Aslında 20. yüzyıl insanlarına üstü kapalı bir eleştiride bulunan The Addams Family serisi 60'lı yıllarda çizgi film olarak başlayan macerasına bugün animasyon olarak devam ediyor. Hatta şimdilerde Wednesday karakterini konu alan Wednesday dizisi oldukça gündemde. Biz de yıllar boyunca bu aileyi konu alan farklı yapımları sizin en için en kötüden en iyiye sıraladık! 👇
2019'da çıkan filmde taşındıkları şehirde istenmemeleri anlatılırken, bu filmde Addams ailesi yürüyen şatolarıyla dünya yolculuğuna çıkıyor.
Yani orijinal filmlerin ürkütücülüğü ve korku unsurları bu animasyonda bulunmuyor ve bu da aklımızda kalan asıl Addams ailesi ile ters düşüyor. The Addams Family filmlerinin animasyon versiyonlarında çizgi romana uygun olan tek şey Gomez'in üst sınıf biriyle evlenmesi. Wednesday Addams ise Uncle Fester'ın DNA'sını bir ahtapot DNA'sıyla birleştiriyor ve ardından aynı yöntemi gerçekten Gomez ve Morticia'nın kızı olup olmadığını öğrenmek için kullanıyor. Bu kısım eğlenceli olsa da Wednesday'i çevresindeki düşük zekalılara zar zor tahammül eden bir tür kibirli dahi olarak karşımıza çıkarıyor ki Wednesday daha 13 yaşında bir kız çocuğu.
Bu animasyonda ilk filme nazaran daha fazla korku unsuru ve en azından ailenin gerçek bir düşmanı bulunuyor. Filmde, ailenin çevresindeki topluluk, adını Asimilation olarak değiştirmeye hazırlanıyor ve Addams ailesinin evi olarak adlandırdığı New Jersey akıl hastanesi, bir ev tadilatı realite şovunun yıldızı oluyor.
Ancak bazı replikler de 1964-66 yılları arasında yayınlanan dizi versiyonundan ve 90'lı yıllarda çekilen film uyarlamalarından. Pugsley karakteri ise bu animasyonda daha fazla ekran süresi alıyor ancak bunun nedeni, hikayesinin ilginç olması değil, Stranger Things'de Mike rolünü canlandıran Finn Wolfhard tarafından seslendirilmesi. Pek çok izleyici, bu animasyonun orijinal filmlerin zayıf bir uyarlaması olduğu ve komedi açısından da şakaların yeterince komik olmadığı konusunda hemfikir ne yazık ki.
Bu film esasında 1991 ve 1993'te çıkan iki başarılı film kadar başarılı olması ve çekilecek olan The Addams Family dizisinin pilotu olması gerekiyordu ancak yapımcılar bu filmi yaparken büyük bir hataya düştüler. Yapımcılar yönetmene Paramount Pictures tarafından çekilen filmleri kara komedi ve iğneleme kısmı olmadan taklit etmesini ve 60'larda yayınlanan dizinin ruhunu yaşatmasını ancak karakterlerin şapşallıklarını dahil etmemesini istemiş. Tüm bunlar çıkınca da ortaya pek başarılı bir şey çıkmamış tabii.
Halloween with the New Addams Family filminin izleyiciye verdiği yeni hiçbir şey yoktu. 1970'lerin sonlarında, kalitesi diğer filmlere kıyasla daha düşük, serinin yeniden canlandırmalarından biriydi sadece. Ancak en azından 1964'ten 1966'ya kadar olan dizinin oyuncu kadrosunun çoğunu yeniden bir araya getirmeye yaramış da diyebiliriz.
Bunu yapmaları orijinal Wednesday ve Pugsley'nin daha az filmde görünmesine sebep olmuştu tabii. Filmin bir diğer büyük eksisi ise filmle bütünleşmiş olan Vic Mizzy imzalı jenerik müziğinin bu filmde bulunmamasıydı. Filmde bilinmeyen bir müzik kullanılıyor ve bu da film de büyük bir eksiklik ortaya çıkarıyordu.
Filmdeki rolü için Altın Küre'ye aday gösterilen Anjelica Huston, Morticia Addams rolündeki performansıyla adeta kötülüğün vücut bulmuş hali diyebiliriz. Aktör Raul Julia da harika bir Gomez Addams ortaya çıkarıyor ve karaktere inanılmaz bir delilik katıyor. Jimmy Workman'ın Pugsley'i izleyiciyi oldukça güldürüyor ancak asıl ışığı Christina Ricci'nin canlandırdığı Wednesday çalıyor. Oyuncu her bir repliği son derece doğal ve kusursuz bir şekilde seyirciye iletiyor.
Bu film için 1991'de çıkan filmin üstüne katılarak, daha da geliştirilmiş hali olduğunu söylemek mümkün. Daha karanlık bir mizah ile karşılaşıyoruz ve de aileye yeni birisi katılıyor. Görselde de gördüğünüz üzere bebek Pubert Addams babasıyla aynı bıyığa sahip. Bu filmde oyunculuklar her açıdan zirveye ulaşıyor diyebiliriz. Hatta Gomez Addams'ı canlandıran Julia film çekimleri esnasında mide kanseri için tedavi görüyordu ancak bunu fark etmek mümkün değil. Ailenin zor günler geçirdiği dönemde özellikle oyunculuğunu konuşturan Julia, eşi olan Morticia karakteriyle de akıllara kazınan o inanılmaz tango sahnesinde harika bir iş ortaya koyuyor.