarafından basılmaktaydı. 'Tatlı Sır' adlı oyunu polis tarafından basıldığında Ermeni bir tiyatro oyuncusu olan Kınar Hanım tarafından arka bahçeden kaçırılan sanatçı, 'Odalık' oyununu sahnelerken yine polis baskınıyla karşılaşması sonucu makine dairesinden kaçırılarak polisin elinden kurtulmayı başardı. O dönemki Dahiliye Nezareti (şimdinin İçişleri Bakanlığı) yayınladığı bir bildiriyle Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkmasını yasakladı ve bu durumu Darülbedayi yöneticilerine bildirdi. Darülbedayi yöneticileri artan baskılar nedeniyle Afife'nin Darülbedayi'deki ücretli görevine de son verdi. Bu dönemde maddî sıkıntılar da çekmeye başladı. Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle şiddetli baş ağrıları çekmeye başladı. Doktoru morfinle tedavi yoluna gidince sanatçı morfin bağımlısı oldu. 1923'te Atatürk'ün emriyle Müslüman Türk kadınları sahneye çıkabilmeye başladı ve kendisi ilk Türk Müslüman kadın oyuncu oldu. Anadolu'da turneye çıkan sanatçı yeni tiyatro ile Kadıköy'de sahne aldı. Ancak morfin bağımlılığı sanatçının sağlığını iyice bozdu. Bu yüzden tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı.

3. Sabiha Gökçen - İlk savaş pilotu

Sabiha Gökçen (22 Mart 1913, Bursa - 22 Mart 2001, Ankara), Dünya'nın ilk kadın savaş pilotu ve ilk Türk kadın pilottur. Atatürk’ün manevi kızıdır.

Bursa Vilayet Başkatibi Hafız Mustafa İzzet Bey ile Hayriye Hanım’ın kızları Sabiha, 22 Mart 1913’te Bursa’da dünyaya geldi. Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden ve ağabeyi tarafından büyütülen Sabiha, 1925’te Bursa ziyareti sırasında evlerinin yakınındaki Hünkar Köşkü’nde konaklayan dönemin cumhurbaşkanı Atatürk’e ulaşmayı ve okumak istediğini iletmeyi başarmıştı.

Atatürk, ağabeyinden izin alarak kendisini evlat edindi ve Ankara’ya götürdü. Sabiha, Çankaya İlkokulu ve Üsküdar Kız Koleji’nde eğitim gördü. Rahatsızlığı nedeniyle öğrenimini yarıda kesip Heybeliada ve Viyana’da tedavi gördü. Bir süre Fransızcasını ilerletmek amacıyla Paris’te bulundu. 1934’te Soyadı Kanunun çıkmasından sonra Atatürk kendisine Gökçen soyadını verdi.

Sabiha Gökçen, 1935'de Türkkuşu’nun açılış töreninde yapılan planör gösterilerinden etkilenerek havacılığa ilgi duydu. Atatürk’ün de destek vermesi ile 1935'te Türk Hava Kurumu'nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu'na girdi, Ankara'da yüksek planörcülük brövelerini aldı

4. Safiye Ali - İlk kadın doktor

Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleriyle tanınmış bir ailenin kızı olan Safiye Ali, 1891 yılında İstanbul´da dünyaya gelmiş, özel eğitiminin yanı sıra Amerikan Kız Koleji´nden mezun oldu. Balkan savaşı günlerinde cepheden getirilen pek çok yaralıyı görüp doktor olmaya karar verir. Ancak; onun bu isteğini gerçekleştirmek zor olacaktı. Çünkü; o yıllarda bir kadının tıp öğrenimi görmesi olanaksızdı. Oldukça yetenekli ve başarılı bir kişi olarak dikkatleri çeken Safiye Ali, dönemin Maarif Vekili Şükrü Bey´in desteği ile Almanya´ya tıp eğitimine gönderilir. Bu ülkede kadın ve çocuk hastalıkları üzerine ihtisas yapan Safiye Ali, Kurtuluş Savaşı´nın sona erdiği günlerde yurda döner ve hemen işe başlar. Kısa sürede Cağaloğlu´nda açtığı klinikte tedaviye başlayan Safıye Ali, o dönemin ünlü doktorlarından Besim Ömer Paşa, Akil Muhtar ve Operatör Emin Bey´den büyük destek görerek süt ve bakım evlerinde çalışır. Ayrıca Türkiye´yi yurt dışındaki tıp kongrelerinde temsil eden Safiye Ali, bir zaman sonra sağlık nedeniyle eşiyle birlikte Almanya´ya gider ve mesleğini burada sürdürür.İkinci Dünya Savaşı günlerinde Almanya´da yara alanların ve hastaların bakımını üstlenen Ali, savaşın ardından Türkiye´ye döner. Yakalandığı kanserden kurtulamayan Safıye Ali, 1952 yılında yaşamını yitirir.

5. Semiha Berksoy - İlk opera sanatçısı

Semiha Berksoy (d. 1910, İstanbul - ö. 15 Ağustos 2004), ilk Türk kadın opera sanatçısıdır. İstanbul Konservatuarı'nda ve Güzel Sanatlar Akademisi Namık İsmail Atölyesi Resim ve Tiyatro Okulu'nda eğitim almıştır. Daha sonra devlet bursu ile Almanya'da Berlin Devlet Yüksek Müzik Akademisi Opera Bölümü'nde eğitim almış ve birinci olarak bitirmiştir. Opera kariyerine 1934'de başlamış olan Semiha Berksoy Türkiye, Almanya ve Portekiz'de sahneye çıkmıştır. 1939'da Richard Strauss'un Ariadne Auf Naxos isimli operasındaki Ariadne rolü ile Avrupa'da sahne alan ilk Türk opera sanatçısı olmuştur. 1940'da Türkiye'ye dönen Semiha Berksoy,Carl Ebert'in rejiliğinde Tosca ve Madame Butterfly operalarında oynamıştır. Ayrıca Deli Dolu ve Lüküs Hayat operetlerinde de görev almıştır. 1998'de Devlet Sanatçısı unvanı almıştır. 1999'da New York City Lincoln Center'da Robert Wilson'ın The Days Before: Death, Destruction and Detroit III isimli operasında opera söylemiştir. 15 Ağustos 2004'de 94 yaşında ölmüştür, bir gün sonra İstanbul'da gömülmüştür.

6. Feriha Sanerk - İlk kadın Emniyet Müdürü

Feriha Sanerk, (d. 1923, İzmir), İzmir ve Ankara'da yaşadı, eğitim gördü. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. Kaymakam olma isteği geri çevrilince Emniyet Genel Müdürlüğüne başvurarak komiser muavini olarak göreve başladı. Otuz yıl çalıştıktan sonra 1974 yılında emekliye ayrıldı. Türkiye’nin “ilk” kadın Emniyet Müdürü Feriha Sanerk, Siyasal Bilgiler Fakültesine girdiğinde de okulda kız öğrenci bulunmadığını dile getirdi. Mülkiye mezunu olan dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu’nun, kız öğrenci olduğu için kendisiyle özel olarak ilgilendiğini kaydeden Sanerk, Saraçoğlu’nun kendisini kaymakam yapmak istediğini de söyledi.

7. Leman Altınçekiç - İlk jet pilotu

1933 yılında Sarıkamış'ta doğan Leman Bozkurt, liseyi bitirdiği yıl Türkkuşu İnönü tesislerinde planör eğitimi aldı. Hemen ardından Türkkuşu Motorlu Okulu'na öğretmen adayı olarak katıldı. 1954 yılında silahlı kuvvetlere bayanların da alınmasıyla ilgili karar çıkınca İzmir Hava Harp Okulu'na başvurdu ve Ekim 1955'te burada eğitime başladı. Pervaneli uçaklarla eğitimini tamamlayarak 30 Agustos 1957'de mezun oldu. Daha hızlı ve daha yükseğe uçmak arzusuyla jet pilotu eğitimi almak için ısrar etti. Ağustos 1958'de Eskişehir'deki jet eğitim filosuna katıldı ve kısa bir sürede eğitimini başarıyla tamamladı. Kasım 1958'de jet pilotu brövesini takan Leman Bozkurt, 9 yıl süreyle F-84 ve T-33 jet uçaklarında uçtu. Daha sonraki yıllarda hava kuvvetlerimizin karargah hizmetlerinde çalıştı. Personel Plan Şube Müdürü ve Merkez Şube Müdürü olarak görev yapan Leman Bozkurt Altınçekiç, kıdemli albay olarak hava kuvvetlerimizden emekli oldu. Ay-yıldızlı bayrağımızı göklerde taşıyan ilk bayan jet pilotumuz Leman Bozkurt Altınçekiç, aynı zamanda NATO hava kuvvetlerinin de ilk ve uzun yıllar boyunca da tek bayan jet pilotu olmuştur. Leman Bozkurt Altınçekiç 4 Mayıs 2001 de İzmir de vefat etmiştir.

8. Süreyya Ağaoğlu - İlk avukat

Yassıada'da hukuk profesörü babasını savundu.. Hür Fikirleri Yayma Derneği'nin kurucusu.. Çocuk Dostları Derneği'nin kurucusu.. Milletlerarası Hukukçular Komisyon'u üyesi.. Milletlerarası Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari Heyeti Üyesi.. Yazar.. Kadın hakları savunucusu..

Süreyya Ağaoğlu tarihimize ilk kadın avukat olarak geçmiştir. 1989 yılında 85 yaşında yitirdiğimiz Ağaoğlu yaşadığı dönemin en cesur entelektüel kadınlarından birisiydi. 58 yıl süreyle avukatlık yapan Süreyya Ağaoğlu hukuk Profesörü Ahmet Ağaoğlu'nun kızıydı. Lise yıllarında sınıfta cumhuriyet rejiminden söz ettiğinde arkadaşlarının 'gavur' olarak çağırdığı Süreyya Ağaoğlu avukat olmayı kafasına koyar. Hukuk fakültesine kaydını yaptırmak istediğinde ise engellerle karşılaşır. O yıllarda kız öğrenci olmadığından üniversitenin rektörü olan Haldun Taner'in babası Selahattin Bey'e başvurur. Dönemin kadınlarının henüz çarşafla dolaştığı bir zamanda başını bile kapatmadan görüşmeye giden Ağaoğlu Selahattin Bey'e fakülteye girmek istediğini söylediğinde odanın içinde kahkahalar yankılanır. Ancak Süreyya Ağaoğlu bu direnişin ardından kendisi gibi avukat olmak isteyen 3 arkadaşını daha götürünce size hemen fakülteyi açalım cevabını alır. O yıllarda öğleden önce erkeklere, öğleden sonra ise kadınlara ders verilebildiği için fakültenin çabası yalnızca bir dönem sürmüş. Başını kapatmamakta direnen Ağaoğlu'na erkekler başını açma dediklerinde verdiği yanıt: Ben açıyorum sen bakma oluyormuş. Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Süreyya Ağaoğlu avukatlığının yanısıra sıkı bir kadın hakları savunucusu olur.1948 yılında Berlin Milletlerarası Hukukçular Komisyonu Üyesi olan Ağaoğlu Hür Fikirleri Yayma Derneği Çocuk Dostları Derneği'nin de kurucusu..1949 yılında Milletlerarası Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari Heyeti'ne seçilen Ağaoğlu 1960 ihtilalinin ardından Yassıada Davaları'nda babasının avukatlığını üstlenerek hukuk savaşı verir.Süreyya Ağaoğlu Adli Mülahazat adlı İngilizce bir etüt Londra'da Gördüklerim ve Bir Hayat Böyle Geçti isimli kitapların yazarı.

9. Tansu Çiller - İlk kadın başbakan

Tansu Penbe Çiller (d. 23 Ekim 1946, İstanbul), Türkiye'nin ilk kadın başbakanı ve ilk kadın dış işleri bakanıdır. Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak koalisyon hükümetlerinde bulunduğu 1991-1997 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık %4,9 oranında büyümüş (1950'den günümüze kadar olan dönemin ortalaması %5'dir) ve Türkiye'nin GSMH'si Dünya toplamının binde 11.21'indan binde 12.37'sine yükselmiştir.1954 seçimlerinde Bilecik Valiliğinden emekli olan Rumeli Türklerinden, Selanikli Hüseyin Necati Çiller ile Muazzez Çiller'in tek çocukları olan Tansu Çiller, Fındıklı’da, İsmet İnönü İlkokulu’na kaydoldu. Ardından, baba Necati Bey’in Bilecik Valisi olarak atanmasını izleyerek, 1953 yılında, Bilecik Edebali İlkokulu’nun beşinci sınıf öğrencisi oldu. Demokrat Parti, okulunun adını değiştirmişti. Tansu Çiller, ilkokul diplomasını İsmet İnönü değil Namık Kemal İlkokulu’ndan aldı. Amerikan Kız Koleji mezunu olan Tansu Çiller, Robert Koleji Ekonomi Bölümü'nü bitirmiştir. Yüksek lisansını New Hampshire Universitesi, doktorasını Connecticut Üniversitesi'nde veren Çiller, doktora sonrası çalışmalarını Yale Üniversitesi'nde devam ettirmiştir. 1978 yılında doçent,1983 yılında profesör olmuştur. Tansu Çiller'in ekonomi üzerine 9 yayını bulunmaktadır.

Popüler İçerikler

Wanda Nara ile Yasak Aşk Yaşadığı Öne Sürülen Keita Balde Sivasspor'dan Gönderildi
Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu