Malatya'nın Darende ilçesinde doğdu. İlk dinî bilgileri Hamîd-i Velî Camii imamı olan babası Hasan Feyzi Efendi'den aldı. İlkokulu bitirdikten sonra özel hocalardan Arapça ve Farsça öğrendi. Küçük yaşlarda Nakşibendî-Hâlidî şeyhi Sivaslı İhrâmîzâde İsmâil Hakkı Efendi'ye (Toprak) intisap etti. Babasının ölümünden sonra (1945) onun görevli olduğu camide fahrî olarak imam-hatiplik yapmaya başladı. Sekiz yıl sonra resmen tayin edildiği bu görevi emekli oluncaya kadar sürdürdü (1987). Ayrıca marangozluk, ciltçilik, hakkâklıkla meşgul oldu. Şeyhinin ölümünden sonra onun halifesi sıfatıyla irşad faaliyetlerine başladı. Bu arada çeşitli dernekler kurarak öncelikle Darende'de cami, kütüphane, imam-hatip okulu, Kur'an kursu, lise, endüstri meslek lisesi ve ilâhiyat fakültesi gibi kurumların yapılmasına öncülük etti. 1986'da kendi adıyla anılan Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı'nı kurdu. Osman Hulûsi Efendi 14 Haziran 1990'da İstanbul'da vefat etti ve Darende'ye götürülerek Hamîd-i Velî Camii hazîresine defnedildi.
Hulûsi Efendi'nin tarikat silsilesi İhrâmîzâde İsmâil Hakkı, Hacı Ahmed Niksârî, Mustafa Hâkî Tokadî, Halil Hamdi Tokadî, Mustafa Çorumî, Yahya Dağıstânî, Abdullah Mekkî vasıtasıyla Nakşibendiyye-Hâlidiyye'nin kurucusu Hâlid el-Bağdâdî'ye ulaşır. Hacı Bayrâm-ı Velî'nin Somuncu Baba diye tanınan mürşidi Hamîd-i Velî'nin on ikinci kuşaktan torunu ve seyyid olduğu bizzat kendisi tarafından ifade edilmiştir (Divân-ı Hulûsî-i Dârendevî, s. XII-XIII; krş. Akgündüz, s. 14-20, 128).
Gençliğinden beri edebiyatla meşgul olan Hulûsi Efendi, pek çok mutasavvıf şair gibi şiiri irşad hizmeti için bir vasıta olarak kabul etmiştir. Divân-ı Hulûsî-i Dârendevî adıyla basılan divanında (İstanbul 1986) daha çok klasik gazel tarzındaki manzumelerin yanında altmış kadar ilâhi, ayrıca koşma nazım şekli ve hece ölçüsüyle yazılmış manzumeler vardır. Gazellerinde Fuzûlî ve Niyâzî-i Mısrî'nin edası, hece ile yazılmış şiirlerinde ise Yûnus Emre'nin etkisi görülür. Osman Hulûsi Efendi'nin çeşitli mektupları vefatından sonra Mektûbât-ı Hulûsî-i Dârendevî adıyla bir araya getirilerek yayımlanmıştır (nşr. Mehmet Akkuş, Ankara 1996).
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
ben niye 2 üni bitirdim ki. önce imam-hatip ardından ilahiyat okusak istediğimiz yerde istediğimiz kademede rahat rahat yayılırmışız. o kalbinizde hissetmediğiniz ama ağzınızdan da düşürmediğiniz Allah'ım verecek belanızı.
Maalesef dilimizde tüy bitti,20 yıldır söylüyoruz.Heryere imam hatip açtılar,imam hatip ilahiyat mezunlarını kendi kadrolaşmaları için basamak olarak kullandılar.Liyakatsizlik,adaletsizlik aldı başını gitti.O yüzden ekonomiden,insan haklarından tutun da afet yönetimine kadar her alanda geri gitti ülkemiz...
sizin insalıgınızı tükereyim, kansız rant düskünü serefsizler, isi hakkına vereceksiniz hakkına. 2-3 dua etmeyi bilen adamı getirdikleri kuruma bak. 0 koordinasyon, insanlar donarak oluyor gocuk altında. ALOOO BİZİM KIZILAY DİYE BİR KURUMUMUZ VARDI, BOLGEYE GELEMEDİNİZ DAHA