İlişki Kaygısı: Kurduğumuz İlişkilerde Neden Mutsusuz?

Bugünlerde en çok aradığımız şey, kurduğumuz ilişkilerde mutlu olmak. Çoğumuz aslında 'Acaba doğru arkadaşlıklar kurdum mu?', 'Karşımdaki kişiye güvenebilir miyim?' gibi sorularla boğuşurken kendimizde 'İlişki Kaygısı' oluşmasına yol açıyoruz. Başlangıcı tamamen daha sağlıklı ilişkiler kurmak için elimizden geleni yapmak olsa da bir süre sonra elimizde patlayan bir bombaya dönüşüyor. Peki nedir bu İlişki Kaygısı sizin için araştırdık.

"İnsanın ana vatanı çocukluğudur."

Psikolojide bu söz çok ünlüdür ve aslında her şeyi özetler. Bütün duygularımız, hislerimiz ve dünya hakkındaki ilk görüşlerimiz çocuklukta oluşur. Uzmanlara göre eğer bir birey çocukluğunda ebeveynleri tarafından ön planda tutulmazsa ve gerekli ilgiyi göremezse hayatının geri kalanında öz-farkındalık problemleri yaşamaya başlar.

İki ebeveynin de kendi problemlerini ön planda tuttuğu bir ortamda büyüyen çocuk sevilmeye değer olmadığına dair yanlış inançlar geliştirebilir.

Haksızlığa uğradıklarını düşünerek bir öfke geliştirebilir ve bu öfkeyi alakasız ilişkilerine yansıtabilirler. Güven duymakla ilgili daima problem yaşarlar ve başka insanların da onlara duvarlar örmesini beklerler.

Bu insanlar samimi olmaları gereken yerde kendilerini sevdikleri insanlardan uzak tutarlar.

Bu da onları endişe duymaya sevk eder çünkü içlerinde bir huzursuzluk oluşur.

Bu kaygı, bağlanma stilinizden kaynaklanıyor.

Bu anksiyete kendini bağlanma davranışları ile ortaya çıkarmaktadır ve Lisa Firestone'a göre 4 tip bağlanma davranışı vardır. Bu bağlanma stillerini bilmek belki ilişkilerinizi çözümlemeniz için size yardımcı olabilir.

Güvenli bağlanma

Bu bağlanmanın oluşup oluşmaması tamamen çocukluğumuzdan itibaren annemiz ile kurduğumuz ilişkilere bağlıdır. Eğer bir birey güvenli bağlanma yaşayabiliyorsa hayatı boyunca annesi tarafından daima ön plana alınmış, ihtiyaçları karşılanmış, kendilerini ifade etmelerine izin verilmiş ve kim oldukları konusunda iç huzuru sağlanmıştır.

Bu bireyler romantik ilişkilerde de eşlerinin bağımsızlığını ve bireyselliğini kabul edebilir.

Eşlerinin ihtiyaçları olduğunda yanlarında olacağını bilirler ve diğer insanlara güvenirler.

Kaygılı Bağlanma

Bu bağlanma davranışını gösteren bireyler çocuklukta isteklerinin önemli olmadığı gibi bir düşünceye kapılmışlardır. Büyük ihtimalle bu bireyler çocukluklarında kızdığında, düştüğünde ya da ağladıklarında anneleri onları rahatlatmak yerine onlardan uzak durmayı seçmiştir.

Çocukluklarında duyguları önemsenmeyen bu bireyler, içlerinde büyük bir öfke biriktirmişlerdir.

Ve bu öfkeyi nasıl yönlendireceklerini bilemezler. Bu da, onlarda büyük bir endişe duygusuna yol açar, çünkü zihinleri çok tehlikeli bir duygudan kaçmaya çalıştıklarını düşünür.

Kayıtsız Bağlanma

Bu bağlanma davranışını gösteren bireyler, duygulara hiç önem vermezler. Karşılarındaki kişiye duygularını önemsemediklerini ve umursamadıklarını hissettirirler.

Aslında karşılarındaki kişileri görmezden gelirler.

Bazen gereksiz yere tartışmalar bile çıkartabilirler.

Korkulu Kaçınan Bağlanma

Bu bağlanma şeklindeki bireyler ise, kararsız duygulara sıkışmışlardır. Bu kişiler karşıdan sevgi, ilgi ve şefkat görmek isterler ama bir o kadar buna izin vermekten korkarlar.

En sonunda hayal kırıklığına uğramış olmaktan korkuyorlar.

Bu hayal kırıklığını yaşamamak için herkesten kaçarlar. Çünkü bu bireyler, çocukluklarında anneleri tarafından hayal kırıklığına uğramışlardır.

Peki bu sorunları nasıl çözebilirsiniz?

1. Sorunun ne olduğunu bilmelisiniz.

Eğer ilişki kaygınız varsa, ilk olarak bunu kendinize itiraf edin. Böylelikle kendinize olumsuz bir 'Neden mutlu olamıyorum?' sorusunu yük etmekten kurtulursunuz.

2. Kendinizde hangi bağlanma tipinin olduğunu bulun.

İlişkiler kurmada temel korkunuzu irdeleyin. Ve zihninizde çocukluğunuzu hayal edin. Annenizle ilişkiniz nasıldı? Onunla beraber oyunlar oynadınız mı? Çocukluğunuzda gösterdiğiniz iyi-kötü tepkilere ceza alır mıydınız? Bu cezalar nasıl olurdu?

Hatta bu anıları hatırladıkça bunları not alarak işinizi kolaylaştırabilirsiniz.

3. Kendinizi değiştirin.

Bunun için kendinize güvenin ve cesur olun. Duygusal olarak sağlıklı ilişkiler için adım atın ve sahip olduğunuz bağlanma davranışına baş kaldırın. Olmak istediğiniz şekilde davranan insanların olduğu ortamlara girin. Bunu yapabilirsiniz.

4. Pratikler yapabilirsiniz.

İlişki kaygınız olduğunda, odak noktanızı kendi bedeninizden, ihtiyaçlarınızdan ve duygularınızdan eşinizin ihtiyaçlarına, düşüncelerine ve duygularına kaydırırsınız. Sizin hakkınızda ne düşüneceği konusunda endişelenirsiniz. Bu zamanlarda derin bir nefes alın, bu düşüncelerin sizi panikletmesine izin vermeyin. Uyumlu olmak yerine bağımsız olmayı deneyebilirsiniz.

5. Kendinize her gün soru sorma alışkanlığı edinin. "Bugün nasıl hissediyorum?" gibi...

Tuttuğunuz günlüğü ya da notları, duygularınızı belirtmek ve düşüncelerinizle daha pozitif bir ilişki kurmak için kullanın. Hayatınızdaki güncel olaylar hakkında ki duygu ve düşüncelerinizi sorgulayın. Sezgileriniz onun hakkında ne söylüyor? Onunla mutlu musunuz? Yalnız olsan daha iyi hisseder misiniz?

Ayrıca, zor duygular için daha rahat olmanızı sağlayacak bir meditasyonu günlük programınıza dahil edebilirsiniz.

6. Daha da iyisi için bir terapistten yardım alabilirsiniz.

Aile ilişkilerinde ve travma konularında deneyimli bir terapistten yardım isteyebilirsiniz. Emin olun şu an bulunduğunuz yerden  doğru bir şekilde ilerlemenin en iyi yolunu bilir.

Evet millet bence artık sağlıklı ve güvenli ilişkiler kurabilmek bizim elimizde...

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''
Milyonlarca Emekliyi Bekleyen Tehlike! Emekli Maaş Zammında Sıfır Zam Endişesi