Hürriyet'te yer alan habere göre, Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya göre, tecavüz dehşetinin yaşandığı sırada Ş.U. 13-14 yaşındaydı. Küçük kızın hayatını karartan ilk olay Ocak 2014’te yaşandı. Dosyaya göre, ailesine destek olmak için hafta sonları bir paketleme fabrikasında çalışan Ş.U., aynı fabrikada çalıştığı Selma Akın (41) ile birlikte eve dönüyordu. Akın bir süre sonra, Ş.U.’yu farklı bir sokağa yönlendirdi. Ş.U. bir anda tedirgin olsa da duruma anlam veremedi. İkili kısa bir süre yürüdükten sonra, sokağın içinde otomobili ile bekleyen Abdullah Gülücü’nün (30) yanına geldiklerinde durdu. Akın işbirliği içinde olduğu Gülücü’nün Ş.U.’yu zorla otomobile bindirmesine yardımcı oldu. Gülücü otomobilini hareket ettirirken Akın kendisine “Ş.’nin işini bitir geri getir seni burada bekliyorum” dedi. Gülücü, Ş.U.’yu, zeytinliklerin olduğu ıssız bir yere götürerek kendisine tecavüz etti. Gülücü ve Akın, Ş.’yi yaşananları ailesine anlatması halinde “Babanı öldürürüz, seni pavyona attırırız, tarlada ağaca bağlarız” sözleri ile tehdit etti.
suçları sabit kişilerin ilk duruşmada tahliye edilmeleri yardım ve yataklık değilse nedir? sanıklardan birinin kabul ettiği, mağdurun çelişkisiz ve ayrıntılı ifade verdiği çocuğun nitelikli istismarını soruştururken hakim tahliye kararını acaba yasamızdaki hangi maddeye dayanarak verdi?
onları beraat ettiren yurt dışına çıkma yasağı koymayan ''adalet'' te suçludur!
O kadar delile rağmen Bunlara tahliye kararı veren o hakimin şerefini sikeyim! Tahliyeye itiraz etmeyen savcının da ruhunu sikeyim! Yasada boşluk var ise ve bu yasayı değiştirmeyi akıl edemeyenlerin de aklını sikeyim!