İlk Otoriter Benito Mussolini'nin İtalya'da Güce Nasıl Yükseldiğini ve Ülkeyi Nasıl Değiştirdiğini Açıklıyoruz

20. yüzyılın en ünlü faşistlerinden biri olmadan önce, Benito Mussolini genç bir sosyalistti. 20'li yaşlarında Mussolini, Avusturya-Macaristan'da kısa bir süre sosyalist bir gazetenin editörlüğünü yaptı, ardından 1912'de 30 yaşlarındayken İtalya Sosyalist Partisi'nin resmi günlük gazetesi olan Avanti'nin (İleri!) editörlüğünü devraldı. Ancak birkaç yıl sonra parti, İtalya'nın I. Dünya Savaşı'na girmesine verdiği destek nedeniyle Mussolini'yi ihraç etti. Biz de bu yazımızda Benito Mussolini'den bahsediyoruz.

Mussolini aslında her zaman milliyetçiliği ve militarizmi savunmuyordu.

Syracuse Üniversitesi Maxwell Okulu'nda tarih doçenti olan Michael R. Ebner, “Mussolini ortodoks bir Marksistten çok otoriter bir devrimciydi” diyor. “Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle birlikte milliyetçiliği ve militarizmi devrimci ayaklanmanın anahtarı olarak görmeye başladı. Bu nedenle Marksist ekonomik determinizmi ve pasifizmi geride bıraktı.” şeklinde sözlerine devam ediyor.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Mussolini'nin 'Kara Gömleklileri' sosyalistleri hedef aldı.

Mussolini Sosyalist Partiyi geride bırakmış olabilirdi, ancak birçok İtalyan, kısmen düzen politikacılarının savaş sonrası sorunları çözmede etkisiz kalmaları nedeniyle, savaştan sonra bu partiyi benimsemişti. Savaşın kurbanlarından ve 1917 Bolşevik Devrimi örneğinden sonra her şey mümkün görünüyordu. Mussolini, Ulusal Faşist Parti'nin silahlı birlikleri olan 'Kara Gömlekliler' grubunu kurup daha doğrudan bir yaklaşım benimsemeye karar verdi.

Bu kazanımları gören Mussolini, Sosyalistleri güç kullanarak karşısına aldı.

1919'da Mussolini, Faşist Partisinin öncüsü olan Fasci Italiani di Combattimento'yu (İtalyan Savaş Birlikleri) kurdu. Bu grup, Sosyalistlere ve diğer politik düşmanlara karşı şiddet uygulayarak onları hizada tutmayı amaçladı. 1921'de paramiliter hareketini resmi bir siyasi partiye dönüştürerek Faşist Parti'yi kurdu. Partinin adını, eski Roma'da birlik yoluyla gücü simgelemek için kullanılan çubuk demetlerine atıfta bulunarak, İtalyanca demet anlamına gelen 'fascio' kelimesinden türetmiştir. Partinin ana düşüncesi, muhalifleri kontrol altında tutmak için şiddet gerektirse bile ulusal birliği sağlamanın zorunlu olduğunu vurguluyordu.

İtalya Kralı, Mussolini'den hükümeti kurmasını istedi.

1921'de Mussolini, İtalya parlamentosunun alt meclisi olan Temsilciler Meclisi'ne seçildi ve ertesi yıl, on binlerce silahlı Faşist, Mussolini'nin başbakan olarak atanmasını talep ederek Roma'ya yürüdü. İtalya Kralı Victor Emmanuel III, olağanüstü hal ilan etmeyi reddetti. Bunun yerine hükümeti feshetti ve Mussolini'den yeni bir hükümet kurmasını istedi. Mussolini hem başbakan hem de iç işleri bakanı oldu, özellikle kritik olarak ikinci görevle birlikte polis gücü üzerinde kontrol sağladı.

Mussolini'nin kişilik kültünün yükselişi...

Haziran 1924'te Mussolini ile bağlantılı suikastçılar sosyalist lider Giacomo Matteotti'yi öldürerek muhalefet milletvekillerini Parlamento'yu boykot etmeye sevk etti. 3 Ocak 1925'te Mussolini, faşist diktatörlüğünün başlangıcı olarak görülen Parlamento'ya yaptığı bir konuşmada bu suikastın sorumluluğunu üstlendi. Meclise, 'Bu Meclis önünde, dünyanın ve Tanrı'nın önünde, olup bitenlerin tüm siyasi, ahlaki ve tarihsel sorumluluğunu şahsen üstlendiğimi beyan ederim. Faşistler bir kötü niyetliler derneği ise, o zaman o kötü niyetliler derneğinin başkanı olduğumu beyan ederim.' dedi.

Katılımcılar ayağa kalkıp her cümleyi alkışladılar ve “Vivo Mussolini! Vivo Fascismo!” (Yaşasın Mussolini! Yaşasın Faşizm!) dediler.

Bu, Mussolini'nin tüm siyasi kariyerinin en büyük zaferiydi. Konuşmasından sonra, milletvekilleri Mussolini'ye dört bir yandan koşup onu omuzlarında kaldırdılar. Bazı milletvekilleri onu zafer kazanmış bir şekilde salondan çıkarırken, diğer bazıları ise dans edip şarkı söylüyordu. “İl Duce” (Lider) olarak bilinen Mussolini, o andan itibaren bir diktatör olarak hüküm sürdü. Kendisini her şeye kadir ve vazgeçilmez bir lider olarak yansıtarak bir kişilik kültü geliştirdi. Hükümeti, Sosyalist üyeler de dahil olmak üzere tüm muhalefeti ihraç etti ve tüm Komünist Parlamento üyelerini tutukladı. Yerel seçimleri kaldırdı ve siyasi suçlar için ölüm cezasını geri getirdi.

Mussolini daha sonra Hitler'le müttefik oldu ve İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda idam edildi.

Mussolini, 2. Dünya Savaşı'nda Alman diktatör Adolf Hitler ile ittifak kurdu ve kendi Büyük Konseyi tarafından iktidardan indirilip tutuklandığı 1943 yılına kadar İtalya'yı yönetti. Alman komandoları onu kurtardıktan sonra, Eylül 1943'ten Nisan 1945'e kadar Alman işgali altındaki kuzey İtalya'da kukla bir hükümetin başına geçti. Üçüncü Reich kuzey İtalya'daki hakimiyetini kaybederken, Mussolini metresiyle birlikte İsviçre'ye kaçmaya çalıştı. Kimliğini gizlemeye çalışmak için Alman kıyafetleri ve Alman miğferi giydi, ancak yıllarca kişilik kültünü tanıtmasının ve ön plana çıkarmasının bir sonucu olarak çabucak tanındı. Mussolini, 28 Nisan 1945'te İtalyan Komünist partizanlar tarafından metresiyle birlikte idam edildi.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Adolf Hitler'in Peşinde Olduğu ve II. Dünya Savaşının Belki de En Büyük Sırrı: Ağır Su
Tarihin Karanlık Sayfalarında Faşist Diktatör Mussolini ve Sıradışı Hayatı
Kilisede Mussolini Anmasına Polis Soruşturması

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
YORUMLAR
28.05.2022

Tarihteki ilk fasist mussolinimiymis vay anasi emeviler ne oluyor sirf arap olmadiklari icin musluman turklwri farslilari nasil katletmisler oku onedio admini

28.05.2022

Tskler

29.05.2022

Hâlâ Mussoliniyi ve faşizmi nazi, nazileride faşist diye tanımlayan terminolojiden ve neyin ne olduğunu bilmekten uzak o kadar çok cahil var ki şaşıyorum aq. Faşizmin hangi ilkesinde ırkçılık var, faşistler ne zaman kan ve din milliyetçiliği yapmıştır bunun hiç bir örneği yok. Faşistler de Kemalistler gibi "Ulus Birliği" ve "Laiklik" kavramlarını savunmuşturlar ve ekonomik anlamdada korporatizmi benimsemişlerdir (ne gariptir ki kemalistler de kendi ekonomik sistemlerini Solidarist Korparatizm olarak adlandırmışlardır (yoksa kemalistler faşist mi 😮😮)) kısacası sövüp saydığınız şeyleri ne olduğunu bilin. Bilginiz olmadan kati fikirleriniz de olmasın bir zahmet.

28.05.2022

Ne hikmetse bizim siyaset alanıdaki karşılığı bana hep doğu Perinçek’i hatırlatıyor, Sol görünüp de faşist olan, kral Emmanuel bunun silahlı adamlarına üzerine Ordu’yu gönderip yok edeceğine , Başbakanlık koltuğunu buna teslim etmiş, Oda Krallığından oldu. Tarih tekrardan ibarettir, coğrafyalar değişir olaylar değişmez

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ