Hepsine katılıyorum. Ama bizim oğlana okulda “senin baban garson köpek gibi ordan oraya koşuyor akşama kadar demiş arkadaşları çocuk ağlayarak geldi okuldan. Ha keza bana çok hürmet eden saygı gösteren biri garson olduğumu öğrendikten sonra abi demeyi bıraktı. Bizim ülkemizde maalesef sahip olduğun maddi şeylerle değer görüyorsun. Okumuş olman kültürlü olman bir üst değer değil.
Ben sana her zaman abi derim statüm ne olursa olsun. Ayrıca yaptığın işe saygı gösterir önünde eğilirim. Suyun üstünde de yürüsen çünkü yüzme bilmiyor diyenler her zaman olacaktır..
10
Pasif Kullanıcı
12.11.2019
Bizim esnaf zanaatkar kesim osmanlı'dan itibaren ermeni, yahudi gibi gayrimüslim ağırlıklıydı. Bugün baktığımızda da soyadı demirci, kazancı, kuyumcu nalbant vb olan aileler muhakkak ermeni kökenlidir. Bizim "usta"larımız asıl onlardı. Biz de gerçekten söylediğimiz gibi savaşmaktan başka bi şey bilmeyiz zaten. Esnaflık bilmeyiz. Zanaatçı da değiliz. Sanatçı zaten hiç değiliz. Statü meselesine gelince, eskiden böyle bi derdim yoktu. Ama ne vasıfsızların ne makamlara geldiğini "getirildiğini" görünce "benim ne eksiğim var bunlardan" diye soruyo insan ister istemez.
Tespitlerin bir çoğu doğru ve yerinde. Ancak bunun sebebi insanların bir sabah uyandığında "kısa yoldan zengin ve statü sahibi olmalıyım" diye düşünmeleri değil. 24 Ocak kararları ve akabinde uygulanan piyasa ekonomisi, kültürümüzde de "kısa yoldan köşe dönmecilik" bilincini dayattı. Vatan sevgisi, millet sevgisi, paylaşım, doğaya ve hayvana saygı vs. bunların hepsi yıkıldı. Ama bu yıkım kendiliğinden olmadı. Uygulanan sistemin yetiştirdiği insan tipi bencil, köşe dönmeci insan tipi. Kemalist devrim ile kazandığımız başarılar bir bir yıkıldı. Dönüşüm için bir defa halkçı devletçi ekonomik modele derhal geçilmeli, bir üretim devrimi yapılmalı.
Hepsine katılıyorum. Ama bizim oğlana okulda “senin baban garson köpek gibi ordan oraya koşuyor akşama kadar demiş arkadaşları çocuk ağlayarak geldi okuldan. Ha keza bana çok hürmet eden saygı gösteren biri garson olduğumu öğrendikten sonra abi demeyi bıraktı. Bizim ülkemizde maalesef sahip olduğun maddi şeylerle değer görüyorsun. Okumuş olman kültürlü olman bir üst değer değil.
Bizim esnaf zanaatkar kesim osmanlı'dan itibaren ermeni, yahudi gibi gayrimüslim ağırlıklıydı. Bugün baktığımızda da soyadı demirci, kazancı, kuyumcu nalbant vb olan aileler muhakkak ermeni kökenlidir. Bizim "usta"larımız asıl onlardı. Biz de gerçekten söylediğimiz gibi savaşmaktan başka bi şey bilmeyiz zaten. Esnaflık bilmeyiz. Zanaatçı da değiliz. Sanatçı zaten hiç değiliz. Statü meselesine gelince, eskiden böyle bi derdim yoktu. Ama ne vasıfsızların ne makamlara geldiğini "getirildiğini" görünce "benim ne eksiğim var bunlardan" diye soruyo insan ister istemez.
Tespitlerin bir çoğu doğru ve yerinde. Ancak bunun sebebi insanların bir sabah uyandığında "kısa yoldan zengin ve statü sahibi olmalıyım" diye düşünmeleri değil. 24 Ocak kararları ve akabinde uygulanan piyasa ekonomisi, kültürümüzde de "kısa yoldan köşe dönmecilik" bilincini dayattı. Vatan sevgisi, millet sevgisi, paylaşım, doğaya ve hayvana saygı vs. bunların hepsi yıkıldı. Ama bu yıkım kendiliğinden olmadı. Uygulanan sistemin yetiştirdiği insan tipi bencil, köşe dönmeci insan tipi. Kemalist devrim ile kazandığımız başarılar bir bir yıkıldı. Dönüşüm için bir defa halkçı devletçi ekonomik modele derhal geçilmeli, bir üretim devrimi yapılmalı.