Kırmızı Oda dizisi daha ilk bölümüyle sosyal medyayı ele geçirdi, bizi ekran başında koltuğumuza yapıştırdı. Dr. Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitabı Madalyonun İçi: Bir Psikiyatrin Not Defteri'nden uyarlanan dizi, kadına şiddeti ele alan ilk bölümüyle yüreğimizi sızlattı.
Merak etmeyin, açıp izleme hevesinizi kırmadan şöyle bir göz atacağız.
binnur kaya sen mükemmel bi oyuncusun!!!!!
diziyle ilgili en büyük hata "ulan böyle de senaryo mu olur" denmesi. çünkü senaryo değil, maalesef anlatılanların hepsi gerçek, yaşanmış olaylar. prime time diye tabir edilen, herkesin elinde çayı kahvesi, meyvesi çekirdeği ile tv karşısına geçtiği bir saatte bu kadar "gerçekle" karşı karşıya kalmak, zor tabi. dayakla, hor görülmeyle, hakaretle yaşanan hayatlar, bundan kaçmak için takınılan sahte yüzler, yeni bir hayat ümidi ile kurulan temelsiz yuvalar, bu yuvalarda yetişmek zorunda kalan çocuklar... maalesef bunların hepsi gerçek... peki bunların böyle bir dizi ile, herkesin izlediği bir saatte gözümüze sokulması gerekli miydi ? sizi bilmem ama bence gerekliydi. çünkü artık bu ülkede her şeyin cılkı çıktı.. bazı şeylerin tokat gibi çarpması gerekiyor yüzümüze.. oyunculara söyleyecek tek sözüm yok, muhteşemdiler.
İbretlik! Bu tarz şeyleri izleyerek kendi hayatını sorgulayanın, üzülenin, ağlayanın, vicdanlı ve merhametli olanın bir ders çıkarmasına gerek yok ki! Fakat izleyen kesim zaten bu tarz şeyleri çoktan aşmış insanlar. Zannediyor musunuz ki; karısını, çocuklarını döven, tacizci, tecavüzcü, ahlaksız, cahil vs... birinin bunları izleyeceğini. Çok açıkça söyleyeyim bizler, bunları yapmayan insanlar olarak izliyoruz kendi kendimize.