İlaç üreticileri renkleri bir pazarlama taktiği olarak kullanarak hastaların hafızasında yer edinmeyi hedefliyor. Örneğin bir kişi bir ilacı kullanıp olumlu bir sonuç aldığında ilacın rengini hatırlayarak aynı ilacı tercih etme eğiliminde oluyor. Böylece ilaç markaları insanların zihinlerinde belirli çağrışımlar yaratmayı başarıyor.
Yapılan araştırmalar koyu renkli kapsüllerin bazı bireylerde daha etkili algılandığını ortaya koyuyor. Renklerin psikolojik etkisi plasebo etkisiyle birleşince insanların ilaçların renkleriyle ilgili oluşturduğu beklentiler gerçeği şekillendirebiliyor. Örneğin:
Kırmızı ve Sarı: Uyarıcı etki yaratır.
Mavi ve Yeşil: Sakinleştirici bir etki oluşturur.
Bu hastaların kullandıkları ilaçların etkilerini algılamasında önemli bir rol oynuyor.
Farklı renklerdeki haplar hastalar için hangi ilacın ne amaçla kullanıldığını ayırt etmede büyük kolaylık sağlıyor. Bu durum eczacılar için de benzer bir avantaj sunuyor. Eczacılar ilaçların içeriklerini hatırlamak zorunda kalmadan, yalnızca renkleriyle hangi ilacı satacaklarına karar verebiliyorlar. Böylece hastaların ilaçlarını doğru bir şekilde almasını sağlamak daha kolay hale geliyor.
İlaçların rengi kimyasal bileşenlerin özellikleriyle de doğrudan bağlantılı. Beyaz renkteki haplar içlerindeki maddelerin birleşiminden kaynaklanırken, renkli pigmentler ışıktan koruma işlevi görebiliyor. Örneğin bir ilacın rengi mor olduğunda bu durum içindeki kimyasalların ışığa karşı daha duyarsız olmasını sağlamak için eklenen pigmentlerle ilgili olabilir.
isimleri uzun ve kimse prospektüs okumadığı için....ablam sabah kırmızıyı içeceksin akşam maviyi demek daha kolay