İlk Kez Dünya Fuarlarında Sergilenip Hâlâ Gündelik Hayatta Kullanılmaya Devam Edilen Önemli İcatlar

Bir zamanlar mucitler, ortaya koydukları alet edevatları dünyanın dört bir yanından insanların gelip ülkelerini temsil ettiği dünya fuarlarında sergilerdi. 19. yüzyılda dünya fuarları gerçekten büyük ilim ve teknoloji merkezleriydi. Şu anda günlük hayatta kullandığımız birçok teknolojik ürün ve altyapı hizmeti de ilk olarak bu fuarlarda gösterime çıktı. Bu ürünleri merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

Öncelikle dünya fuarının ne olduğuna ve nasıl ortaya çıktığına kısaca değinelim.

İlk kez 1851’de Londra’da düzenlenen dünya fuarı, orta çağdaki tarım ve ticaret şenlikleri geleneğinin daha büyük ve uluslararası çapta düzenlenen bir versiyonuydu. Zamanla dünya fuarlarına festivaller ve karnavallarla ilişkilendirilen eğlence etkinlikleri (yan gösteriler, şarkı ve dans etkinlikleri, geziler gibi) eklense de özünde sınai ve ticari bir sergi olarak kalmayı sürdürdüler.

19. yüzyılın kalanında ülkeler ve şirketler ürettikleri ürünleri hızla sanayileşen ülkelerden gelen temsilcilere tanıtmak için fuarları kullandı.

Potansiyel alıcılara güven aşılamak ve mallarını tanıtmak için kimileyin sergilerinin birer parçası olarak fabrikalarının çalışan küçük ölçekli versiyonlarını bile inşa ettiler. Dünya fuarlarının en öne çıkan ve heyecan uyandıran özelliği, yeni teknoloji ve icatların tanıtımıydı.

Dünya fuarı, hem katılan mucitlere hem de ziyaretçilere büyük fırsatlar sundu.

Ziyaretçiler halkın geri kalanından evvel en yeni ürünleri ve gelişmeleri görme fırsatına erişirken, ülkeler, sanayiciler ve mucitler başarılarını uluslararası bir sahnede sergileme şansına vakıf oldu. İcatların çoğu tutmasa da bazıları gündelik hayatta kullanmadan edemediğimiz şeylere dönüştü. Bunlardan birkaç tanesini aşağıda bulabilirsiniz.

1. Telefon.

ABD’de düzenlenen ilk dünya fuarı 1876’da Filadelfiya’da gerçekleşmiş, ayrıca ülkenin kuruluşunun 100. yılına denk gelmişti. 37 ülkeden fuara katılan mucitler arasında Boston Üniversitesi’nde vokal filolojisi profesörü olan İskoç asıllı Alexander Graham Bell de vardı.

Bell, yıllarca süren denemelerin ardından ses bir tel aracılığıyla iletme başarısını gösterdi.

Bunun üzerine 7 Mart 1876’da günümüzde telefon olarak bilinen “gelişmiş telgraf” olarak adlandırdığı cihazın patentini aldı. Telefonu Boston’daki meslektaşlarıyla test etmesine rağmen halka açık ilk gösterimi aylar sonra 25 Haziran 1876’da dünya fuarında gerçekleştirdi.

2. Fermuar.

Fermuar günümüzde çok da önemli bir icatmış gibi durmayabilir ama icadından önce giysilerin ipler, iğneler, düğmeler ve diğer tutucu nesnelerle sabitlenmesi gerekiyordu. Elias Howe 1851’de “otomatik sürekli giysi kapatıcı” adıyla ortaya koyduğu bu icadın patentini aldı. Ancak Howe icadını pazarlamadı ve fermuar o vakitler piyasaya sürülmedi.

42 yıl sonra 1893’te mucit Whitcomb L. Judson “tutturaç” adlı ayakkabı fermuarının patentini aldı.

Ardından iş adamı Lew Walker ile ortaklık kurup Universal Fastener Company’i kurdu ve icadını seri üretime geçirdi. Tutturaç 1893’te Şikago’da düzenlenen dünya fuarında tanıtıldı ve şirketin lastik çizmelere de eklemesi üzerine 1923’te fermuar olarka yeniden adlandırıldı.

3. Bulaşık makinesi.

Fermuarın yanı sıra Garis-Cochran’ın bulaşık makinesi de ilk olarak 1893’teki fuarda görücüye çıktı. İki dakika içerisinde 240 bulaşıklı mutfak gerecini yıkayabilen bu makine, meraklı gözlerin önünde sergilendi ve yapımı on yıllık bir sürece yayılan makinenin performansı izleyicileri memnun etti. 1883’te makine üzerinde çalışmaya başlayan Garis-Cochran, esasında akşam yemeği davetlerindeki bulaşıkları kolay yoldan temizlemek için bu işe girişmiş.

Cochran 1886’nın sonunda “bulaşık makinesi” adını verdiği makinenin patentini aldı.

İnsanlar kendisinin bu icadını beğense de, potansiyel yatırımcılar kendisinin kurulacak şirketin başında olmaması ve şirketin kontrolünü bir “erkeğe” devretmesi hâlinde yatırımda bulunacaklarını açıkça belirtti. Bunu yapmak istemeyen Cochran dünya fuarına değin makinesini tanıtma fırsatı bulamadı. Sonrasında ise her yerden ürün siparişi aldı ve 1898’de kendi fabrikasını kurdu.

4. Elektrik fişi ve prizi.

Elektriğin icat edildiğinde en büyük zorluklardan biri eklektiği kaynaktan alıp tek bir cihaza iletmekti. 1880’lere gelindiğinde her eve elektrik kablosu döşeniyor, ancak elektrikli cihazların doğrudan evin ana elektrik kaynağına bağlanması gerekiyor. Bu da hane için ciddi güvenlik tehlikesi yaratıyordu.

Bu durum 1904’te Harvey Hubbell’ın ilk çıkarılabilir elektrik fişinin patentini almasıyla değişti.

Uçlarında halka biçiminde çentikler bulunan iki yuvarlak pime sahip tasarımıyla Hubbell, bir fişi yuvasında güvenle tutmak, tehlikeli kısa devreleri ve bunun sonucunda meydana gelecek şokları önlemeyi başardı. Hubbell buluşunu ilk olarak 1904’te St. Louis’de düzenlenen dünya fuarında sergiledi. Fiş ve prizin icadı on yıl içinde elektriğin kullanım biçimini değiştirdi.

5. Televizyon.

Televizyonun geliştirilme sürecine 20. yüzyılın başlarında başlansa da resmî olarak 20 Nisan 1939’da New York’taki dünya fuarında görücüye çıktı. O gün, fuar alanında bulunan RCA Binası kamerayla kaydedilirken o anlar yaklaşık 13 kilometre uzaklıkta bulunan şirket merkezinde ekranlardan takip edildi. On gün sonra fuar halka açıldı ve ertesi gün RCA televizyon satışına başlandı. 1 Mayıs 1939’da ise televizyonun bir başka dönüm noktası olan düzenli yayınlara başlandı.

Fuar ziyaretçileri, “Amerika’nın ilk televizyon turu” olarak adlandırılan bir etkinliğe katılabiliyordu.

Etkinlikte aletin tarihini ve yayın yapmayı mümkün kılan teknik ve bilimsel kısımları öğrenebilme fırsatı sunulmuştu. Ancak bu yeni teknolojinin olmazsa olmazı olan parazitlere rağmen orta sınıf Amerikalı ailelerin televizyona erişmesi için henüz çok erkendi. 1947 öncesinde ülkedeki hanelerin çok azında televizyon bulunurken 5 yıl sonra 12 milyon evde televizyon bulunur hâle gelindi. Bu sayı gitgide artarak 1955’te ABD’deki evlerin yarısına kadar çıktı.

6. Dokunmatik ekran.

1982’de ABD’nin Knoxville kentinde düzenlenen dünya fuarı, rubik küp ve vişneli kola gibi ürünlere ev sahipliği yapmasıyla bilinse de geliştirilme süreci epey uzun olan dokunmatik ekran da burada sergilendi. Dokunmatik ekranla ilgili çalışmalar 1940’larda başladı ve ilk olarak 1970’lerde ilgi gördü. Ancak halkın bu fütüristik teknolojiyle tanışması ve deneme fırsatı elde etmesi 1982’deki fuara kadar mümkün olmadı.

Bu içeriklere de göz atabilirsiniz. 👇

Ortaya Çıkarılan En Büyük Karanlık Enerji Haritası Evrenin Kaderini Açıklayabilir
Gezegenimizin Akciğerlerini Neden Yok Ediyoruz? Ormansızlaştırmanın Nedenleri, Sonuçları ve Çözümleri
Ödümüz Kopmasına Rağmen Korku Filmlerine Bayılmamızın Ardında Yatan Psikolojik ve Evrimsel Nedenler

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı