Bu belirtiler olan ilişkilerin öz güveni zedelenen taraf için sağlıklı olduğu düşünülmüyor...
Bu belirtiler olan ilişkilerin öz güveni zedelenen taraf için sağlıklı olduğu düşünülmüyor...
Karar vermeyi sevmeyen taraf olsanız da karar alınması gereken bir durumda ikinizin de düşüncelerini söylemesi gerekir, eğer partneriniz kendi kendine kararlar alıyorsa belki de konu hakkında yeterli bilginiz olmadığını ya da fikrinizin onun için önemli olmadığı mesajını vermeye çalışıyor olabilir. Bu kararlar yeni bir perde gibi küçük konular da olabilir, tatilde nereye gidileceği gibi büyük konular da olabilir...
Partneriniz belki sizi yorgunken, hastayken ya da eşofmanlıyken beğeniyor olabilir, bu çok tatlı... Ancak sosyal medya herkesin görebileceği bir yer ve bazen kendinizi beğenmediğinizi düşündüğünüz fotoğraflarınızı başkalarının görmesinden pek haz etmeyebilirsiniz. Partneriniz bu tür fotoğrafları paylaşmadan önce size sormadığı için kendinizi çok daha kötü hissedebilirsiniz ve bu kendinize olan saygınızı zedeleyebilir. Bu yüzden paylaştığı fotoğrafları birlikte seçmeniz ilişkiniz için çok daha sağlıklı olacaktır.
Bir insanın sözünü kesmenin kabalık olduğunu bilmeyen yoktur. Partnerinizin çoğunlukla sözünüzü kesmesi onun sizi dinlemiyormuş ve söylediklerinizi önemsemiyormuş duygularına kapılmanıza neden olabilir. Karşınızdaki insanın ne söylediğinizi umursamadığını fark ettiğiniz an oldukça kötü bir andır. Ve bu olay sık sık oluyorsa acaba hiç konuşmasam mı diye düşünmeye başlayabilirsiniz.
Partneriniz bazen en küçük şeylere bile itiraz edebilir. Kıyafetlerinizin hava koşullarına uygun olmadığından tutun da başka bir ayakkabı giymeniz gerektiğini sorgulayarak yardımcı olduklarını düşünebilirler. Ancak bu itirazlar bazen daha da büyüyüp, işinizi değiştirip değiştirmemek gibi büyük kararlara da karışmaya başlayabilirler. İlk başta tatlı ve yardımcı oluyor gibi gözüken bu davranışlar zamanla negatif bir hal alır ve kendi kendinizi 'Acaba benim bir çocuk olduğumu ve karar veremediğimi mi düşünüyor?' diye sorgulamanıza neden olabilir.
Vücut dili oldukça etkili bir iletişim şeklidir. Siz konuşurken gözlerini deviren partnerinizin içinden 'Söylediğin şey çok saçma.' ya da 'Sen salaksın ve seni küçümsüyorum.' gibi şeyler söylediğini düşünebilirsiniz. Başka bir negatif vücut hareketi ise 'umurumda değil, konuşmayı bırak' gibi anlamlara gelen kollarını kavuşturma hareketi olabilir.
Belki amatör bir sanatçı ya da şarkıcı olabilirsiniz ve partnerinizin performanslarınızı izlemesini ve destek vermesini istiyorsunuz. Ya da daha basit düşünürsek, bazı ortak ev rutinlerine yardımcı olmalarını ya da birlikte yürüyüşe çıkmak gibi basit aktiviteleri birlikte yapmak istiyor olabilirsiniz. Bu oldukça doğaldır ve bunları reddetmeleri sizi umursamadıkları anlamına geliyor olabilir.
Sürekli önerilerde bulunan partnerimizin yardımcı olduğunu düşünürüz. Ama aslında bir konuda, sizin istediğinizi umursamadan ısrarcı bir şekilde öneri sunan partneriniz size hiçbir şeyi doğru yapamıyormuşsunuz gibi hissettirebilir. İyi niyetler ama olumsuz sonuçlar... Sağlıklı bir ilişkide, partneriniz siz sorana kadar önerisini kendisine saklamalı, bu size güvendiğinin bir işaretidir.
Bir yetişkinin başka bir yetişkinle küçük bir çocukmuşçasına konuşması hiç hoş bir durum değil. Partneriniz size toplum içinde ya da yalnızken böyle davrandığında utanabilirsiniz ve küçük düşmüşsünüz gibi hissedebilirsiniz. Çocuk gibi konuşma tutumu size aşağılanmış ve değersiz hissettirebilir. Eğer partneriniz sizinle sık sık bu şekilde konuşuyorsa size hak ettiğiniz saygıyı göstermiyor demektir.
'Hayır' cevabı hava olabilir, hatta psikologlar bu cevabı daha fazla vermemiz gerektiğine inanıyor. Ancak partneriniz sunduğunuz her fikre hayır cevabını veriyorsa, bu cesaretinizi kırabilir ve kendinize olan saygınızın azalmasına sebep olabilir. Sık sık bu cevabı duyduğunuzda, kendinizi değersiz ve iyi fikirleri olmayan biri gibi hissetmeniz çok normal...
Eğer partneriniz yaptığınız her işi tekrar kontrol ediyorsa ya da baştan yapıyorsa, bu size hiçbir işi düzgün yapamadığınız mesajını verebilir. Elbette bazı işler iki kere kontrol edilebilir ancak bu her yaptığınız işte olmamalı.
Partneriniz sizinle birlikte bir plan yaptığı için mutlu olabilirsiniz ancak aniden fikirlerini değiştirebilirler ve size bir neden bile vermezler. Sürekli olarak bu ani değişimler kendinizi suçluymuşsunuz gibi hissettirebilir. 'Ya yanlış bir şey söylediğim için fikrini değiştirdiyse?' gibi düşüncelere kapılabilirsiniz, bu da kendi kendinize olan saygınıza büyük ölçüde zarar verir.
Bir şeyde başarılı olduğunuzda, partneriniz kendini rekabetçi hissedebilir ve başarılarınızı kıskandığı için sizi geride tutabilir... Bu tarz tavırlar kendinize olan güveni yok edebilir. Sırf daha iyi bildiklerini ve daha iyisini yapabileceklerini kanıtlamak için sürekli yardım sunabilirler ve istemediğiniz tavsiyelerde bulunabilirler. Sağlıklı bir ilişkide, her iki taraf birbirinin fikirlerine saygı duymalıdır.
Eğer partneriniz zamanla sizinle tartışmayı reddediyorsa, bir şeylerin uğruna tartışmanın gereksiz olduğunu düşündüğü anlamına gelir. 'Seninle bu konuda tartışmak bile istemiyorum.' gibi cümleler kurarak her konuda haklı olduklarını ve başka bir şeyi umursamadıklarını düşünürler. Tam anlamıyla kavga etmeniz gerekmiyor ama karşı tarafın da sözlerine ve düşüncelerini belirtmesine izin vermeleri gerekmekte.
Hayattaki çok şey stres kaynağı olabilir, partneriniz işi yüzünden üzgün ya da endişeli olabilir... Ama bunun acısını sizden çıkarması doğru değildir. Bu davranışları zamanla size herhangi bir şey olduğunda suçlu olan kişi sizmişsiniz gibi hissettirir. Zamanla onları yeteri kadar mutlu edemediğinizi düşünürsünüz.
Eğer partnerinizin onayını ve sevgisini sürekli olarak kazanmanız gerekiyorsa bu onlar için yeterince iyi olmadığınızı hissetmenize neden olabilir. Bu sağlıklı bir ilişkide olan bir davranış değildir, partneriniz size sevgi dolu davranmadığı için sürekli kendinizi sevdirmeye çalışabilirsiniz ancak bu ilişki sağlıklı değildir. Siz kendiniz olduğunuz için sevilmelisiniz, yapabildikleriniz için değil...
İlişkinizde bunlardan birini yaşadınız mı? Sorunu nasıl çözdünüz? Yorumlarda buluşalım...